İşte Bozdoğan’ın o yazısı; Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Ümraniye’de inşaatı devam eden İstanbul Milletlerarası Finans …
İşte Bozdoğan’ın o yazısı;
Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Ümraniye’de inşaatı devam eden İstanbul Milletlerarası Finans Merkezi’ni ziyaret ederek incelemelerde bulunması medyada ilgi ile takip edildi.
Ülkemizdeki ağır gündeme karşın İstanbul’u geleceğe taşıyacak en büyük projelerden biri olan Finans Merkezi inşaatının yüzde 60 düzeyine gelmesi finans sanayisinde heyecanı artırdı, beklentileri yükseltti.
Çağdaş vakitlerin en büyük yeniliklerinden biri olan finans merkezleri hem bulundukları kentlerin hem de ülkelerin ekonomilerine harikulâde katkı sağlamakta.
Birinci sefer on yedinci asırda Amsterdam’da gerçekleşen büyük ölçekli finansal temerküz, bu yüzyılı ekonomik manada Hollanda ve Amsterdam yüzyılı haline getirdi.
On sekizinci yüzyıl Amsterdam-Londra rekabeti ile geçerken güneşi batmayan imparatorluğun temellerinin atıldığı on dokuzuncu yüzyıl birebir vakitte Londra’nın dünyanın en büyük finans merkezi haline gelmesine şahit oldu.
Finans merkezi olma işlevinin Londra’ya ve Britanya İmparatorluğu’na sağladığı ekonomik avantajları gören Paris’in Londra’yı geçme planları Sedan’da Alman ordularının çizmeleri altında yok oldu.
Birinci Dünya Savaşı’nın muzaffer Londra’sı Almanlar karşısında elde ettiği zaferin tadını çıkaramadan Atlantik’in batı yakasından yükselen New York’un gölgesinde kaldı.
İkinci Dünya Savaşı’nın mağrur ABD’sinin çiçeği burnunda finans merkezi New York, harika gücün yanlış finans siyasetlerinin esiri haline gelirken, İngiliz kurnazlığı Londra’yı tekrar global piyasalara taşıdı.
ABD idaresinin ulusal sermayeyi ürküten kararlarından kaçarak Londra’daki Eurodolar piyasasına akan on milyarlarca dolar, dağılan güneşi batmayan imparatorluğun başşehrini global finans sisteminin merkezine tekrar yerleştirdi.
Süreci bilakis çevirmek isteyen ABD idaresinin attığı hesapsız adımlar Londra’ya olan ilgiyi artırırken, koca imparatorluğun tüten külleri üzerinde kuyruğu dik tutmaya çalışan İngiliz aklının geliştirdiği sayısız finansal inovasyon Londra’nın yıldızını daha da parlattı.
Bu kentin küllerinden doğan kıssası birçok kente ilham kaynağı oldu ve sömürgeci Britanya İmparatorluğu, yıkılışının üzerinden otuz yıl geçmeden güneşi batmayan bir finans imparatorluğu olarak yine doğdu.
Londra’nın elde ettiği finansal muvaffakiyet, sayısız finans kurumunun, bankanın ve sigorta şirketinin İngiltere’ye taşınmasını sağladı.
Günümüz Londra’sında bir milyondan fazla insan finans bölümünde çalışmakta.
Londra 2020 yılı prestiji ile seksen milyar dolardan fazla finansal eser ihraç etti.
Kent, dünya altın ticaretinin ise yüzde 70’ine mesken sahipliği yapmakta.
İngiltere’nin Brexit kararı ile Avrupa Birliği’nden ayrılması, Londra’nın tahtını sallarken bu kentten kaçışan yüzlerce finans kurumu, binlerce finans uzmanı ve yüz milyarlarca dolarlık sermaye kendine muteber bir sığınak aramakta.
Londra’yı terke etmekte olan finansal faaliyetleri çekmek için Paris, Frankfurt, Dublin, Zürih ve Lüksemburg ortasında inanılmaz bir rekabet yaşanmakta.
2022 yılında hizmete girecek olan İstanbul Milletlerarası Finans Merkezi, İstanbul’a bu muazzam piyasada değerli avantajlar sağlama potansiyeline sahiptir.
Tam da Londra’nın tahtının sallandığı bir periyoda denk gelen bu yatırım, Türkiye’nin yirmi birinci yüzyılda yaptığı muhtemelen en makul atılımlardan biridir.
Ümraniye’de gün sayan bu muazzam merkezin hizmete girmesiyle birlikte binlerce finans uzmanının yüz milyarlarca dolarlık süreç hacmini yönettiği fevkalade bir çekim merkezi ortaya çıkacak.
İstanbul’un milletlerarası bir finans merkezi olması için gerekli fizikî altyapı böylelikle oluşturulurken iki alanda atılacak kararlı adımlarla Türkiye’ye sayısız ekonomik yarar sağlanacak.
Öncelikle son evreye getirilen yapısal ıslahatların süratle gerçekleştirilmesi gerekli.
İkinci olarak ise demokratikleşme adımlarının kararlılıkla hayata geçirilmesi büyük değer arz etmekte.
Başkanlık sistemine geçilmesiyle birlikte ülkemizde sağlanan siyasî istikrarın devam etmesi ve süratli karar alıp uygulayan dinamik yapının daha tesirli çalışabilmesi için “erken seçim” garabetinin de ülke gündeminden büsbütün çıkarılması gerekir.
İstanbul geleceğe yürürken en güçlü yanlarından biri önümüzdeki sene hizmete girecek olan finans merkezi olacak.
Ümraniye’de yükselen bu merkez yalnızca İstanbul’a değil, Türkiye’ye de inanılmaz katkı sağlayacak.
İstanbul muhtemelen Doğu Avrupa-Batı Asya-Kuzey Afrika ekseninin hâkim finans merkezi olacak.
Memleketler arası sermaye Türkiye’ye akarken, finansın kalbi Ümraniye’de atacak.
Kalın sağlıcakla.
