“Ateşin babası” çocuklarına kalkan oldu! Şimdi Kılıçdaroğlu ne diyecek?

Antalya’da 28 Temmuz’da başlayıp 53 vilayette tesirli olan 270’den fazla yangın devletin bütün imkanları seferber etmesiyle büyük zahmetle söndürülebildi. 

8 can verdiğimiz, ciğerlerimizi yakan yangınları PKK’ya bağlı “Ateşin Çocukları” isimli teröristler üstlendiği halde PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin eski eş liderlerinden Selahattin Demirtaş bunu siyasi bir materyal olarak kullanıp devleti gaye aldı.

Hürriyet Muharriri Nedim Şener, PKK sözcülüğüne girişen Demirtaş’a ve onun yılmaz savunucusu CHP’ye sert reaksiyon göstererek “Şimdi açıklama sırası “Demirtaş’ın hatası ne?” diyen, Atatürk’ün koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu’nda. Herhalde, Atatürk’ün talimatıyla; 1938 yılında çıkan ayaklanmanın bastırılması ve PKK’nın yaktığı ormanlar ortasında nasıl bir ilişki olduğunu açıklar.” dedi.

İşte Nedim Şener’in “Kundakçı PKK’nın ‘temizlikçisi’ Demirtaş” başlıklı yazısı;

Terör örgütü PKK’nın siyasi sözcülüğünden ileri gitmeyen HDP’nin eski eş liderlerinden Selahattin Demirtaş, Twitter hesabından şu utanmazca bildirileri attı:

“Dersim’deki orman yangınlarının söndürülmemesinin nedeni yetersizlik değildir. O bölgedeki ormanların birden fazla şuurlu olarak yakılır ve kimsenin de müdahale etmesine müsaade verilmez. On yıllardır sürdürülen şuurlu ve resmi bir siyasettir bu.

Bu gerçeği herkes bilir lakin ne yazık ki kimse söylemeye yürek edemez. 38’de Dersim neden bombalandıysa ormanlar da birebir münasebetle yakılıyor.

Kalbim Milas, Marmaris ve Manavgat’ta olduğu üzere, felakette bile ayrımcılığa uğrayan Dersim, Başkale ve Şemdinli’deki halkımızla birlikte atıyor.”

TUNCELİ’DEKİ YANGINI PKK ÇIKARDI

Tunceli Emniyet Müdürlüğü’nden edindiğim bilgiye nazaran; yangının çıktığı Tunceli Hozat-Ovacık ortasındaki Ali Baba Boğazı’nda, bir müddet evvel karakol üretimi için gereç taşıyan kamyona teröristler tarafından ateş açıldı. Jandarma’nın operasyon başlatmasıyla, PKK’lı teröristler meşelikleri yaka yaka bölgeden uzaklaştılar. O gün başlayan yangın değişik noktalarda devam ediyor. Yangına müdahale edilememesinin sebebi, bölgedeki teröristlerin varlığı ve kurdukları tuzaklar. Devlet bir yandan yangın ile ilgili söndürme çalışmaları yaparken öteki yandan kaçan teröristlere yönelik operasyonları yürütüyor. Hakikaten “özel güvenlik bölgesi” niteliğindeki alanda çıkan yangın sırasında 20 EYP’de patladı. İHA’ların tespit ettiği teröristlerle girilen çatışmada bölgede bulunan teröristlerden birisi meyyit ele geçirildi. Gerçek buyken, Demirtaş isimli şahıs yeniden cürmü devletin üzerine atıyor.

CİZRE-BODRUM’U UNUTTU

Bölücü terör örgütünün sözcüsü Demirtaş’ın son iletisi ise şöyle bitiyor:

“Manavgat ne kadar hepimizinse Dersim de o kadar hepimizindir.”

Sözcülüğünü yaptığı terör örgütü PKK’nın 2015’teki hendek-çukur hareketleri sırasında güvenlik güçlerinin Cizre’de yaptığı operasyonları eleştiren Demirtaş, Türkiye’nin batısında yaşayanları motamot şu sözlerle tehdit etmişti:

“Batı’da yaşayan kardeşim Cizre’ye karşı sussak, yollarda olmasak inanın ki bu ateş her tarafı yakar. Zannediyor musunuz Bodrum Cizre’ye çok uzak. Cizre yanarken Bodrum’daki keyifli olabilir mi?”

Daha 6 yıl evvel Türkiye’yi tehdit eden utanmaz şahıs artık çıkmış, “Manavgat ne kadar hepimizinse Dersim de o kadar hepimizindir” diyor.

YANGINLARI PKK ÜSTLENDİ

Bölücü terör örgütü sözcüsü olan bir kişi için “utanmaz” kelamını kullanmam garip gelebilir. Gelmesin zira bazen teröristlerde bile “utanma” duygusu vardır lakin Demirtaş üzere siyasetçiler de zerresi yok. Ona nazaran, yangın kasıtlı olarak devlet tarafından çıkarılmış hatta kasıtlı olarak söndürülmemiş. Ve bu bir devlet siyasetiymiş.

Devlet ve halk canları değerine 12 Temmuz’dan itibaren çıkan yüzlerce yangını söndürdü. Pekala, devlet ve halk bu yangınları söndürürken Demirtaş’ın sözcülüğünü yaptığı terör örgütü PKK’ya bağlı “Ateşin Çocukları” isimli teröristler ne yaptı?

1 Ağustos 2021 orman yangınlarını şu açıklamayla üstlendi:

“Öfke ve intikam hareketimizi ateşler içinde kalan kentler, kül ve dumanla kaplanmış gökyüzü, alevler içinde kalan dağ ve ovalarınızda göreceksiniz. Güzelim Metina köyleri yanarken… Rahat bir bayram ve tatil yaşayacaklarını mı zannettiler? Dağlarımızda dolaşan işgalci askerlerin ve kentlerimizde terör estiren polislerin ailelerini rahat bırakacağımızı mı düşündüler? Bu çerçevede de faşistlerin içme sularını zehirleyeceğiz. Bıçakla yaralayacak, ağız dolusu küfür edecek, camilerinizde namaz kıldırmayacak, okullarınızı ateşe verip Türk öğretmenlerini endişeden titretecek ve Kürdistan’dan kaçırtacağız. Otomobillerinizi, işyerlerini, ekin topraklarınızı ve kentlerinizi ateşler içinde bırakacağız. Ateşten isyan ile ilan ettiğimiz ‘ÇÖKTÜRME HAMLEMİZE’ tüm Kürtleri ve dostlarını güç vermeye, büyük coşkuyla harekete geçerek hesap sormaya ve zaferi kazanarak yüzyıllık intikamı almaya çağırıyoruz.”

Demirtaş, PKK’lı teröristlerin çıkardığı yangınlar için bir kelam edebildi mi?

ATATÜRK’ÜN KOLTUĞUNDA OTURANLAR CEVAPLASIN

“DAHA heykelini dikeceğiz” dediği terör örgütü elebaşı Öcalan’ın, 21 Şubat 1993 tarihinde PKK’nın yayın organı Serxwebun mecmuasındaki yazısındaki, “Partimiz, Ege, Akdeniz, Marmara ve Kürdistan’daki tüm turistik teşebbüslere karşı silahlı uğraş ve hareket kararı almıştır. Bütün turistik alanlar, oteller, plajlar ve başka alanlar bu aksiyon alanımız içindedir… Bu sene Türkiye’nin turizm faaliyetine karşı geliştirilecek her türlü bombalı akın, yakma ve imha etme aksiyonlarında ortaya çıkacak insan kaybından PKK sorumlu olmayacaktır…” satırlardan haberi yok mu?

Yeniden 1994’teki, “Üç genç birleşse, kesin bir faşist vurabilir, kesin bir dükkânı yahut fabrikayı yakabilir, yüz yerde orman yangını çıkarabilir” kelamlarıyla orman yakmanın sözcülüğünü yaptığı PKK’nın bir hareket biçimi olduğunu bilmiyor mu?

Bunları duymadım, bilmiyorum diyebilir. Pekala ayaklarına kadar gidip talimatlar aldığı PKK/KCK terör örgütü Yürütme Kurulu Üyesi “Cemal” kod isimli Murat Karayılan 22 Haziran 2020 tarihinde; “…Öyleyse bu düşmana karşı sessiz kalmamalı, direnişe geçmeliyiz. Hiçbir genç çaresiz değildir. 2-3 genç bir ortaya gelerek hareket yapabilir. ‘Silahımız yoktur’ diyebilirler. Silahları çakmak ve kibrittir. Onlar da çakmak ve kibritle gayret edebilir” kelamlarını de duymadı mı?

Ormanları yakan PKK’lılara ağzını açamayan Demirtaş, yangınları söndüren devleti suçlarken bir de şunu yazmış; “38’de Dersim neden bombalandıysa ormanlar da tıpkı münasebetle yakılıyor.”

Artık açıklama sırası “Demirtaş’ın cürmü ne?” diyen, Atatürk’ün koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu’nda. Herhalde, Atatürk’ün talimatıyla; 1938 yılında çıkan ayaklanmanın bastırılması ve PKK’nın yaktığı ormanlar ortasında nasıl bir irtibat olduğunu açıklar.

Bu türlü bir ilişki yoksa da PKK terör örgütünün sözcüsü Demirtaş’ı savunmaktan tahminen vazgeçer.