Antalya’da para karşılığı münasebet yaşadığı Belaruslu Anastasiya Yazerskaya’yı (23) öldürdüğü argümanıyla tutuklu yargılanan öğretmen Ahmet …
Antalya’da para karşılığı münasebet yaşadığı Belaruslu Anastasiya Yazerskaya’yı (23) öldürdüğü argümanıyla tutuklu yargılanan öğretmen Ahmet Oğuz Özgür (54), tek kabahatinin nasıl öldüğünü bilmediği genç bayanın cesedini gömmek olduğunu söyledi. Özgür, “11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim” dedi.
Antalya’da dansçı arkadaşı Anastasiya Yazerskaya’dan 15 gün boyunca haber alamayan konut arkadaşı A.D., polise kayıp ihbarında bulundu. İhbar üzerine Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü takımlarınca araştırma başlatıldı. Gruplar, 15 aydır Türkiye’de bulunan bayanın kaybolduğu 8 Mart gecesinden itibaren bölgedeki mobese kameralarını incelemeye aldı. Yazerskaya’nın en son 8 Mart gecesi saat 22.15 civarında, meskeninin yakınında Ahmet Oğuz Özgür’ün kullandığı arabaya bindiği tespit edildi. Bir lisede öğretmen olan Ahmet Oğuz Özgür, gözaltına alındı. Özgür, olayla ilgisi olmadığını savunarak, kayıp bayanı tanımadığını tez etti. Mobese manzarası gösterilince de hatasını itiraf etti ve ‘kasten öldürme’ kabahatinden tutuklandı.
Antalya 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, Ahmet Oğuz Özgür birinci kere hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, tutuklu sanık Özgür, SEGBİS aracılığıyla katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Özgür savunmasında, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini söyledi. Öğretmenlik yaptığını, daha evvel Isparta’da vazife yaparken, geçen yıl tayininin Antalya’ya çıktığını belirten Ahmet Oğuz Özgür, şöyle konuştu:
“Çocuğumun eğitimi nedeniyle ailem benimle Antalya’ya gelemedi. Çocuğumun eğitimi bittikten sonra ailem de Isparta’dan yanıma gelecekti. Güvenlik Mahallesi’nde konut tuttum. Antalya’da bulunduğum mühlet içerisinde Lena isimli bayanla irtibat kurup para karşılığı öteki bayanlarla ilgiye giriyordum. Maktul Anastasiya ile de bu halde birkaç kere bağlantıya girmiştim. Daha evvelki ilgilerimi otelde yaşadım. Olay tarihinde de tekrar para karşılığı cinsel bağlantıya girmek için Lena’yı telefonla aradım. Kendisi beni o gün için maktule yönlendirdi. Saat 21.30 sıralarında maktulü bana söylenen yerden aracım ile aldım. Yanıma alkollü olarak gelen maktulle bir kafeye gittik. Kafede ismini bilmediğim alkollü içecekten iki kadeh içti. Daha sonra birlikte diskoya gittik. Burada da yarım şişe viski içti. Ben araç kullanacağım için o gece alkol almadım. Saat 01.30 sıralarında benim meskenime geldik. Meskene girmeden evvel maktule alaka için 1800 TL verdim. Salonda bağlantıya girdikten sonra uyumak için odama geçtim.”
Haberin Tamamı İçin:
Nikah iptal olmasın diye
Maktulün alkollü olduğu için yüz üstü salonda sızıp kaldığını söyleyen Özgür, şöyle devam etti:
“Sabah maktulün telefonu çaldı. Yanına giderek telefona bakmasını söyledim. Dürttüm lakin uyanmadı. Yavaşça yana çevirdiğimde burnunda kanama olduğunu gördüm. Denetim ettiğimde nefes almıyordu ve kalbi atmıyordu. Göz kapaklarını açtığımda göz akının sararmış olduğunu fark ettim. Çabucak yapay teneffüs ve kalp masajı yaptım. Lakin sonuç vermedi. O an acil servisi ve polisi aramayı düşündüm. Lakin 11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek o an kimseye haber vermemeye karar verdim. Konuttan çıktım ve otomobil ile biraz dolaştım. Ne yapacağımı o an bilemedim. Daha sonra maktulü gömmeye karar verdim. Bir iş yerinden kazma ve kürek aldım. Maktulü taşırken kullanmak için koli bandı aldım. Öğlen saatlerinde konuta döndüm. Maktulün kollarını koli bandı ile bedenine yapıştırdım. İki ayağını da birbirine yapıştırdım ve koltuktaki çarşafa sardım. Maktulün elbiselerini, çizmelerini, çantasını ve cep telefonunu iki farklı poşete koydum.”
Duruşma boyunca ağladı
Daha sonra akşam olmasını beklediğini aktaran Özgür, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Saat 21.30 sıralarında maktulü sarmış olduğum çarşaf ile otomobilime indirdim. Art koltuğa yatırdım. Fazla bir yer bilmediğim için Isparta yoluna gerçek yola çıktım. Isparta’ya 40 kilometre kala bir benzinlikten yakıt aldıktan sonra tekrar Antalya istikametine geri döndüm. Bir süre sonra yolun kenarında bir boşluk olduğunu görünce oraya maktulü görmeye karar verdim. Aslında ben maktulü büsbütün gömmek istemedim. Yalnızca oğlumun nikahına kadar orada gizlemek istedim. Kazma ve kürek ile toprağı biraz kazdıktan sonra cesedi buraya taşıdım. Taşırken zorlandım. Çarşafa sığmadığı için çarşafı çıkararak cesedi gömdüm. Üzerini toprakla kapattım. Nikahtan sonra bu olayı polise anlatmayı düşündüğüm için cesedin yerinin rahatlıkla bulunabilmesi için orada bulunan bir kamyon lastiğini cesedi gömdüğüm yerin üzerine bıraktım. Akabinde aracımla oradan ayrıldım. Bir çeşme başında durup yüzümü yıkarken, poşet içerisindeki maktulün çizmesini çeşmenin ardına attım. Antalya’ya geldiğimde TEDAŞ kavşağının olduğu yerde maktulün cep telefonunu, içindeki sim kart ve bataryasını yolun kenarına atmak istedim, lakin yolun üzerine düştü. Daha sonra ise diğer bir yerde maktulün başka elbiselerini ve çantasının bulunduğu poşeti çöp konteynerine attım. Tekrar o gün cesedi gömerken havanın yağışlı olması nedeniyle çamura bulandığı için kıyafetlerimi de çöp konteynerine attım. Üzerimde yalnızca içlik kaldı. Saat 02.30 sıralarında konutuma döndüm. Sabah okula gittim. Olay sırasında benim maktule yönelik rastgele bir hareketim olmadı, kendisini darbetmedim. Vefatına sebebiyet verecek bir aksiyonda bulunmadım, hatasızım.”
Olaydan sonra Anastasiya Yazerskaya’ya 3 bildiri attığının tespit edildiğinin hatırlatılması üzerine Özgür, “Amacım attığım cep telefonunun bulunup bulunmadığını denetim etmekti” dedi. Duruşma boyunca ağlayan Ahmet Oğuz Özgür, Anastasiya Yazerskaya’nın öldüğünü birinci gördüğünde polise gitmesinin en yanlışsız yol olduğunu, fakat gitmediğini belirterek, “O an salak üzereydim. Öğle meskene geldiğimde ‘İnşallah yaşıyordur’ diyerek dua ettim. Fakat yaşamıyordu. O an üzerime çöken tartısı bilemezsiniz. 11 gün sonra ortanca oğlumun nikahı vardı. Bu olayın duyulması halinde nikahın iptal olabileceğini düşünerek kimseye haber vermedim. Aptal insan benim üzere olur” diye konuştu.
Duruşmada şahit olarak dinlenen A.D. ise 1 yıl evvel tanıştığı Anastasiya Yazerkskaya ile tıpkı konutta yaşadıklarını söz ederek, “Maktul ile ortamızda duygusal ilgi vardı. Anastasiya’nın para karşılığı cinsel ilgiye girdiğine dair rastgele bir bilgim yoktu. Yalnızca bana Oğuz isminde bir kişinin kendisini taciz ettiğini ve ‘Seni görmek istiyorum’, ‘Seni çok arzuluyorum’, ‘Muhakkak görüşmemiz gerek’ üzere iletiler göndermesinden rahatsızlık duyduğunu söylemişti. Ben maktulün sanık ile görüştüğünü bilmiyordum. Sanığı daha evvel de görmedim. Maktul ile her gün alkol alması nedeniyle kelamlı tartışmamız olmuştu. Lakin fiziki müdahalem olmadı” dedi.
Sanık avukatlarından Merve Can Harcola Doğan, tüm evrak kapsamında sanığın maktulü öldürmesini gerektirir bir sebep bulunmadığını belirterek, “Ortada doğal bir vefat bulunmaktadır. Sanığın en büyük yanlışı bu mevt olayını o gün ilgili mercilere bildirmemesidir” diye konuştu.
Sanık Ahmet Oğuz Özgür’ün tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
