Iğdır Futbol Kulübü Teknik Direktörü Metin Diyadin: Türk futbolu 2-3 takım üzerine kurulu

TFF 2. Lig Kırmızı Küme’de çaba eden Iğdır Futbol Kulübü’nün teknik yöneticisi Metin Diyadin, “Türk futbolunu 2-3 grup üzerine konseyi bir dizi üzere düşünebiliriz” dedi.

Yaklaşık 20 yıl evvel amcası Selahattin Diyadin’in 2. Lig’e çıkardığı Iğdır Futbol Kulübü’nün başına getirilen Metin Diyadin, birebir başarıyı bu dönem kendisinin de göstereceğine inandığını söyledi. Ekibin başına geldiği 8 haftada 6 galibiyet ve 2 beraberlik alarak şampiyonluğun tezli takımlarından biri olduklarını belirten Diyadin, çok yeterli bir kulüp liderine sahip olduklarını da lisana getirdi.

AK Parti Iğdır Milletvekili ve iş insanı olan kulüp lideri Cantürk Alagöz’ün yalnızca Iğdır Futbol Kulübü’ne değil, birçok kulübe de ekonomik takviye verdiğini, bu cins küçük kentlerde futbolun gelişmesi için gençlere de değerli katkılar sağladığını söz eden Diyadin, “Türkiye’de şu an gündem Galatasaray ve Fenerbahçe. Hangisinin şampiyon olacağı konuşuluyor. Sonuçta biri şampiyon olacak ve 3-5 ay sonra unutulacak. Türk futbolunun maddi manevi bir yere ilerlediğini düşünmüyorum, ekonomik olarak bu işin içinden çıkamayacaklar. Ortadaki makas önemli manada açılıyor. 2- 3 grup üstte tepelerde dolaşacak, başkaları de bu lige eşlik etmiş olacak. Futbol piyasasında harcanan paraların gelir olarak bir karşılığı yok. Gruplar, yüzde 80-90 harcadığı paranın karşılığını gelir olarak elde edemiyor” diye konuştu.

Kulüplere yönetici bulmanın zorlaşacağını ya da Türk futbolunu farklı yöneticilerin yöneteceğini kelamlarına ekleyen Alagöz Holding Iğdır Futbol Kulübü Teknik Yöneticisi Metin Diyadin, “Türk futbolunu haftalarca 2-3 grup üzerine heyeti bir dizi üzere düşünebiliriz. Esaslı bir ıslahat, kalıcı bir gelir elde etmedikten sonra duvara çarpılmış olacak. Fakat ulusal kadro etkilenmez. Sonuçta alttan futbolcu gelecek. 90’lı yıllarda olmadığı için oyuncular çok rahat yurt dışına gidebiliyorlar. Transfer yapabiliyorlar, sayısal olarak artış var. Yurt dışına giden futbolcularımız ulusal ekipte oynadığı vakit bir problem olmayacak, ulusal ekipte yetenekli çocuklarımız var. Bu yüzden bir külfet olmaz lakin kulüpler ismine rekabette ortadaki fark git gide büyür. Arda Güler, Gençlerbirliği alt yapısından geldi. 12-13 yaşlarında yetenekli bir futbolcu olduğunu gösteriyordu. Bir sakatlık süreci geçirdi, onu da aştıktan sonra özgüvenli bir halde başarılı olacağını düşünüyorum. Türkiye’de yüzeysel olarak baktığımızda gerçek tercih yapıldığında yabancı teknik yöneticilerin daha başarılı olduğunu düşünüyorum, yalnız handikapları çok. Her ülkenin mevcut koşulları var, o manada burada boğulabiliyorlar. Teknik ve taktik manada önde olduklarını düşünüyorum” dedi.

Süper Lig’de kimin şampiyon olacağı tarafındaki soruya da Diyadin, şu cevabı verdi:

“Galatasaray kıymetli futbolculardan konseyi bir ekip, Fenerbahçe’nin de yıllar sonra hakikat oyunculara gittiğini düşünüyorum. Bunda tabi Ali beyin birinci geldiği günden beri ekonomik koşullar da çok kıymetliydi. Özetle bugünkü Fenerbahçe bizim 97-98 yıllarındaki Löw idaresindeki Fenerbahçe’ye çok benziyor. Şayet bir iki takılmada kriz ortamı yaratılmazsa Fenerbahçe’nin bu işi başarabileceğini düşünüyorum. Burada Fenerbahçe’nin medyasına ve toplumsal medyasına çok iş düşüyor. Bir yenilgi ya da beraberlikte bunu kriz ortamına sokma çabaları oluyor, bunu hallettiklerinde şampiyon olabilir diye düşünüyorum.”

Türk futbolunun 2 grup üzerine kurulduğu vakit hakem faktörünün daha çok konuşulacağını kaydeden Metin Diyadin, “Samsunspor, İstanbulspor ve öteki gruplarda da yanlışlar oluyor lakin kimsenin çok fazla dinlediği yok. Türk futbolu 2 ekip üzerine heyeti; hangisine daha fazla yanılgı yapıldı, hangisine yapılmadı diye. Hakemlerin de bu ortamda sağlıklı maç yönetme ihtimali çok düşük. Herkes doruğa bakarken alt liglerde ne olduğunu kimse bilmez. Bir algı ve gündem üzerine şurası olduğu için dönem sonuna kadar Türk futbolu 2 grup üzerinden konuşulacak. Hakemlerin de bu baskı ortamında sağlıklı maç yönetme bahtları yok. Burada toplulukların haklılıkları var mı var, zira hakem yetiştirmek de kolay değil bu manada. Birçok kadronun bağıracağı, sızlanacağı bir dönem olacak” dedi.