80’ler, neon renklerin, kabarık saçların ve kasetlerin çağıydı. Ama bu dönem sadece moda ve müzikle sınırlı değildi. Sokaktan stüdyolara, fotografçıdan grafiti sanatçısına kadar sanat dünyasında da devrim niteliğinde değişimler yaşandı. Gelin bu …
80’ler, neon renklerin, kabarık saçların ve kasetlerin çağıydı. Ama bu dönem sadece moda ve müzikle sınırlı değildi. Sokaktan stüdyolara, fotografçıdan grafiti sanatçısına kadar sanat dünyasında da devrim niteliğinde değişimler yaşandı. Gelin bu gelişmelere birlikte göz atalım. 👇
Kaynak: 1
Resimler Kuşağı
Kruger’in 1985 tarihli “İsimsiz” adlı çalışması, eleştirisini mizah ve korku arasında gidip gelirken sunuyor.
Sherman’ın “İsimsiz Film Kareleri” adlı çalışması, 69 fotoğraftan oluşan bir oto portre serisi aracılığıyla popüler kültürdeki kadın stereotipleri imgesini sorgulamaktadır.
Richard Prince, Marcel Duchamp’ın “hazır yapım” kavramının önemli mirasını Resimler Kuşağı için ortaya koydu.
Neo-Ekspresyonizm
Georg Baselitz, Anselm Kiefer ve Sigmar Polke, Nazi faşizminin ham belleğini araştırarak resim pratiğini yeniden canlandıranlar arasındaydı.
Gerhard Richter’in 1988’de hapishanede intihar eden solcu Kızıl Ordu terörist grubunun üyelerini resmettiği “18 Ekim 1977” serisi, tarihi anlama olasılığına şüphe düşüren lekeli bir fotoğraf estetiğini benimser.
Sokak Sanatı
Brooklyn’de Haitili bir ailenin yetenekli ve asi oğlu olan Basquiat, Manhattan şehir merkezinde “SAMO” adlı ikiliklerle dolu bir estetik geliştirdi: ilkel ve klasik, yüksek ve alçak, zengin ve fakir.
Keith Haring’in sanatı, çağın en önemli meselelerine, kokainin artan kötüye kullanımına ve 1990’da Haring’in kendi hayatına da mal olacak AIDS salgınına dair farkındalığı artırdı.
Neo-Pop
Genç Britanyalı Sanatçılar
Formaldehit içinde bir köpekbalığı olan “Yaşayan Birinin Zihninde Ölümün Fiziksel İmkansızlığı” ve ikiye bölünmüş bir inek ve buzağıdan oluşan dört parçalı bir heykel olan “Anne ve Çocuk Bölündü” en iyi bilinen eserleri arasında yer alır.