Çoklukla viral enfeksiyon sonrası gelişen, ağrılı bir tiroid hastalığı olan Subakut tiroidit, koronavirüs salgını ile birlikte sıklıkla görülmeye …
Çoklukla viral enfeksiyon sonrası gelişen, ağrılı bir tiroid hastalığı olan Subakut tiroidit, koronavirüs salgını ile birlikte sıklıkla görülmeye başlandı. Hastalığın belirtilerinin koronavirüsle emsal olduğunu söz eden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr. Ferit Kerim Küçükler, bunun teşhis sırasında karışıklığa yol açabildiğini söyledi.
Koronavirüs testi negatif olan hastalarda subakut tiroidit teşhisinin kesinlikle akılda tutulması gerektiğini belirten Doç Dr. Küçükler, “Bazı durumlarda ise koronavirüs enfeksiyonu geçiren yahut aşı olan hastalarda subakut tiroidit gelişebilmektedir.” dedi.
Subakut tiroiditin daha çok genç erişkin ve orta yaştaki şahıslarda görüldüğünü belirten Doç. Dr. Küçükler, hastalığa bayanlarda daha fazla rastlandığını ve çoklukla bulgular ortaya çıkmadan 2-8 hafta evvel geçirilmiş bir teneffüs yolu enfeksiyonu hikayesi olduğunu vurguladı.
’Viral enfeksiyonların tiroid hücre yüzeyinde birtakım değişikliklere neden olması sonucu bağışıklık hücrelerimizin kendi tiroid bezimize saldırması sonucu hastalığın geliştiğini söz eden Doç. Dr. Küçükler, “Bunun dışında bağışıklık sistemini baskılayan kimi ilaçlar da neden olabilir.” dedi.
SUBAKUT TİROİDİT BELİRTİLERİ
Tiroid hücrelerinin parçalanması sonucu içlerinde depolanmış olan tiroid hormonlarının kana karıştığını ve çok tiroid hormon fazlalığı oluştuğunu söyleyen Doç. Dr. Küçükler, bunun uzunluğunda ağrı, çarpıntı, terleme, sonluluk, sıcağa tahammülsüzlük, kilo kaybı, ellerde titreme ve ateş üzere şikayetlere neden olduğunu belirtti.
Tiroid hormonları tükendikten sonra bu bulguların düzeldiğini lakin bu sefer de hormon eksikliğine bağlı kilo alma, göz kapaklarında şişme, üşüme, kabızlık ve cilt kuruluğu üzere bulguların ortaya çıktığını tabir eden Küçükler, “Tiroid bezi olağana dönüp tekrar hormon üretmeye başlayınca tüm bulgular düzelir. Ama yüzde 10 kadar hastada tiroid hormon üretimi olağana dönmez ve kalıcı hipotiroidi gelişir. Bu hastalar ömür uzunluğu ilaç dayanağı almak zorundadırlar.” halinde konuştu.
6 AY İLA 1 YIL SÜRÜYOR
Teşhiste tiroid bezinin elle muayenesi, tiroid ultrasonografisi, TSH, sT3, sT4, CRP ve sedimantasyon ölçümünden yararlanıldığını belirten Doç. Dr. Küçükler, nadiren tiroid sintigrafisi ile tanıyı doğrulamanın gerekli olabileceğini söyledi.
Tedavide ağrılı periyotta nonsteroid ağrı kesicilerin kullanıldığını söyleyen Küçükler, “Ağrı kesici ilaçlara cevap alınamazsa yahut ağrı çok şiddetli ise kortizon tedavisi verilir. Çarpıntı ve terleme üzere hormon fazlalığı bulguları için beta blokerler kullanılır. İyot hastalık bulgularını şiddetlendirir. İyotlu tuz ve iyot içeren ilaçlar kullanılmamalı ve birinci aylarda deniz eserlerinden uzak durulmalıdır.” tabirlerini kullandı.
Ağrılı periyot sona erdikten sonra takiplerin bırakılmaması konusunda uyaran Küçükler, hastalığın tam olarak düzelmesinin 6 ay ila 1 yıl sürdüğünü söyledi.
