Daz Sampson: Eurovision’dan futbol antrenörlüğüne uzanan sıra dışı kariyer

68. Eurovision Müzik Müsabakası, İsviçre’nin 591 puanla birinciliği kazanan Nemo ve onun hit kesimi ‘The Code’ ile tarih yazdı. İspanya ise Nebulossa’nın seslendirdiği ‘Zorra’ müziğiyle sadece 30 puan toplayarak 22. sırada yer aldı. Avrupa’nın büyük beğenisini toplayan ve dikkat çeken performansına karşın İspanya, yarışta beklentilerin hayli altında kaldı.

Eurovision, dünya çapında popülerliği ve dikkat çeken yarışmacı kıssalarıyla bilinen bir müzik şenliğidir. Bu yılki yarış, müziğin yanı sıra siyaset ve toplumsal iletilerle da ön plana çıktı.

Futbol ise yalnızca bir spor olmanın ötesinde, siyasetten sanata, monarşiden dine kadar geniş bir yelpazede tesir alanı bulan bir tutkudur. Fakat bu sefer müzik dünyasından futbola geçiş yapan bir isim dikkatleri çekiyor: Daz Sampson.

Sampson, Eurovision 2006’da İngiltere’yi ‘Teenage Life’ müziğiyle temsil etmiş ve yarışta 19. sıraya yerleşmişti. Tıpkı vakitte Guam, Tampa ve İngiltere’de futbol antrenörlüğü yapmış 49 yaşındaki müzisyen, Finli rock kümesi Lordi’nin zaferine şahit olmuştu.

BİR HAYAL: FUTBOL

Futbola olan tutkusuyla bilinen Daz Sampson, İngiltere’de elde ettiği mütevazı sonuçlara karşın şöhret kazanarak birkaç reality gösteride yer almayı başardı.

Ancak Sampson için asıl gaye sürekli futbol antrenörlüğüydü. Bu sevgi, onu 2008 yılında desteklediği Stockport County için “The County Song” isminde bir müzik bestelemeye itti.

Manchester City ve mahallî kadro Stockport Town’da gençlik yıllarında top koşturan Sampson, daha sonra antrenörlük mesleğine adım attı. İngiltere’deki sonlu fırsatlar nedeniyle, Sampson mesleğini yurtdışında sürdürmek için farklı ülkelere açıldı.

2012 yılından itibaren Sampson, futbol antrenörlüğüne profesyonel manada devam etti. İki yıl mühletle Guam’da bir kadrosu çalıştırarak başarılara imza attı, sonrasında ise ABD’nin Florida eyaletinde Tampa’da bir ekibin başına geçti.

2015 yılında Birleşik Krallık’a geri dönen Sampson, Billinge FC isimli amatör bir grubu çalıştırdı. Şu anda ise Liverpool yakınlarında yer alan Halebank FC’yi yarı profesyonel bir kulüp yapma uğraşında. Ayrıyeten, Liverpool ve Manchester bölgelerinde büyük kulüpler için gözlemci olarak da vazife alıyor.

TAKSİ SÜRÜCÜLERİNDEN OLUŞAN EKİP

Müzik mesleğinin yanı sıra antrenörlükte de kendini kanıtlamış olan müzikçi, Polonya’daki yarı profesyonel bir futbol ekibine antrenörlük yaptığı günleri anlatırken, “Bir kupada Wisla Krakow’a karşı oynadık. O vakitler taksi sürücüleri ve sıvacılardan oluşan bir ekibim vardı ve bir Şampiyonlar Ligi ekibi olan onlar bizi iki maçta yalnızca 3-2 yendi” biçiminde konuştu.

Pasifik adalarında kazandığı tecrübeden büyük memnuniyet duyan Sampson, daha fazla fırsat arayışıyla Guam’a geri döndü ve burada mahallî Shipyard ekibinde oynamaya başladıktan sonra antrenörlüğünü üstlendi.

“TOP BİLE YOKTU”

Sampson, “Guam’da birinci idmanımı yaptığımı hatırlıyorum. Oraya gittiğimde görünürde bir top bile yoktu. Her şey kondisyon ve grup kondisyonuyla ilgiliydi. Ve sonunda tenis toplarını getirdiler. Dürüst olmak gerekirse, bu oyuncuların elinden topu alamazdınız” dedi.

Guam’da yaşadığı zorlukları anlatan Sampson, “Son beş dönemde yüzde 72’lik bir galibiyet oranına sahibim. Guam’daki bir grup ile – oraya gittiğimde maaş bile almayan oyuncularla – ligde ikinci sırayı, kupayı kazanmayı ve hatta onlar için oynayan üç milletlerarası oyuncuya sahip olmayı başardım” diye ekledi.

2018 yılında Liverpool Echo’ya verdiği röportajda, Sampson, İngiltere’deki antrenörlük mesleği boyunca gereğince hürmet görmediğinden şikayetçi oldu:

Bu ülkede ciddiye alınmadım, yalnızca televizyondaki o adam olarak görüldüm. Ülkeye 2015’te geri döndüm ve beni hala ciddiye almıyorlar. Lakin Guam ya da Tampa’ya gidin, beni müzisyen olarak değil, çok uygun bir futbol adamı olarak tanıyacaklar.

“SİRKE DÖNÜŞMESİNİ İSTEMİYORUM”

Ayrıca, Eurovision deneyiminin kalıcı izler bıraktığını belirten Sampson, “Eurovision’un damgasından asla kurtulamayacağım fakat bunun bir sirke dönüşmesini de istemiyorum.” dedi.