Son dakika! Başörtülü akademisyene saldırı davasında yeni gelişme

İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ikinci duruşmaya sanık Eray Çakın, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve İmaj Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Müştekiler Sevinç Parıltı Akkaya ve Yasemin Farhat ile avukatları ve müşteki kurum Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı avukatı da salonda hazır bulundu.

Duruşmada tabir veren Akkaya, arkadaşı Farhat ile olay günü akşam saatlerinde Şişli’deki bir parka gittiklerini, banklar dolu olduğundan çimenlere oturduklarını söyledi.

Boş olan tek kişilik bir yere oturmaya niyetlendiklerini, o andan itibaren de sanığın arkadaş kümesiyle bulunduğu yerden aşağılayıcı bakışlarını hissettiklerini anlatan Akkaya, şöyle devam etti:

“Sanıkla ortamızda 3-4 metre ara vardı. Bakışlardan rahatsız olduğu için arkadaşım Yasemin oradan gitmek istedi. Konuşmaya daldık. Yanımıza bir kedi geldi. Yasemin kediyi sevdi, üzerinde koyu renkli bir kıyafet vardı. Kedi çok tüy döküyordu, bu tüyler Yasemin’in kıyafetine yapıştı. Sonra kedi uzaklaştı. Bir mühlet dolandı, sonra tekrar yanımıza geldi. Bu kere benim tarafımdaydı. Ben de elimle ittirdim, tekrar geldi, tuttum kenara koydum. Bu esnada gülüşmeler, rahatsız edici sesler ve bize yanlışsız bakışlar arttı. Kediyi bıraktığım sırada ise sanık ‘O kediye o denli davranamazsınız. Burası kedi parkı.’ dedi. ‘Ne alakası var? Ben de kedi besliyorum.’ dedim. Ben arkaşımla sohbet etmeye devam ettim. Sanık, ‘Burada kedi darbediliyor. Kimse müdahale etmeyecek mi? Burası kedi parkı.’ diye etraftakilere bağırdı. Bunun üzerine beşerler bize hakikat baktı. Bir tuhaflık olmadığını görünce başlarını geri çevirdiler. Sonra sanık ‘Siz burada yaşayamazsınız. Buradan gideceksiniz. Burası kedi parkı. Siz Gaziosmanpaşa’ya gidin, sizin layık olduğunuz yer orası.’ diye sataşmaya devam etti. Sakinliğimizi koruduk. Birkaç dakika sonra sanık ayağa kalktı. Elinde su şişesi değil termos üslubu bir şeyle yanımıza geldi. Sanık başımın gerisinden tuttu, başörtümü aşağıya yanlışsız çekti. Anlatırken hala titriyorum, onurum zedelendi. Elindeki şeyle tekraren yüzüme vurdu. Görüş açımı kaybettim. Beni yere yatırmaya çalıştı. Polisler ve Yasemin beni yerden kaldırdı. Bedenimde hala darp izleri var. O beşerler orada olmasaydı yahut bu olayı öbür bir yerde yaşasaydım ölecektim. Şikayetçiyim.”

Müşteki Yasemin Farhat da arkadaşıyla parkta buldukları boş alana ilerledikleri sırada sanık ve yanındaki bireylerin rahatsız edici bakışlar attıklarını belirterek, şöyle konuştu:

 “Neşe’ye, oraya oturmak istemediğimi söyledim lakin park çok doluydu, öteki yer yoktu. Yanımıza gelen kediyi sevdim, çok tüy döktüğü için üstümü temizledim. Kedi daha sonra Sevinç’in yanına geldi. Onun üzerinde açık renk kıyafet olduğundan ve kedi tüy döktüğünden almak istemedi, kediyi tutup yan tarafa bıraktı. Sanık oturduğu yerden elini kaldırıp bize seslendi lakin ne dediğini anlayamadım. Sanığa karşılık vermedik. Sonra etraftakilere ‘Bunlar kediyi darbediyor, darbedemezsiniz.’ diye bağırdı. Sevinç gerisini dönüp, ‘Ben kediyi darbetmedim.’ dedi. Sanık, ‘Sizden rahatsız oluyorum. Siz Gaziosmapaşa’ya gidin.’ diye bağırdı. Sevinç ise ‘Ben burada yaşıyorum rahatsız oluyorsanız siz gidebilirsiniz.’ dedi.”

Arkadaşının sanığa hakaret içerikli bir söz kullanmadığını söz eden Farhat sözünün devamında, sanığın elinde bir cisimle kendilerine yanlışsız geldiğini anlatarak, “O esnada çok şaşkındım. Sevinç’in başörtüsünü çekip elindeki cisimle birkaç sefer vurdu. Sevinç o esnada bayıldı. Ben ayağa kalkıp sanığa bağırarak uzaklaştırmaya çalıştım. Etraftakiler bize yardım etti.” dedi.

Şikayetçilerin sözlerine karşı diyecekleri sorulan sanık Çakın, “Olaydan 3 gün sonra darp raporu alınmış. Bunun kabul edilmemesi gerekir. Ben eşcinselim, toplumda hor görülen biriyim. Bu yüzden kimseyi ayrıştırmıyorum. 8 yıldır ölümcül bir hastalıkla ilgili tedavim devam ediyor. Tutuksuz yargılanmak istiyorum.” diye konuştu.

Birtakım şahitlerin da sözlerinin alınmasının akabinde görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanığın tahliyesine karar verilmesini istedi.

Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, şahit sözleri tamamlanmak üzere duruşmayı erteledi.

 İDDİANAMEDEN 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Eray Çakın’ın 6 Haziran’da Teşvikiye’deki Mıstık Parkı’nda arkadaşlarıyla oturduğu sırada, parka gelen ve başörtülü olan müştekiler akademisyen Sevinç Parıltı Akkaya ile Yasemin Farhat’a rahatsızlık verecek nitelikte aralıksız olarak baktığı aktarılıyor.

Çakın’ın, müştekilerin yanına gelen kediyi münasebet göstererek, “Ben sizden rahatsız oluyorum. Gaziosmanpaşa’ya gidin. Burada yaşayamazsınız. Buradan gidin.” formunda yüksek sesle parkta bulunan insanları galeyana getirmek ve müştekilere karşı kışkırtmak gayesiyle bağırdığı anlatılan iddianamede, sanığın söylemi ve Akkaya’nın başörtüsüne yönelen saldırısı nedeniyle müştekilerin parkta bulunan insanlardan korkarak tedirginlik hissettikleri, hatta olayda yaşanan kaygı nedeniyle müşteki Yasemin Farhat’ın İstanbul’dan ayrıldığı, Çakın’ın aksiyonu nedeniyle müştekiler ve kamu güvenliği açısından yakın bir tehlike ortaya çıktığı vurgulanıyor.

 İddianamede, olay sırasında sanığın su şişesi olduğunu söylediği fakat ne olduğu tespit edilemeyen bir cisimle müşteki Sevinç Parıltı Akkaya’nın yüzüne birden fazla sefer vurduğu, başörtüsünden çektiği ve yere düşürdüğü, Akkaya’nın yüz bölgesinde, boynunda, elinde ve ayak bölgesinde morluklar oluştuğu söz edilirken, olaydan sonra ele geçirilemeyen ve sanığın cürümde kullandığı cismin, atakta kolaylık sağlaması ve müştekinin daha fazla yaralanmasına elverişli olması nedeniyle silah kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.

 İddianamede, sanık Çakın’ın, Sevinç Işık Akkaya’ya karşı, “silahla taammüden yaralama” cürmünden 6 aydan 1 yıl 6 aya ve her iki müştekiye karşı da “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” kabahatinden 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar olmak üzere toplam 2 yıldan 6 yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor.