Çocukların Gizlediği Dijital Zorbalığa Dikkat

Çocukların gizlediği dijital zorbalığa dikkat

Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci:

“Birçok ebeveyn aslında çocuğunun zorbalığa uğradığının farkında bile değil”

“Dijital dünya o denli dışardan görüldüğü üzere saf ve pak değil”

KONYA – Son yıllarda dijital mecralarda geçirilen müddetler her geçen gün artıyor. Bilhassa çocukların dijital zorbalığa maruz kaldıktan sonra içine kapandığına dikkat çeken uzmanlar, bu sorunun ise çeşitli ruhsal travmalarla sonuçlanabileceği ikazında bulunuyor.

Teknolojinin süratle geliştiği son yıllarda bilhassa çocuklar oyun, sokak, park ve halı saha ortamından çıkarak dijital ortamda olmaya başladı. Dijital ortamda bir çok tehlikeye dikkat çeken uzmanlar, çocukların gizlediği dijital zorbalığın tedbir alınmaması halinde çeşitli ruhsal travmalarla sonuçlanabileceği ihtarında bulunuyor.

“Birçok ebeveyn aslında çocuğunun zorbalığa uğradığının farkında bile değil”

Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Başkanı, Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Eskiden birebir yapılan zorbalıklar, bizim kendi devrimizde bu dijital çağdan evvel okul çağlarında olan yahut daha sonraki çağlarda yaşadığımız bütün o zorbalıklar külliyen dijital alana yöneldi. Dijital alanda maalesef dijital zorbalıklar diye tırnak içerisinde bilhassa belirtmek istiyorum zorbalıklar başladı. Bu hususta birçok ebeveyn aslında çocuğunun zorbalığa uğradığının farkında bile değil. Zira çocuk içine kapanıyor, söylemiyor. Bu dijital zorbalık dediğimiz olay, çocuk toplumsal medyaya girdiğinde yahut bilgisayar oyunları oynarken hiç bilmediği beşerlerle tanışabiliyor, onlarla temas edebiliyor, bir irtibat içerisine girebiliyor. Burada karşı taraf çocuğun resmi, fotoğrafı yahut görüntüsünü isteyebiliyor. Bunları aldığı vakit şu anda deep fake (derin sahtelik) denilen dijital uygulama yapılarak onun yüzü yahut fizikî manzarası öbür imgelerle birleştirilip farklı gayelerle kullanılabiliyor. Bilhassa burada çocuklar tehdit ediliyor. Gerek maddi manada gerekse farklı bahislerde çocuklar tehdit edilip siber zorbalık uygulanabiliyor. Bu hususta benim öncelikle çocuklara tavsiyem yani o bilgisayar kullanan çocuklara tavsiyem; bilmediğiniz beşerlerle ne bilgisayar oyununda ne toplumsal medyada ne de farklı toplumsal mecralarda irtibata geçmeyin. Ailelere tavsiyem de şu olur katiyetle, çocuklarınızla anne ve baba münasebetinden daha da öte arkadaş bağlantısı kurup çocuğunuzun hangi sitelere girdiği, kimlerle temas ettiği, kimlerle görüştüğüne dikkat etmeleri gerekiyor” dedi.

“Dijital dünya o denli dışardan görüldüğü üzere saf ve pak değil”

Çağın en büyük meşakkatinin siber zorbalık olduğunu söyleyen Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Bu ilkokul, ortaokul ve lise çağlarında yaşanabiliyor. Çocukların fotoğrafları alınıp ya da bazen çok güveniyor karşı tarafa kendi fotoğraflarını gönderebiliyor. Bunlarda olumsuz tarafta kullanılabiliyor. O manada bunun yaşı da yok. İlkokul, ortaokul, lise hatta yetişkinler için bile siber zorbalık yapılabiliyor. Buradaki en çok dikkat edilmesi gereken nokta şu; dijital dünya o denli dışardan görüldüğü üzere saf ve suçsuz değil. Hatta ailelere bazen şunları da söylüyorum. Siz çocuğum dışarda, sokakta oynamıyor inançlı bir formda konutumuzun içerisinde kendi odasında oturmuş bilgisayarı yahut tabletin başında çalışıyor diyorsunuz fakat inanın bazen o bilgisayar, tablet yahut dijital oyunlar dış dünyadan daha tehlikeli olabiliyor” sözlerini kullandı.

“Maalesef biz toplumsal medyada dünya ortalamasının üzerindeyiz”

Dijital mecrada kullanım yaşının gün geçtikçe düşmeye başladığını söz eden Doç. Dr. Küçükbezirci, “Ülkemizde de maalesef dünya ortalamasına baktığımız vakit toplumsal medya kullanımında dünya sıralamasında yerimiz var. Türkiye Cumhuriyeti olarak toplumsal medyayı ziyadesiyle kullanıyoruz. Burada olağan ki olumsuz manada şunları söyleyebiliyoruz; bir çocuk toplumsal medya kullanırken bilhassa yaş manasında söylüyorum, yaş ortalaması gün geçtikçe aşağı gerçek iniyor. Bunun sebeplerinden bir tanesi şu; ebeveynler tarafından çocuklarını susturmak için evvelden emzik veriliyordu artık telefon yahut ekran veriliyor. Bu halde çocuklar susturulmak ismine ya da oyalanmak ismine dijital dünya ile çok erken yaşlarda tanışmış oluyor. Bununla ilgili bir örneğimiz var; anne çocuğunu emziriyor, küçük yaşlarda çocuğu emzirirken eline telefon veriyor ve çocuk her karnı acıktığı vakit götürüyor annesine cep telefonunu gösteriyor. Karnım acıktı manasında burada bir koşullandırma var. Toplumsal medya kullanım yaşı Türkiye Cumhuriyeti olarak söylüyorum maalesef biz toplumsal medya kullanımında dünya ortalamasının üzerindeyiz” diye konuştu.

–