Sedat Peker, bugün yayınladığı 6. görüntü ile yeni açıklamalar yaptı. Sedat Peker, kendisi hakkında iki gelişmenin kırılma noktası olduğunu …
Organize kabahat örgütü önderi Sedat Peker ‘Zaferin Büyüklüğü Uğraşın Zorluğuyla Ölçülür’ başlığıyla 6. görüntüyü yayınlayarak, yeni açıklamalar yaptı. Peker’in masasında ise bu defa Yılmaz Özdil’in ‘Son Cüret’ isimli kitabı vardı.
“Bize tuzak kurdular”
Peker, kendisi hakkındaki gelişmeleri fitilini ise iki gelişmenin tetiklediğini öne sürerek, şunları söyledi:
“Fitilin birinci ateşlenmesi Michael Rubin isminde Amerikalı bir muharririn, yazdığı yazıyla oldu. ‘Sedat Peker tesir alanını bu halde geliştirmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrasında, Tayyip Erdoğan’a ihanet etmez’ dedi. ‘PanTürkizm görüşüne sahip bu kişi bu biçimde güçlenmeye devam ederse, Tayyip Erdoğan sonrası oraya simge birinin seçilmesini sağlar. Art perdeden de ülkeyi o yönetir’ dedi. Buna inanan ruh hastaları oldu, işin berbat yanı bizim arkadaşlarımız da gururlandılar, ‘Artık seni dünyada beşerler daha uygun anlayacak, pozisyonunu anlayacaklar’ dediler. Dedim ki, bu tuzak, bize tuzak kurdular. Tayyip Erdoğan sonrasına kimin planları varsa bizi mahvedecekler dedim. Bu yazıyı çeşitli yerlerde yayınladı, sonra birden yayınlanması kesildi, durduruldu. Herkesin okuması engellendi.
Elazığ’daki olay ikinci kırılma oldu
İkinci kırılma noktası; Elazığ’da şehit aileleri beni davet etti, miting yapacağız. Kasımpaşa’da binlerce kişinin katıldığı iftardayız, Mehmet Ağar beyefendi beni aradı, hangi Mehmet, derin Memet… Bugün farkındaysanız yoklama (bazı isimleri anması) yapmadım, zira derin Memet ve arkadaşlarının ameliyat olduğunu öğrendim. O yüzden ameliyat olduğu için iyileşene kadar makara yapmayacağım. Müsaade ederseniz bir yoklama yapmak istiyorum. Süslü Sülüman ve saz arkadaşları orda mısınız? Bir de konuk bir oyuncu alacağız, Demirören var, Yıldırım Demirören. Lakin ona da bir isim vereceğim zira o isme layık değil. O denli bir isim bu türlü bir adam… Adana’da pamuğa pambık derler, bundan sonra buna pambık Ören diye sesleneceğim, anlayın ki bu… Pelikancılar daima kaytarıyorsunuz, farkındayım, sizin peşinizi bırakmam, bakın neler yaptınız… Lakin bu ortalar süslü Sülüman ve arkadaşlarına taktığım için onlardan devam edeceğim.
Kasımpaşa Taksim’de çok bir iftar daveti var. Mehmet Ağar beni aradı, dedi ki derin Memet, ‘Elazığ mitingini iptal eder misin?’ Dedim ki ben oraya şehit aileleri çağırdı, nasıl iptal edeyim… Dedi ki tıpkı gün CHP’nin de mitingi var orda, devletten bilgi geldi, karışıklık çıkacak. Dedim ki şehit aileleri devlet liderinden bile evvel gelir, gitmem lazım, seni sonra arayayım… Sonra bir daha aradı kendisi, ben oraya gitmezsem rezil olurum dedim. Orada en az 30 bin kişilik miting yaparım dedim. Ağar fakat ‘provoke çıkacak, çatışma falan…’ Husus netleşmeden telefonu kapattık. Sonra bir baktım Elazığ gazetelerinde, ‘Sedat Peker mitingi iptal etti’ haberleri çıktı. Bunun üzerine, arkadaşlara hazırlanan, Elazığ’a mitinge gidiyoruz dedim. Sonra şu anda hükümetin içinde bakanlık yapan bir beyefendi, o vakit özel kalem müdürü, kendisi benim bir yakınımla görüşüyor, ‘Oraya gitmesin, karışıklık çıkacak’ dedi. Yeniden olmaz dedim. Sonra valilikten karar çıkardılar, ‘güvenlik’ gerekçesiyle miting iptal oldu. İkinci kırılma noktası bu oldu. Herhalde boyun eğmediğim için bizi kullanışsız gördüler. Dedim Memet, yanlış varsa söyle.
‘Suç örgütünün başkanına inanılır mı?’
Çakma gazetecileri unuttuğumu sanmasınlar. Bunlar diyorlar ki ‘Suç örgütünün önderine inanılır mı?’ Cami hocasının dediğine mi inanacaksın, bu işler pis iş, pis işleri kim bilir pislikler (Süleyman Soylu’nun kendisine pislik demesine atfen) bilir… Dünyadaki en büyük skandallar cami hocalarının ya da bir kilise papazının anlattıklarından mı ortaya çıktı? Benim söylediklerimi etkisiz hale getirmek için üretebildikleri en büyük öykü bu…
