Polis hayalinden vazgeçerek bu işe girdi, 65 yıldır mesleğini icra ediyor

Bir mühlet boyunca terziliğe devam eden Ramazan Şen, “1969 yılında askerden geldim. Ortaokul mezunuydum o vakitler polis olmak bu kadar güç değildi. Ortaokul mezunu olanlar polis olabiliyordu. Bir arkadaşım vardı, arkadaşımla birlikte dilekçeleri yazdık. Dilekçeyi karakola vermeye gittiğimizde ben arkadaşıma dedim ki ‘ben gelmeyeceğim ben kendi mesleğimi yağacağım’ diyerek dilekçeyi yırttım. Terzilik benim hoşuma gidiyor hür meslek o arkadaşım gitti polis oldu. Ben zati mesleğimi biliyordum, askerden geldikten sonra devam ettim” dedi.

Askerden geldikten sonra dükkan açmak isteyen Ramazan Şen, bir çobana ceketini satarak elde ettiği parayla ikinci el olarak aldığı materyallerle iş yerini kurdu. O yılları anlatan Ramazan Şen, “O vakitler dükkan açmak icap ediyordu. O vakitler tabi para ıstırabımız var. Biz 8 kardeşiz, sandalyemiz dahi yoktu, ütü yok bir de yeni evlenmiştim. Artık falan dükkan açmak çok kolay. Kendin bir şey yapamadın örnek veriyorum, devlet yardım ediyor. Bizim o vakitler bir şeyimiz yoktu. O vakitler ne yapabilirim diye düşünürken, latife falan zannederler fakat cetlerimiz der ya bu mesleğe ben ceketimi satarak başladım. Ben çobanın birine 80 liraya ceketimi sattım hiç unutmam. 80 lira falan o vakitler güzel para o vakit dükkan kiraları ise 100 liraydı fazla bir para değildi lakin kazanmakta farklı bir sıkıntıydı. Dükkanı korkarak açtım. Gittik bit pazarı olarak bilinen modül satılan yerden, sandalye aldım, ütü aldım, masayı bir yerden topladım o denli toplanarak bu iş yerinde 51 yıl oldu. Mesleğe başlayalı ise 65 yıl oldu. Gençliğin verdiği bir hazla ve mesleğimin tam oturmamasına karşın korkarak açtığım iş yerinde beklemediğim bir iş oldu. Sonra kendi kendimi yetiştirdim. Bir arkadaşım vardı hala görüşüyoruz. Terziler İş Hanında bu iş üzerine bilmediklerimi onlara sorarak öğrendim” biçiminde konuştu.

Mesleğini severek yıllardır terzilik yapan Şen, “Ben işimi severek yapıyorum. Bir insan mesleğini severek yaptığı vakit muhakkak başarılı olur ve hiç zorluğu falan olmaz. Yaşım 75 sevmesek bu meslek bizi çabucak bıraktırır. Yoksa ben bu yaştan sonra niçin iğne çekeceğim. Severek yapıyorum sevmek çok kıymetli ve adamın işini yaptıktan sonra Allah razı olsun diyor, o bana yetiyor da artıyor bile paradan evvela. Bu çok kıymetli illa para kazanma diye bir şey yok. Allah razı olsun çok değerli işte geldik işte gidiyoruz” diye konuştu.

Her yıl ekip elbise diktiren Hüseyin Yangöz, “Benim bu üzerimdeki elbiseden üç tane daha var. Ben bu ekip elbiseden her sen diktiririm. Severek giyiyorum” dedi.

Terzi Ramazan Şen’in diktiği elbiseleri severek giyen Osman Köker, “Diktiği elbiseler çok rahat. Çok uygun severek giyiyorum bende. Diktirdiğimiz elbiseyi rahat iki sene giyeriz. Lakin hazır aldığımız vakit elbise çabuk yıpranıp dağılıyor. Bu arkadaşım kaliteli kumaştan bizim istediğimiz üzere dikiyor” tabirlerini kullandı.