Bursa’da Öğrenciler Turşu Suyuyla Sıvı Gübre Üretti

Bursa

Faik Çelik Mesleksel ve Teknik Anadolu Lisesinde “sıfır atık” temasıyla kurulan Geri Dönüşüm Kulübü tarafından Japon kültüründe “bokashi” olarak isimlendirilen toprağın organik unsurlarla güzelleştirilmesine yönelik uygulamalar ele alındı.

İthal bir maya yardımıyla yapılan sıvı gübreyi yerli imkanlarla üretmek emeliyle öğretmenlerinin dayanağıyla AR-GE çalışması yapan öğrenciler, maya yerine turşu suyu kullandı.

Elde edilen sıvı gübre, okulun laboratuvarındaki test kademelerinin akabinde çiçek ve marullar üzerinde uygulandı. Saksılardaki çiçekler ve okul bahçesinde iki alana ekilen marulların bir kısmına su, kalanına ise sıvı gübre verildi. Uygulama sonucunda sıvı gübre ile sulanan çiçek ve marulların, su verilenlere nazaran daha erken büyüdüğü ve iri olduğu gözlemlendi.

Marul ve kimi çiçekler üzerindeki denemeleri diğer bitkilerde de yapacaklarını belirten Taşçı, “Olumlu sonuçlar alıyoruz. Sıvı gübre ve suyla sulanan eserlerin ölçümlerini tertipli yapıyoruz. Ortalarında yüzde 100 fark gözlemliyoruz. Okul olarak patent müracaatımızı yaptık, süreç devam ediyor. Müracaatımızın sonuçlanmasının akabinde gerekli müsaadeleri alarak eserimizin satışını yapıp okul bütçesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Bu eserin olağanda yurt dışında yüksek fiyatlara satılan mayayla elde edildiğini aktaran Taşçı, “Biz maya olarak atık turşu sularını kullanıyoruz. Rastgele bir masrafımız olmuyor. Büsbütün sıfır atık mantığıyla hareket ediyoruz.” dedi.

“Baştan bu vakte kadar dallanma, çiçeklenme, büyüme gözlemledik”

Gıda teknolojileri alanı öğretmeni Ayten İnal, bu çalışmanın AR-GE kısmında vazife aldıklarını bildirdi.

Sıvı gübrenin içindeki mikroorganizmaların yeterliliğini tespit ettikten sonra uygulama basamağına geçtiklerini anlatan İnal, şöyle devam etti:

“Mikroorganizmaların varlığı olağanda istenmez lakin biz bunların varlığından memnun olduk. Daha sonra arkadaşlarımızın yaptığı bu çalışmayı sulandırarak 1/100, 1/150, 1/200 üzere oranlarda seyrelterek çiçeklere ve marullara uyguladık. Çok hoş sonuçlar aldık. Alışılmış tüm bu süreçleri öğrencilerimiz yaptı. Nizamlı olarak her hafta ölçümler aldılar. Tertipli olarak sulama ve gübrelemelerini yaptılar. Çok hoş çalışma oldu. Verimli bir çalışma olduğunu düşünüyoruz. Baştan bu vakte kadar dallanma, çiçeklenme, büyüme gözlemledik. Öğrencilerimizle bizler de bu çalışmanın birer kesimi olduk.”

İnal, sıvı gübrede üreyen mikroorganizmaların insan sıhhati için rastgele bir sorun teşkil etmediğini belirtti.

Gıda teknolojileri alanı 10. sınıf öğrencisi Nermin Ümmet, çalışmadaki misyonunun marulların hem gübreli hem gübresiz sulanması olduğunu tabir ederek, “5 litrelik bidonların birine gübre ekleyerek eserlerin sulamasını gerçekleştiriyoruz. Bunu çizelge haline getirip notlar tutuyoruz. Büyük marulların olduğu kısmın sulamasını sıvı gübreyle yaptık, gübrenin tesirini görmüş olduk. Başka taraftakiler suyla olduğu için daha az büyüdü.” tabirini kullandı.

Sıvı gübrenin karıştırma ve oluşum basamağında misyon alan yiyecek ve içecek hizmetleri alanı 11. sınıf öğrencisi İrem Erdin ise şunları kaydetti:

“Çıkan zerzevat kabuklarını turşu sularıyla marine ettikten sonra varillere yerleştiriyoruz. Varillere havasını almak için baskı uygulayıp kapağını kapatıyoruz. Fermantasyon sürecinden sonra iki eserimiz çıkıyor: Biri üst katmandaki posa, oburu de sıvı gübre. Sıvı gübreyi alıp uygun ve inançlı bir depoda tutuyoruz. Sıvı gübreyi arkadaşlarımız çiçekler üzerinde deniyor. Arkadaşlarımız ortadaki değişimi çizelge olarak not alıyorlar.”