Adnan Oktar davasında video krizi! İsveçli gözlemci hakimi kızdırdı

Adnan Oktar silahlı hata örgütünün, üyelerini canlı tutmak ve deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yenilerini kazandırmak gayesiyle avukatlar ve toplumsal medya kümesi üzerinden oluşturduğu “güncel yapılanması”na yönelik soruşturma kapsamında 20 sanığın yargılanmasına başlandı. 

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Adnan Oktar, tutuklu bulunduğu Van’daki cezaevinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. 2’si tutuklu 6 sanık ve avukatları ise duruşma salonunda hazır bulundu. 

“BOŞ BİR MAHKEME BOŞ BİR İDDİANAME”

Duruşmada kelam alan sanık Adnan Oktar, cezaevi kısıtlaması uygulandığını öne sürerek, iddianameyi okuyamadığını söyledi. 

Mahkeme liderinin okuduktan sonra savunma yapabileceğini söylemesi üzerine Oktar, “İddianameyi okumaya gereksinimim yok. Allah’tan boş bir mahkeme ve boş bir iddianame olduğu için savunma yapabilirim.” dedi. 

Sanık Oktar, örgüt argümanlarını kabul etmediğini, A9 televizyonunda yaptıkları canlı yayınların herkes tarafından bilindiğini söyledi. Örgütün devamının sağlandığı savlarına ait ise Oktar, şu tabirleri kullandı:

“BENDE MORAL, MOTİVASYON BİTMEZ”

“Ben Allah’ın kuluyum, bende moral, motivasyon bitmez. Boş yere uğraşıyorlar, 100 bin yıl da verseler İslam yolunda devam edeceğiz.

Kız arkadaşlarımızı korkuttular, tutukladılar. Arkadaşlarımız deneyimsiz. ‘Silahlı örgüt’ falan diyorlar, bunlar büsbütün uydurmadır. Diyorlar ki ‘Örgüt yine ayaklanmış.’ Ya parıltı üzere çocuklar, ‘Bir şey yapmadık.’ diyorlar, sen misin diyen, haydi içeriye.

Benim anlattığım İslam dini herkesin kabul edeceği İslam anlayışı. Önümüze getirdikleri davanın boş olduğunu emniyet de biliyor, siz de biliyorsunuz.” 

İSVEÇLİ AVUKATIN GÖRÜNTÜ ÇEKMESİ KRİZ ÇIKARDI

Duruşmaya İsveç Barosu’ndan gözlemci olarak katılan bir avukatın görüntü çektiğini üye hakimin fark etmesi üzerine mübaşir, telefonu denetim etti. İncelemede görüntünün yabancı ülkeye ilişkin bir numaraya gönderildiği belirlendi. 

Sanık avukatlarından birinin mahkeme heyetine, “Kendisi İsveç’ten gözlemci, yasak olduğunu bilmiyor.” demesi üzerine mahkeme başkanı, “Nasıl bilmiyor? Duruşma başlamadan uyardık. Yanındaki tercümanı çevirmedi mi?” diye sordu. 

Avukatın, “Büyütmeye gerek yok. Bağışlayıcı olun hakim bey, ne olmuş gönderdiyse?” diye cevap vermesi üzerine üye hakim, görüntü çekmenin hata olduğunu hatırlattı. 

MAKMEME BAŞKANI ÖFKLENDİ

Mahkeme başkanı ise elini kürsüye vurarak, “Türkiye kadar özgürlükçü bir ülke yok. Git Amerika’da, Avrupa’da bir duruşma salonunda kayıt yap bakalım ne yapıyorlar. Sanık o kadar İngiliz derin devleti anlattı, nereden bilelim bunların da İsveç derin devleti olmadıklarını?” dedi. 

Oktar savunmasının devamında, “Devletle iç iç içeyim. Bütün dünyada tanınmış bir müellifim. Yine organize olmak teknik olarak mümkün değil. Her an izlenen biriyim esasen. Arkadaşlarımın moralini bozmak için İngiliz derin devletinin oyunudur bu.” diye konuştu 

Söz alan sanık Meltem Daban da üzerine atılı suçlamaları reddetti. Duruşma, öteki sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi. 

İDDİANAMDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Cürümler Soruşturma Ofisince hazırlanan iddianamede, 20 kişi kuşkulu olarak yer alıyor. 

Mahkeme kararlarıyla silahlı cürüm örgütünün yöneticisi olarak kabul edilen Adnan Oktar’ın bu nedenle cezaevinde bulunduğu ve bu süreçte örgütsel faaliyetlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, Oktar’ın bilhassa avukatları ve öteki örgüt yöneticileri Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna vasıtasıyla örgütü canlı tutmaya çalıştığı, talimatlarının cezaevi dışında yayılmasını sağladığı belirtiliyor. 

Oktar’ın bunu yaparken, bilhassa öteki örgüt yöneticileri vasıtasıyla yargılamanın kumpas olduğuna ait kamuoyu oluşturma ve siyasi lobi takviyesini alma faaliyetlerine giriştiği vurgulanan iddianamede, ana çatı davasında ceza alan ve cezaevinde bulunan örgüt üyeleriyle mektuplar ve avukatlar aracılığıyla bağlantı kuran Oktar’ın, aktif pişmanlıktan yararlanmak isteyen örgüt üyelerini engellemeye çalıştığı bilgisi veriliyor. 

İddianamede, Adnan Oktar’ın bilhassa içeride ve dışarıda bulunan örgüt üyeleri üzerindeki aktifliğini devam ettirmeye çalıştığı da belirtilerek, bu kişinin cezaevinde kaldığı devirde, bilhassa 15 gün üzere kısa müddette yaklaşık 200 avukat ile olağan akışa uygun olmayacak biçimde, “hukuki yardım” ismi altında görüşmeler gerçekleştirdiğine vurgu yapılıyor. 

“Bu görüşmelerinde örgüte üye kazandırmayı amaçlamış, cezaevine giriş-çıkışı yasal sonlar çerçevesinde hür olan avukatlık mesleğinden faydalanmak üzere cezaevi dışındaki örgütsel hal ve davranışları yönlendirmeye çalışmıştır. Bu konunun tespit edilmesi sonucunda kuşkulu hakkında avukat görüşlerinin kısıtlanması yoluna gidilmiştir.” sözlerine yer verilen iddianamede, Oktar ile ilgili ayrıyeten, örgütü canlı tutmanın yanı sıra hem yargılanan hem deşifre olan örgüt üyelerinin yerine yeni örgüt üyeleri kazandırmayı amaçladığı ve en kolay yol olan avukatları vasıtasıyla talimatlarını aktarmaya çalıştığı lisana getiriliyor. 

İddianamede, sanıklar Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın “suç işlemek emeliyle örgüt kurma” cürmünden 5 yıldan 12’şer yıla kadar mahpusla cezalandırılmaları isteniyor. Bu sanıkların ayrıyeten, TCK’nın ilgili unsuru uyarınca, örgüt üyelerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği tüm cürümlerden ötürü fail olarak cezalandırılması talep ediliyor. 

Adnan Oktar, Meltem Daban ve Ferhunde Eda Babuna’nın bu kapsamda, “örgütün yahut hedefinin propagandasını yapma” kabahatinden 10,5 yıldan 31,5’ar yıla kadar mahpus cezasına çarptırılması istenen iddianamede, öteki 17 sanığın da “suç işlemek maksadıyla kurulan örgüte üye olma”, “örgüte yardım” ve “örgütün yahut hedefinin propagandasını yapma” üzere kabahatlerden farklı müddetlerde mahpusla cezalandırılması talebi yer alıyor.

       Muhabir :Zeynep Yeşildal Yayınlayan : Cemal Coşkun

17:41 22/05/2024