Mersin’deki kazılarda, gök bilimci ve şair Aratos’un anıt mezarı arkeolojik olarak kanıtlandı

Mersin‘de Soli Pompeiopolis Antik Kenti’ndeki hafriyatlarda Helenistik Devir’in ünlü gök bilimcisi ve şairi Aratos’un anıt mezarı, arkeolojik olarak ortaya çıkarıldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Mezitli ilçesindeki antik kentte başlatılan hafriyatlar, Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Kısmı Lideri Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığındaki 12 kişilik takım tarafından yürütülüyor.

Yağcı, AA muhabirine, Aratos’un anıt mezarındaki çalışmaların, mezar odasına girişi sağlayan dar ve uzun geçit manasına gelen “dromos” üzerinde detaylı formda sürdüğünü söyledi.

Milattan Sonra 2. ve 3. yüzyılların değerli limanlarından biri olan antik kentin büyük bir nüfusu içinde barındırdığını söz eden Yağcı, anıt mezar ile sütunlu cadde ve tiyatro ortasındaki alanların kamulaştırılarak yapının kontaklarının ortaya çıkartılması gerektiğini kaydetti.

Yapının bölge mimarisi için kıymetli bir örnek olduğunu aktaran Yağcı, şöyle devam etti:

“Yapının, anıt mezar olduğunu arkeolojik olarak kanıtladık. Çalışmalar sırasında mezar odasının tabanına ulaştık ve ona bağlı olarak da ‘dromos’u açığa çıkardık. Bu yapı, mimari ölçüleri prestijiyle bölgede eşsiz ve anıtsal. Bölge arkeolojisine yenilik getirdiği bir gerçek. Çalışmaların her evresinde yapıda bir tahribat tespit ettik. En sonunda da anıt mezarın tabanın kireç ocağı olarak kullanıldığını tespit ettik. Yapı, vaktinin en harika anıt mezarlarından birisiydi.”

Yağcı, anıt mezardaki çalışmaların tamamlandıktan sonra turizme kazandırılarak kente kıymet katacağını belirtti.

Hafriyatlarda çeşitli arkeolojik buluntular elde ettiklerini anlatan Yağcı, şunları kaydetti:

“Tabanından çatısına kadar tüm mimari modüller titizlikle elden geçirildi. Rastgele bir tahribata yer vermeden bir taş tarlası oluşturduk ve bunlar üzerinde taramalar sürüyor. Taramalar sonunda da restitüsyon çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Arkeolojik gereçler üzerinde de çalışmalarımız sürüyor. Bu materyaller klasik periyottan Geç Roma devrine kadar tarihlenebilen geniş aralığa sahip. Bununla ilgili sonuç verici bilgilere ulaşmayı umuyoruz.”