“Mutlu bir hayat bile karanlık anlardan muaf değildir. Keder ile dengelenmeseydi memnun olmanın ne olduğunu bilemezdik. Gündüz, gece ile birlikte …
Biraz hayal kırıklığı ve pişmanlık lakin en çok da acının bileşimi üzüntü…
Yaptığımız ya da bize yapılan bir davranışa verdiğimiz reaksiyon, sevdiğimiz birinin başına gelenleri engelleyecek gücümüzün olmamasının çaresizliği, her his üzere saniyeler içinde olup biten ancak beynimizin tetiklemesiyle dakikalar, saatler hatta aylar sürebilen bir his kokteyli keder.. Tabir edilmediğinde, iyileştirilmediğinde ve uzun sürdüğünde ümitsizlik ve hatta depresyonun alt yapısı.. Akciğer ve karaciğer hastalıklarının da tetikleyicisi..
Ama her his üzere onun da ikramı var; kendini güzelleştirmek ve yenilenmek başta.. Lakin bu duyguyu sağlıklı yaşayıp, iyileştirebilene… Olumsuz algıladığımız tüm hisler üzere ıstırap de hastalıklara neden olma potansiyeli var. Zira olumsuz bir his hissettiğimizde beynimizdeki duygusal ve fizikî acı devreleri harekete geçer ve hem ruhsal hem de fiziken acı duyarız.
Üzüntünün vücuttaki fizikî yansıması ile öncelikle bağışıklık sistemi üzerine.
Üzüntü halinde bağışıklık sistemi zayıflar, enfeksiyona bağlı hastalıkların ortaya çıkışı kolaylaştır. Üzüntünün öbür bir tesirinin ise kişinin soğuğa karşı hassasiyetinin artması olduğunu ortaya koyuyor araştırmalar. Üzgün olduğumuzda sıcak bir şeyler içme isteğinin nedeni de bu. Üzgünken beden ısımız düşüyor. Coşkuluyken ya da aşık olduğumuzda ateşimizin yükselmesi üzere.
Diğer bir fizikî tesir ise iştahın azalması formunda, lakin o noktada tatlı krizlerinin artışından bahsetmek lazım. Zira üzgün vakitlerde beynimiz olağandan daha çok çalışır, 70’ten fazla bölge, geçmişi anmak, acı çekmek, sebep, tahlil ve alternatif aramak üzere aktivitelerle meşgul haldedir. Beyin fazladan tükettiği enerjiyi karşılamak için glikoza muhtaçlık duyar ve biz tatlı yeme isteği duyarız.
Serotonin azalmıştır. Canınız kuruyemiş, muz, ananas, kivi, peynir, bir bardak çikolatalı sıcak süt çekebilir. Bu isteğin nedeni azalan serotonini tekrar yükseltme uğraşıdır.
Peki hüzün ile nasıl baş edilir?
1 – Ağlamak âlâ gelecektir. Ağlamak olumsuz hislerden arınmak için en harika yoldur. Ağladıktan sonra endorfin hormonu salgılanmaya başlar ve kesinlikle daha güzel hissedersiniz.
2 – Antrenman, cinsel bağ, yürüyüş üzere endorfin üreten aktiviteler hüzün ile baş etmenizi kolaylaştırır. Beklediğinizden daha süratli güzelleşmenizi sağlayabilir.
3 – Üzgün olduğunda neyi kaybettiğinize değil, neyi yenilemeniz gerektiğine daklanmak ve hayatının bu alanında aksiyon almak bu hissin armağanını almayı da beraberinde getirir. (Hem kendiniz hem sevdikleriniz için)
4 – Evet biraz tatlı yemek, bilhassa muz, hatta hurma üzere yiyecekler daha uygun hissetmek için yararlı olacaktır.
Son olarak; uygun bir lisanla söyleyemeyecekseniz, üzülmenize neden olan bireye “Beni üzdün” demek hiçbir işe yaramaz. “Ben bu davranışına üzüldüm” söylemi, karşınızdakinin de davranışını sorgulamasına ve ilginizin daha uygun bir tarafta evrilmesine yol açarak yararlı olabilir.
Sağlıklı söz edilmiş hislerin, sağlıklı bir ömrün en değerli destekleyicisi olduğunu hatırlayalım. Hislerimizin idaresinde yaptığımız sıhhatsiz besin seçimlerinden kendimizi koruyalım…
Sevgilerimle.
Instagram
Facebook
Twitter
Web
