Kayıp olarak aranıyordu: Kan içinde fotoğrafı ortaya çıktı

Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan işitme engelli Nihal Babayiğit, 2022’de toplumsal medyadan Batman’da yaşayan işitme engelli Mehmet Basık ile tanıştı ve bir mühlet sonra kayboldu.

O periyot Nihal Babayiğit’i arayan babası Vedat Babayiğit ile bir müddettir farklı yaşadığı eşi Derya Yılmaz (43), kaybolduktan yaklaşık 2 ay sonra kızlarının Mehmet Basık ile Batman’da birlikte yaşamaya başladığını öğrendi. 

2023’te bir çocuk dünyaya getiren Nihal Babayiğit ile Mehmet Basık ortasında uyuşmazlık çıktı. Nihal Babayiğit, doğumdan 15 gün sonra bebeğini Batman’da bırakıp, Serik’teki ailesinin yanına döndü.

Geçen yıl 9 Ekim’de ise Mehmet Basık, Serik’e gelip Nihal Babayiğit ile buluştu. Bu tarihten sonra Nihal Babayiğit’ten bir daha haber alınamadı. Ailesi Nihal Babayiğit’i ararken, bu yıl 1 Mayıs’ta dayı Ali Yılmaz’a ulaşan ve Mehmet Basık’ın tanıdığı olduğu öğrenilen bireyler, çeşitli fotoğraf ve görüntüler gönderdi. 

Basık’ın cep telefonuyla manzaralı görüşme yaptığı şahsa, Nihal Babayiğit’in boynunda kan izleri, yerde hareketsiz yatar vaziyetteki fotoğrafını paylaştığı belirlendi. Tıpkı görüntüde Mehmet Basık’ın bayanın kimliğini ve cep telefonunu da gösterdiği anlar yer aldı. 

Aile, bu görüntü ve fotoğraflar üzerine Nihal Babayiğit’in hayatından kaygı ettikleri gerekçesiyle polise başvurdu. Soruşturma kapsamında Serik Emniyet Müdürlüğü’nün asayiş takımları, 2 Mayıs’ta Mehmet Basık’ı Batman’da gözaltına aldı. 

Basık süreçlerinin akabinde çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı. Aileye gönderilen ve pozisyon içeren bir bildiri üzerine polis grupları, Serik Millet Bahçesi’nde kadavra köpekleriyle geniş kapsamlı arama yaptı lakin Nihal Babayiğit’in izine ulaşamadı.

‘KIZIMIZ YAŞIYOR MU’

Polisin olayla ilgili araştırmaları sürerken, kayıp kızından haber almayı bekleyen Vedat Babayiğit, “Kızımız 9 Ekim’den bu yana kayıp. Olayın öncesinde 3 ay beraberdik. 9 Ekim’de dini nikahlı eşi Batman’dan Serik Otogarı’na geliyor, saat 09.00 sıralarında. Kızımla saat 11.00 üzere buluşuyorlar. Mehmet Basık saat 13.30 üzere gidiyor. O andan sonra kızım kayıp. Kızımız yaşıyor mu yoksa başına bir şey mi geldi, onu araştırıyoruz. Emniyete de başvurduk. Dini nikahlı eşi şu an cezaevinde. Biz onun yaptığına inanıyoruz. Yüzde 100 o yaptı. Kızım için polis kadavra köpekleriyle millet bahçesinde arama yaptı. Bize telefonla bir ileti geldi. Oranın pozisyonunu attılar. Orası ayrıntılı halde arandı fakat bir şey çıkmadı” dedi.

’15 GÜNLÜK ÇOCUĞUNU BİLE GÖSTERMEDİLER’

Babayiğit, kızı ve damadının toplumsal medyadan tanıştığını söyleyerek, “Pandemi periyodunda tanıştılar. Uzaklaştırmaya çalıştık lakin uzaklaşmadı. Devamlı gelip gidiyordu. Benim kızım da bırakmadı peşini. Dini nikahlı olarak kızımı aldı, evlendiler. Kızım gebeydi. Batman’da doğum yaptı. Bebek 15 günlükken kızım 2-3 sefer imajlı arama yaptı. Devamlı ‘Beni de buradan kurtarın’ diye tabirleri vardı. İşitme engelliydi. Damadın babasını aradım. ‘Çocuklarımı istiyorum. İkisini de istiyorum’ dedim. O da ‘Kızın kendine bakamıyor, çocuğa nasıl bakacak?’ dedi. ‘O vakit kızımı getir’ dedim, getirdi. 15 günlük çocuğunu bile göstermediler. Torunumu getirmedi” diye konuştu.

‘ÖLÜ YAHUT DİRİSİNİ İSTİYORUZ’

Kızının, damadı tarafından öldürülmüş olabileceğine dair görüntüler ve imgeler olduğunu belirten Vedat Babayiğit, “Gaziantep ve İstanbul’da işitme engelli iki çocuk var. Damadım toplumsal medyadan yayın yapıyor. Otogardan çıkarken otobüsün içinde bunları paylaşıyor. Onlar da ekran imgesi alıyor, lazım olur diye. Kızımın dayısına atıyorlar, bu manzaraları. Biz de doğal hızlandırdık süreci. Emniyet güçleriyle paylaştık. Şu anda kızımın dini nikahlı eşi mahpusta. Kızımızın canından tasa ediyoruz. Tek kaygımız kızımızın bir an evvel bulunması. Canlı ya da meyyit. En azından öldüyse gidip dua edebileceğimiz bir mezarı olur. Ne olursa olsun biz ona hazırız artık. Meyyit yahut dirisini istiyoruz. Yaşıyorsa kabulümüzdür. Ölüyse bile bir mezar taşı olsun istiyoruz artık” tabirlerini kullandı.

‘SÜREKLİ KIZIMIZI VEFATLA TEHDİT EDİYORMUŞ’

Dayı Ali Yılmaz da “1 Mayıs’ta tarihinde Kemer’de çalışıyordum. Bana bilmediğim bireylerden toplumsal medya üzerinden iletiler gelmeye başladı. Suriye asıllı oldukları tespit edilen bireylerden. Bunlar bana kızımızın bir ormanlık toprakta baş bölgesinden kanlı bir fotoğrafını gönderdi. O anda şok oldum. Batman’daki çocuğun babasını aradım. Yanıt vermeden telefonu kapattı. Polise giderek, şikayetçi olduk. Bana gelen fotoğrafları emniyetle paylaştık. Biz meyyit yahut canlı çocuğumuz bulunsun istiyoruz. Öldüyse cenazesi bulunsun bir mezarı olsun. Başında dua okuyalım. Tek kaygımız bu. Yapanlar da en ağır cezayı alsın istiyoruz. Bunlar birbirlerini seviyordu ancak son vakitlerde kızımız bu çocuktan korkuyordu. Daima kızımızı vefatla tehdit ediyormuş. Yeni çocuğu olduğu için ses çıkaramıyormuş. 15 günlük bebeği de annesinden ayırdılar. Nihal’i buraya gönderdiler. Kendi çocuğu ile irtibat kuramadı. Psikolojisi bozulmaya başladı. Eşinden korkuyordu. Tehdit ettiği için gidemiyordu ancak çocuğunu da çok istiyordu. İki ortada kaldı” dedi.