Dünyaca ünlü isim Nusret Gökçe’yi, nam-ı diğer ‘Saltbae’yi tanımayan yoktur. Şöhretini de her geçen gün artırmaya devam ediyor kendisi. Fakat ününe rağmen nereden geldiğini, memleketini, geçmişini hiçbir zaman unutmadığı da gözlerden kaçmıyor …
Dünyaca ünlü isim Nusret Gökçe’yi, nam-ı diğer ‘Saltbae’yi tanımayan yoktur. Şöhretini de her geçen gün artırmaya devam ediyor kendisi. Fakat ününe rağmen nereden geldiğini, memleketini, geçmişini hiçbir zaman unutmadığı da gözlerden kaçmıyor. 👇🏻
Kaynak: https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/…
Nusret Gökçe, ‘Saltbae’ adıyla bütün dünyada tanındı biliyorsunuz ki.
Birçok farklı ülkede restoran zincirleri bulunan ve birçok ünlü kişinin favori ismi olan Nusret Gökçe’ye olan ilgi azalmıyor. İlk olarak sosyal medya paylaşımlarıya tanınan isim, son yılların en popüler isimlerinden.
Nusret Gökçe’nin mesleğe atıldığı ilk yıllarda ise oldukça zorlu koşullarda çalıştığı biliniyor.
İlk olarak kasaplık yaparak para kazanmaya başladığını belirten Nusret Gökçe, zamanla bu mesleği sevmeye başlıyor. Daha sonra ülke sınırlarını aşmaya ve eğitim almaya karar veriyor kendisi.
Geçtiğimiz yıllarda uzun bir sürenin ardından annesinin ziyaretine gittiği anları sosyal medya hesabından paylaşmıştı.
Annesinin duygusal anlar yaşadığı ve ‘çok zayıflamışsın annem’ dediği anlar kısa sürede gündem olmuştu. Hürriyet yazarı Arda Sayıner, Nusret Gökçe ile yaptığı son röportajında ise ünlü isme memleket ziyaretinde eşlik etti.
Memleketiyle bağlarını koparmadığı görülen ünlü isim, köyünde ise büyük bir coşkuyla karşılanmış.
Erzurum Havalimanı’na iner inmez coşkulu bir halkla karşılaştıklarını belirten Sayıner, ‘Köylü halkın gözünde Gökçe bir kahraman.’ ifadelerini kullanıyor. İlk olarak Gökçe’nin anne ve babası için yaptırdığı medreseyi ziyaret eden isim, köydeki gençler için çok büyük bir fırsat yaratıldığının altını çiziyor.
Nuret Gökçe’nin aile evinde ise Gökçe’nin ilkokuldayken çekilmiş fotoğraflarının göze çarptığı belirtiliyor.
‘Böylesine bir mutfaktan global bir markaya uzanmak…’ ifadelerini kullanan Sayıner, Gökçe’nin hayat hikayesini de anlatmayı ihmal etmiyor.
Köydeki okulu 6. sınıfta terk eden isim, İstanbul’da kasaplık yapmaya ve günde 12 saat ayakta durarak çalışmaya başlıyor. ‘Başka çarem yoktu’ diyen ünlü isim, çalıştıkça işine aşık olduğunu ifade ediyor.
Bir süre sonra ise bu işi ‘mutfağından’ öğrenmek isteyen Gökçe, Arjantin’e gitmeye karar vermiş. Fakat Arjantin’e uçak bileti almak için kredi çekmek zorunda kalmış.
Arjantin’e gittiğinde ise Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin kapısını çaldığını ve et üreticilerinin iletişim bilgilerini rica ettiğini belirtiyor.
Anlayacağınız Nusret Gökçe, zorlu koşullarda adeta ‘pişerek’ ve ‘yanarak’ bugünkü kıvamına gelmiş.
Röportajın devamına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz:
‘Nusret Gökçe’yle ‘sıfır noktasında’ ziyaret’
