Milli elektrikli trenin fabrika testleri başlatıldı

Türkiye Vagon Sanayi Anonim Şirketi’nin (TÜVASAŞ) Sakarya’nın Adapazarı ilçesindeki fabrikasında düzenlenen Ulusal Elektrikli Tren Seti’nin Fabrika Testleri Merasimi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın iştirakiyle gerçekleştirildi.

Karaismailoğlu, “Demiryolu teknolojisinde yerli ve ulusal araçlarımızın üretimiyle atılımımızı sürdürmekte kararlıyız. Gayemiz, Türkiye’nin raylı sistem aracı üretiminde değerli merkez haline gelmesidir” diye konuştu.

Karaismailoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

• Yerli ve ulusal tren setlerimiz saatte 160 kilometre işletme suratına, 176 kilometre tasarım suratına sahip olarak üretildi. Seyir emniyeti ön planda olmak üzere yolcu memnuniyeti ve konforu bakımından istek ve beklentileri üst seviyede karşılayacak özelliklerdedir. 5 araçtan oluşan bir setin toplam koltuk kapasitesi 324 olup bunlardan iki adedi engelli yolcular için ayrılmıştır.
• Üretimi tamamlanan prototip sette yüzde 60 yerlilik oranı gerçekleştirilmiştir. Seri üretim için ise yüzde 80 yerlilik oranı hedeflenmiştir. Prototip setin maliyeti yurt dışından temin edilen benzeri eserlere nazaran yüzde 20 daha ucuza mal edilmiştir.
• Ülkemiz artık süratli tren ve yüksek süratli trenlerini kendisi üretebilecek duruma gelmiştir. Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin yurt dışından araç temin etmesine gerek kalmamıştır.

Bakan Varank da şu tabirleri kullandı:

• Trenimiz mayıs sonunda raylara indi, hamdolsun bugün prestijiyle da fabrika testlerine başlanıyor. Fabrika testlerinin akabinde ağustos sonunda yol testlerine geçilecek.
• Geçen sene devreye alınan alüminyum gövde üretim, boyama ve kumlama tesisleri sayesinde bugün bu düzeye gelebilmiş durumdayız. Şehirlerarası seyahate uygun tasarlanan bu tren, ithal edilen emsallerine nazaran yüzde 20 daha uygun maliyetle üretilebiliyor. Lakin daha da değerlisi, bizi ziyadesiyle memnun eden konu, ulaşılan yüksek yerlilik oranı. Tedarikçilerle birlikte muazzam bir sinerji yakalanmış durumda. Evet, kesin eser elbette çok değerli. Fakat bu eserle birlikte gelişen üretim ekosistemi ve Türkiye’nin kazandığı yeni kabiliyetler tahminen sonuncu eserden çok daha değerli.
• Böylece birinci kez kritik bir alt sistem, donanım, yazılım ve algoritma içeriğiyle birlikte yerli sanayi tarafından geliştirilmiş oldu. İklimlendirme sisteminden boji şaselerine, iç giydirme ve aydınlatma sistemlerinden vakum tuvalet sistemlerine kadar 30’un üzerindeki bileşen yerli firmalarımızdan tedarik edildi. İşte bu sayede prototip sette yerlilik oranı yüzde 60 oldu. İnşallah seri üretimle birlikte bu oranı yüzde 80’e çıkarmak mümkün olacak.
• Hem kendi gereksinimlerimizi karşılayıp hem de global pazardan çok rahat hisse alabiliriz. Bunun yolu bu alanda ölçek oluşturmaktan geçiyor. Gelecek 10 yılda raylı sistemlerde 15 milyar avroluk harcama yapacağız. Bakın bu çok önemli bir ekonomik ölçek. Hasebiyle önümüzde raylı sistemler bölümünü geliştirmek için asla kaçırılmaması gereken bir fırsat, münasebetiyle bize yüklenen bir sorumluluk var. Bunu en yeterli biçimde kıymetlendirmemiz gerekiyor. Bu alanda atacağımız adımlar, endüstrileşme amaçlarımıza ve Ulusal Teknoloji Atağımıza direkt hizmet edecek. Belediyeler, kamu kurumları ve özel bölüm, eş güdüm halinde, Türkiye’yi raylı sistemler konusunda küresel bir oyuncu yapmak için ellerini taşın altına koymak durumunda. Burada herkese bir vazife düşüyor.
• Sayın Cumhurbaşkanımız savunma endüstrinde hazır alım modeline ‘dur’ demeseydi, bugün kendi İHA’larımızı, SİHA’larımızı kullanamaz, ulusal güvenliğimizi öteki ülkelere emanet etmeye devam ederdik.
• Dünyaya bu alanda örnek gösteriliyorsak, bunun arkasında planlama, sıkı takip, güçlü irade ve kararlılık yatıyor. Tıpkı başarıyı raylı sistemler konusunda da gösterebiliriz. Kamu alımları ve yatırımlarının oluşturacağı kaldıraçla bu alanda yerlileşmeyi süratle başarabiliriz. Yatırımların planlanması ve yerli eserlerle hayata geçmesi için Sanayi İşbirliği Projelerini en yeterli şeklide uygulayabiliriz. Biz Bakanlık olarak bu noktada hiçbir kamu kurumunun sahip olmadığı teknik birikime sahibiz. Raylı sistemler alanındaki kabiliyetlerin atıl kalmaması ve sürdürülebilirliğin sağlanması gerekiyor. Lakin bu halde yüksek süratli tren sistem ve alt sistemlerini kendi imkanlarımızla üretebiliriz. Bu manada; dala dokunan kamu ihalelerinin SİP uygulamasına tabi olarak gerçekleştirilmesini epey önemsiyoruz.
• Şunu çok açık söz etmek istiyorum; topyekün kalkınma için yerliliği ve ulusallığı olmazsa olmaz bir prensip olarak kabul etmek, yerli firmalara sahip çıkmak gerekiyor. Raylı sistemlerde ülkemizde gelişmiş kabiliyetler var. Firmalarımız yabancı ülkelerde ihaleler kazanıyor, üretimlerini ihraç ediyorlar. Avrupa’da, Uzak Doğu’da, Durmazlar, Bozankaya üzere firmalarımızın araçları kullanılıyor. İşte bugün TÜVASAŞ, ulusal elektrikli tren projesinde eşsiz bir adımı geride bırakıyor. Yeni kurulan TURAYSAŞ’ın da dalda büyük bir güç oluşturacağına inanıyorum. Ekosistemdeki firmalarımız ve tedarikçilerimizin güç birliğiyle bölümde süratle üst basamaklara tırmanabiliriz. Bakanlık olarak bu istikametteki tüm teşebbüsleri önemsiyoruz ve destekliyoruz.
• 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejimizde bu dalın ehemmiyetini açıkça vurguladık. Tekrar teknoloji odaklı sanayi atılımı programımızda da raylı sistemleri öncelikli eser kümesi olarak belirledik. TCDD ve bağlı kuruluşlarının TÜBİTAK enstitüleriyle ortak geliştirdiği birinci ulusal elektrikli hareket lokomotifini 2015 yılında raylara indirdik. Böylelikle ülkemizin hareket lokomotiflerinde yurtdışına bağımlılığını büsbütün ortadan kaldırmış olduk.” diye konuştu.
• Bakan Varank, Ekim 2017’de başlatılan başka bir projeyle de 5000 kilowatt gücünde birinci ulusal anahat lokomotifini 2022 yılında raylarla buluşturmayı hedeflediklerini aktararak, TÜBİTAK ve TCDD iştirakinde Raylı Ulaşım Teknolojileri Enstitüsü’nü kurduklarını, maksatlarının evvel kendi muhtaçlığını karşılayan teknolojileri geliştiren, akabinde da geliştirdiği bu teknolojileri ihraç eden bir ülke haline gelmek olduğunu lisana getirdi.
• Biliyorsunuz iktisat cephesinden birbiri arkasına sevindirici haberler geliyor. Üretim tarafında; endüstrideki elektrik tüketimi, siparişler ve kapasite kullanımı artıyor. İçeride iktisada duyulan inanç ve yatırım iştahı artmaya devam ediyor. Yurt dışı piyasalara baktığımızda, toparlanma eğilimini görebiliyoruz. Bizim için değerli olan, üst istikametli bu gidişatın giderek daha fazla güç kazanması ve kalıcı bir hale gelmesi.
• Salgınla birlikte de şunu da gördük; istediğimiz vakit dünyada eşi gibisi olmayan bir seferberlik ruhuyla kimsenin yapamadığını yapabiliyor, başaramadığını başarabiliyoruz. Ağır bakım teneffüs aygıtı bunlardan biri. Teşhis kitleri, aşı ve ilaç alanlarında da ilham verici ve bizleri heyecanlandıran projeler devam ediyor. Salgın devrinde bile açılan fabrikalar, hamasetle yeni işlerin peşinden koşan teşebbüsçüler var.
• Bundan sonraki maksat, 200 kilometrenin üstüne çıkan Yüksek Süratli Tren setlerini üretmek. Ulusal elektrikli tren projesinde kazanılan yetkinlikler, inşallah, yüksek süratli trenin geliştirilmesinde işleri çok kolaylaştıracak. Bu gururu bizlere yaşatan TÜVASAŞ’ın değerli yöneticilerine, mühendisinden personeline tüm işçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Kısa müddette bu kıymetli başarıyı sahiplenerek, bu işi liderliğiyle Türkiye’ye kazandıran Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Adil Karaismailoğlu ve takımını yürekten tebrik ediyorum. Bu başarıda öncü olan Sakarya ve Sakaryalılara teşekkür ediyorum.