Merhum şair ve müellif Bahaettin Karakoç’un yapıtları ile hayattayken kullandığı eşyalarının müze üzere sergilendiği meskeni, sarsıntılarda ağır hasar aldı.
Merhum şair ve müellif Bahaettin Karakoç’un yapıtları ile hayattayken kullandığı eşyalarının müze üzere sergilendiği konutu, sarsıntılarda ağır hasar aldı.
Kendisi üzere iki kardeşi de şair olan Bahaettin Karakoç, 1930’da Kahramanmaraş‘ın Elbistan ilçesinde dünyaya geldi. Türk şiirine ve halk müziğine “Mihriban” üzere birçok kıymetli yapıtı kazandıran Abdürrahim Karakoç’un ağabeyi olan Bahaettin Karakoç, 17 Ekim 2018’de vefat etti.
Karakoç’un merkez Onikişubat ilçesi Binevler Mahallesi’nde yaşadığı mesken, çocukları tarafından muhafaza altına alındı. Konutunun her odasında kitaplık bulunan ve merhumun yapıtlarının, kullandığı eşyalarının bulunduğu konut, vefatının akabinde müze üzere düzenlendi.
Öğretmenler, öğrenciler ve akademisyenlerin ziyaret ettiği mesken, 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli zelzelelerde ağır hasar aldı.
Bahaettin Karakoç’un en büyük oğlu Oğuz Karakoç, AA muhabirine, yıkım kararı verilen meskende babasının çocukluğundan vefatına kadar biriktirdiği yapıtların, kullandığı eşyaların bulunduğunu söyledi.
Deprem sonrasında konutun ve eşyaların hasar gördüğünü lisana getiren Karakoç, şöyle konuştu:
“Türk edebiyatında değerli bir yeri olan Bahaettin Karakoç’un bu yapıtlarının bir kurumda yaşatılmasını isterdim. Konut hasarlı olunca, güvenlik nedeniyle ben içeri giremedim lakin az da olsa, babamın yapıtlarını ve hayatı boyunca elde etmiş olduğu plaketler ve eşyalarından bir kısmını çıkarabildik. Maddi bedeli olanlardan çok manevi kıymeti olan eşyaları almıştık. Bir müddettir buraya gelmiyorduk, şu an geldiğimde gördüğüm görüntü da içler acısı. Biz meskenden büyük eşyaları çıkarmamıştık. Kim yaptıysa kapısından penceresine kadar almışlar. Bomboş odaya dönüştürmüşler. Bu da bizim için başka bir acı oldu. 9 kardeşiz ancak bu meskene hiç elimizi sürmemiştik. Babamın bastonundan gözlüğüne, daktilosu hatta bilgisayarına kadar her şey buradaydı. Hayatı boyunca biriktirdiği binlerce kitap, plaket ve mükafatlar içerideydi.”
Karakoç, meskenden çıkarabildikleri birtakım yapıtların tasnifini yapacaklarını ve üniversiteye bağışlayacaklarını kaydetti.
