TED Raporu: Zorunlu Eğitim Çağındaki 676 Bin Çocuk Okula Gitmiyor

Sözcü’de yer alan habere nazaran, raporda mecburî eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuğun eğitim sisteminin dışında kaldığı vurgulandı. Eğitim sistemi dışında kalanların büyük çoğunluğunun 14-17 yaş aralığındaki çocuklardan oluştuğu kaydedildi.

• Yaşa nazaran okullaşma bilgileri, 2020-2021 eğitim öğretim yılında mecburî eğitimde olması gereken yaklaşık 676 bin çocuğun okul dışında kaldığı üzere tasa verici bir durumu açığa çıkarmaktadır.

• Okullaşma oranının en düşük ve okul dışında kalan çocuk sayısının en fazla olduğu yaş kümesinin 14-17 yaş aralığı olması, okul terklerinin en çok lise kademesinde yaşandığının somut bir göstergesidir. Bu yaş aralığındaki her 10 çocuktan biri; toplamda 457 binden fazla çocuk zarurî eğitimde olması gerektiği halde okul sistemine kayıtlı değildir.

• Mecburî eğitimin tamamlanamaması, bireylerin geleceğini olumsuz etkilediği üzere ülkelerin ekonomik ve toplumsal kalkınma planlarının muvaffakiyete ulaşmasını engelleme riski de taşımaktadır. Bu nedenle mecburî eğitim sürecinde okul terki probleminin eğitim sisteminin kıymetli sorun alanlarından biri olarak ele alınması ve okul terkine yol açan nedenlerin belirlenerek bu probleme yönelik yenilikçi tahlillerin geliştirilmesi gerekmektedir.

• COVID-19 salgını sürecinde başlayan özel okul ve öğrenci sayısındaki düşme eğilimi 2021 yılında da devam etmiş, özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısında birinci kere düşüş yaşanmıştır.

• COVID-19 salgınının başladığı 2019-2020 eğitim öğretim yılından itibaren özel okul, öğrenci, öğretmen ve derslik sayılarında genel bir düşüş eğilimi görülmektedir. Bir evvelki yıla kıyasla 2020-2021 eğitim öğretim yılında toplam özel öğretim kurumları sayısı 369, öğrenci sayısı ise 157 bin 593 azalmıştır.

• Kademeler ortasında en önemli düşüş ise okul öncesi kademesinde gerçekleşmiş, öğrenci sayısı bir evvelki yıla nazaran yaklaşık yüzde 33 oranında azalmıştır.

• COVID-19 tesirinde geçen ve çoğunlukla uzaktan eğitimle sürdürülen bir eğitim öğretim yılında özel okullarda istihdam edilen öğretmen sayısının da bir evvelki yıla nazaran 12 bin 535 azalmış olmasının, ekonomik sebeplerden ya da özel okulların yahut dersliklerin kapanmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.

• Hakikaten MEB’in Mayıs 2021’de açıkladığı bilgilere nazaran salgın periyodunda 938 özel okul kapanmış, 882 özel okul ise devredilmiştir.

• Türkiye’deki 15 yaş kümesi her beş öğrenciden biri ömründen mutlu değildir. OECD tarafından gerçekleştirilen Toplumsal ve Duygusal Maharetler Araştırması’nın sonuçlarına nazaran Türkiye’de hem 10 yaş hem de 15 yaş seviyesindeki öğrencilerin hayatlarından mutlu olma derecelerinin bir ölçüsü olan hayat doyumu memleketler arası ortalamanın altındadır.

• Türkiye ayrıyeten 15 yaş kümesi öğrencilerin ortalama ömür doyumlarının en düşük olduğu ülkedir. 15 yaş kümesi öğrencilerin yaklaşık yarısı (yüzde 46,35) düşük yahut orta hayat doyumuna sahiptir.

• Hayat doyumunun da dahil olduğu toplumsal duygusal hünerler, gelecekteki özel hayat, iş ve okul yaşantısındaki refah ve üretkenlik ile yakından bağlantılıdır.

• 2021 yılında son 16 yılın en düşük öğretmen ataması gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de 2021 yılında yaklaşık 1,2 milyon öğretmen misyon yapmaktadır. 2021-2022 eğitim öğretim yılında vazife yapan takımlı öğretmen sayısı 774.536, kontratlı öğretmen sayısı ise 114 bin 1’dir.

• Türkiye’nin öğretmen muhtaçlığı ile ilgili Sayıştay tarafından 2019 yılında açıklanan en son bilgiler ise Türkiye’de norm takım açığının 138 bin 393 olduğunu ve yaklaşık 45 bin öğretmenin ise norm fazlası olarak misyon yaptığını göstermektedir.

• Türkiye’deki öğretmen atamalarına ait bilgiler incelendiğinde, 2021 yılında 21bin 407 öğretmen ataması ile son 16 yılın en düşük öğretmen atamasının yapıldığı gözlenmektedir.

• 2021 yılında gerçekleşen atama sayısı, 100 binin üzerinde olduğu iddia edilen öğretmen açığı ve fiyatlı öğretmenlerin sayısı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de öğretmen gereksiniminin hala devam ettiği görülmektedir.

• COVID-19 salgınının eğitim öğretim süreçlerinde yol açtığı hasarı gidermek ve gerekli iyileştirmeleri sağlamak üzere ek bir bütçe planlaması yapılmalıdır.