Trak dönemine ait tarih yok olma tehlikesi yaşıyor

Trak periyoduna ilişkin tarih yok olma tehlikesi yaşıyor

Edirne Sinanköy’de tarihi kilise ve mağaralar çok ağır tahribatlar yaşıyor

Prof. Dr. Engin Beksaç: “Sinanköyün konumlanması lazım, çok ağır tahribatla karşı karşıya”

EDİRNE – Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Sinanköy’de yerli ve yabancı turistler tarafından keşfedilmeyi bekleyen tarihi kale, manastır, kilise ve mağaralar yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu için köy sakinleri pozisyonuyla Trak periyoduna ilişkin en eski yerleşkelerden biri olan bu türlü tarihi yerlerin korunmasını ve turizme kazandırılmasını istiyor.

Trakya Üniversitesi Trakoloji ve Sanat Tarihi Kısmı Lideri Prof. Dr. Engin Beksaç, Sinanköy’de 2004 yılında hafriyat çalışmalarına başladıklarını ve tarihi mağaraların koyun alanı olarak kullanıldığını söyledi ve Sinanköy’deki mağaralarda Osmanlı devrine ilişkin su şebekesinin bulunduğunu ve Osmanlı devrinde öncede su şebekesinin devam ettiğini söyledi.

“Çok ağır tahribatlarla karşı karşıya”

Tarihi bölgenin çok ağır tahribatlar ile karşı karşıya olduğunu ve buranın konumlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Engin Beksaç, gereken tedbirler alınır ise Sinanköy’ün dünya çapında turizm merkezi olabileceğini aktardı.

“2011 yılı itibariyle hafriyat çalışmalarına başladık”

Sinanköy’ün şuanda Trakya üzerinde en değerli arkeolojik alanlarından biri olduğunu açıklayan Prof. Dr. Beksaç, “Biz 2004 yılında çalışmaya başladık, birinci başladığımız yıllarda burası koyun alanı olarak kullanılmaktaydı ve alt üst edilmiş durumdaydı. Daha sonra çalışmalarımızı genişlettik ve 2011 yılı itibariyle hafriyat çalışmalarına başladık. Edirne Müzesi ile birlikte çalışmalarını yaptık. Kıymetli sonuçlar elde ettik. Sinanköy erken bir Trak Kültür Kült alanı, Dini bir tapınak alanın üzerinde kurulmuş bir genç Roma, erken ortaçağ yerleşmesi olarak karşımıza çıkıyor. Eski kayıtlardaki ismi probalon kenti olarak belirginleşebiliyor” dedi.

“Trakya ve Balkanlar açısında çok değerli bir arkeolojik alan”

Bölgenin bir metropolitlik merkezi olduğunu anımsatan Prof. Dr. Beksaç, “Edirne Merkezden sonra bölgenin en eski yerleşim alanı. Burada karşımıza çıkan çok enteresan datalar oldu. Yapmış olduğumuz hafriyatlar ve bize görülen kale duvarları dışında bir dış kale daha olduğunu gösterdi. Bunların da daha az fazla ahşap tahkimattı surların olduğu bizim palisat dediğimiz biçimde bir muhafaza mahsuru olduğunu gördük. Şu anda kalan yerlerde aşağıda bir manastır kalıntısı var, yukarda ise bir kale bulunuyor. Kalenin içinde ise, daha sonraki çalışmalarımızda biz bir kelken Kilise kalıntısı bulduk. Yaklaşık olarak 1500 yıllık bir kilise de yukarda durmaktadır. Ekseriyetle Sinanköy’ü M.S. sonra 500’lerden itibaren ağır bir biçimli İsken gördüğünü görebiliyoruz. Çok sayıda duvar ve fotoğraf kalıntılarını görebildik. Çok sayıda kesimlere rastladık. Aşağıda bir Plütonyum’un mevcut olduğunu iddia ediyoruz, daha sonra burası Krepon olarak kullanılmış ve elhasıl çok geniş alana yayılan kıymetli bir isken bölgesi ile karşı karşıyayız. Evvelki periyot bir tapının malı iken daha sonra bir Kale formuna getirilmiş ve güçlü bir Roma, genç Roma ve Bizans yerleşmesi olarak gün yüzüne çıkmıştır. Bizim burada yapmış olduğumuz hafriyatlarda Edirne’nin Osmanlı öncesinde de su dağıtım şebekesine sahip olduğunu gördük. Oradaki hafriyatta karşımıza bir su dağıtım şebekesinin kalıntıları çıktı. Yani temelinde Sinanköy çok değişik bir yer. İki yıla yakın bir müddettir biz hafriyata devam edemedik, yani bu sene de çok net değil, salgın hastalığı ve yeteri kadar takviyenin ziyadesiyle gelmemesi nedeniyle hafriyata şu anda orta vermiş durumdayız. Kısmet olursa ileriki yıllarda devam etmek istiyoruz. Zira hem Trakya hem de Balkanlar açısında çok kıymetli bir arkeolojik alan. Bu kadar pak bir Trak ve ortaçağ periyodunun yerleşmesi Trak devri üzerinden bakarsak günümüzdeki koşullarla bulmak çok güç, bu bakımdan Sinanköy çok farklı bir yer. Tıpkı açıdan Turizm açısından da baktığımız vakit burada farklığını da görmemiz mümkün olabiliyor. Sinanköy’ün konumlanması lazım, çok ağır tahribatla karşı karşıya, bu tahribatların korunmaya geçilmesi ve daha çok kazılarımızın sürdürmesi gerekiyor. Bunun karşılığı olarak da çok düzgün bir turizm kültür dayanağı geleceğini ve dünya çapında turizm merkezi olacağına bizlerde inanıyoruz” sözlerini kullandı.

“Turizm açısından umut vaat ediyor”

Sinanköy muhtarı Alaaddin Akdağ ise, “Tırak periyoduna ilişkin ve Traklar’dan başlamış olan ve üstte bulunan kalemiz, daha eski devirlerde ise burada kilise olarak kullanılmıştır. Hayvan yemliği yapılmış olanlar var. Yalnızca bununla ibaret değil yani, burada bir yürüyüş yolu olabilir, bir parkur olabilir, beşerler bu Mağaraları tanıyıp görebilir Burada olduğu üzere üstte da birçok mağaramız var ve birçok kale kalıntıları mevcut, Turizm açısından Edirne’ye yirmi kilometre yakınlıktayız. Burası suyun, ağaçlığın olduğu ve kahvaltı yerleri olaraktan kullanılabilir. Turizm açısından bir umut vaat edebilir” dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Mehmet Basmacı