Tarihteki Önemli Yatırımlara Göz Atıyoruz: Dünyanın En Yüksek 3. Yapısı Olarak Anılan Şanghay Kulesi

Bu kent yalnızca bir yer değil, birebir vakitte Çin’in merkezi hükümetine bağlı birinci sınıf bir belediye.

Şanghay, adeta doğunun incisi üzere parlıyor. Ticaret ve nakliyenin kalbinin attığı bu kent, her daim hareket halinde.

Bazılarına nazaran, 1990’ların başından itibaren Şanghay, dikey şehircilikte bir odak noktası haline gelmiş. Fakat, aslında benzeri maksatların çok daha öncesinde de kelam konusu olduğunu bilmekte yarar var. Örneğin, 1930’larda inşa edilen 24 katlı Shanghai Park Hotel, o vakitler Asya’nın en yüksek binasıydı ve kentin dikey büyüme potansiyelini gösteriyor.

2008 yılında başlayan ve 2015 yılında tamamlanan bu süper kule, Çin’in en yüksek binası ve dünyanın da üçüncüsü!

Kulenin pozisyonu da bir o kadar etkileyici! Şanghay’ın finans merkezi Lujiazui yarımadasında, Huangpu Irmağı’nın doğu kıyısında, iş ve ticaret merkezi Pudong’da yer alıyor. Bu, kentin çağdaş yüzünün tam merkezinde olduğu manasına geliyor.

Şanghay Kulesi, devlet şirketlerinin bir konsorsiyumu tarafından işletiliyor ve Gensler tarafından tasarlandı.

Tam 632 metre yüksekliğinde ve 128 katlı olan bu devasa kule, toplam 540.000 metrekarelik bir alana yayılıyor. Kestirimi inşaat maliyeti ise tam 2,4 milyar dolar!

2016 yılında, Amerikan Mimarlık Ödülü’nü (American Architecture Prize) kazandı! Bu da onun ne kadar değerli ve etkileyici bir yapı olduğunun bir ispatı.

Pekin’in dar sokaklarından ve klâsik meskenlerinden esinlenen tasarım, kentin tarihini ve kültürünü çağdaş bir bakış açısıyla yansıtıyor.

Lüks butikler, kafeler ve restoranlar 1. bölgede konumlanırken, ofis katları 2-6. bölgelerde bulunuyor. Her 9 katta bir yer alan ‘gökyüzü lobileri’, kullanıcılar için etkileşimli alanlar sunarak kentin dokusunu yaşatıyor.

Ayrıca, yeşil alanlara da büyük bir kıymet verilmiş. Yerin yüzde 33’ü yeşil alanlara ayrılarak, tabiatla iç içe bir ömür alanı oluşturulmuş.

Son olarak, 7. ve 8. bölgelerde lüks bir otel, 9. bölgede ise açık-kapalı müşahede terası üzere kamusal alanlar bulunuyor.

İç yerin klima gereksinimini azaltmak için çift katmanlı bir cephe tasarlanmış. Böylelikle, doğal ısıtma ve soğutma sağlanarak güç tasarrufu sağlanmış oluyor.

Ama bu yalnızca başlangıç! Binanın zirvesinde bulunan düşey eksenli rüzgar türbinleri, yenilenebilir güç kaynaklarının kullanımını teşvik ediyor. Bu türbinler, rüzgarı güce dönüştürerek binanın güç muhtaçlığını karşılıyor ve etrafa hassas bir yaklaşım sergiliyor.

İlk olarak, kule asimetrik bir formda inşa edilmiş. Bu, binanın rüzgar direncini artırarak güvenliği azamî düzeyde tutuyor. Ayrıyeten, incelen profili ve yuvarlatılmış köşeleri de kuleyi tayfunların tesirlerine karşı daha sağlam hale getiriyor.

Gökdelenlerin sonlarını zorlayarak, kent ömrünü tekrar tanımlıyor ve ilham verici bir sembol haline geliyor.