Arda Güler LaLiga’da Siftah Yaptı! Geçmişte İspanya’da Büyük İzler Bırakan Temsilcilerimizi Kimler Hatırlıyor?

İlk sezonunda takıma uyum sağlayan Nihat, 2002-2003 sezonunda ise adeta fırtına gibi esti. Real Sociedad’a tarihinin en özel sezonlarından birisini yaşatan kadronun bir parçası oldu. 

Sırp forvet Darko Kovaçevic ile muhteşem bir uyum yakalayan Nihat, müthiş bir sezon geçirdi. 

O sene uzun süre liderlik koltuğunda oturan ve tüm Avrupa’da gündemin merkezine yerleşen Bask ekibi, şampiyonluğu son hafta Real Madrid’e kaybetti.

Nihat-Kovaçevic ikilisi o sene Avrupa’nın en başarılı hücum partnerleri arasında gösterildi. 

Muhteşem geçen sezona rağmen Sociedad şampiyon olamadı. Ancak tüm futbolseverlerin takdirini kazanmayı başardı.

2003-04 sezonunda Nihat, 32 maçta 14 golle oynadı. Şampiyonlar Ligi’ne geri dönen futbolcu bütün maçlarda forma giydi. 

Juventus, Galatasaray ve Olimpiakos’lu grupta ikinci olan Sociedad, sonraki turda  Lyon’a elendi.

2007-08 sezonu Nihat’ın geri dönüşü anlamına geliyordu. 38 maçın 34’ünde forma giyen futbolcu 18 gol kaydetti. Böylece takımının en golcü ismi oldu.

Villareal sezon sonunda kariyerinin en iyi derecesini alarak La Liga ikincisi oldu.

Sonrasında sakatlıklarla boğuşan milli yıldız, 8 sezonun ardından Beşiktaş’a geri döndü. 

Ancak İspanya’da bıraktığı izlerle bu ülkede forma giyen en başarılı Türk futbolcu olarak tarihe geçti.

Türk Milli Takımı’nın Dünya İkincisi olduğu 2002 Dünya Kupası sonrası Avrupa’nın devleri Rüştü’nün peşindeydi. 

Milli kalecinin tercihi ise Katalan devi Barcelona oldu. 

Barcelona’nın birinci kalecisi olması beklenen Rüştü ise Hollandalı teknik adam Frank Rijkaard’ın kurbanı oldu. 

Rüştü’nün İspanyolca ve İngilizce bilmediğini belirten Rijkaard, milli kaleciyi lig maçlarında yedek soyundurdu.

Ancak sonraki maçlarda yediği hatalı gollerin ardından tümüyle gözden düştü ve yedek kulübesinin gediklisi haline geldi. Katalan basını da genç ve yerli olmasından dolayı Victor Valdes’in oynaması için baskı yapınca Rüştü tümüyle sahipsiz kaldı.

Büyük umutlarla transfer olduğu Barcelona’dan sezon sonunda ayrılarak eski takımı Fenerbahçe’ye kiralandı.

Madrid’in kırmızı yakasında ilgiyle karşılanan Turan, kısa zamanda bu takımın vazgeçilmez bir ismi oldu. Arjantinli teknik adam Diego Simeone’nin sisteminde kendisine yer bulan ve makine gibi işleyen Atletico’nun oyun tarzının parçası olan Arda, bu takımda büyük başarılar elde etti. 

Atletico Madrid, 2013-2014 sezonunu hem La Liga şampiyonu olarak hem de şampiyonlar ligi finalisti olarak tamamladı. Arda, Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Chelsea kalesine gol atmayı başardı. 

Rüya gibi geçen Atletico macerası sonrası bir sonraki durağı Barcelona oldu.

Arda’nın bir rüya gibi başlayan Barcelona kariyeri ise ne yazık ki güzel gitmedi. Özel hayatında yaşadığı sorunlarla spor basınından çok magazin basınında haber olan Arda, yaşadığı form düşüklüğü sonrası Barcelona’da kadroya girmekte zorlandı. 

Atletico Madrid’teki günlerini mumla aratan Arda için İspanya kariyeri hayal kırıklığı ile sona erdi. 

2018 yılında Başakşehir’e kiralanarak ülkesine geri döndü.

İspanya’da forma giyen Türk asıllı yıldızlardan Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’ı ise Almanya milli takımında forma giyindikleri için farklı bir kategoride değerlendirmek doğru olacaktır. 

Bakalım Real Madrid’in ve Türk futbolunun altın çocuğu Arda Güler, İspanya kariyerinde başaracaklarıyla bu listeye hangi sıradan dahil olacak.

Yeteneği ile bir dünya starı olma potansiyeli taşıyan Arda Güler’in daha çok süre alması ve bir Real Madrid efsanesine dönüşmesini tüm kalbimizle diliyoruz.