Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı Libya Vazife Kümesi Komutanlığı’nda görevlendirilen 56 uzman çavuş, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’na …
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) bağlı Libya Vazife Kümesi Komutanlığı’nda görevlendirilen 56 uzman çavuş, Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı’na (CİMER) toplu şikâyet dilekçesi verdi. Kumandanlarının kendilerine ruhsal ve fizikî mobbing yaptığını ileri süren askerler, Libyalı askerlerin çöplerini dahi kendilerinin topladığını sav etti. Bunun üzerine haklarında disiplin soruşturması başlatılan askerlerin misyonlarına son verildi. Türkiye’ye dönen askerler, daha sonra TSK’dan atıldı. Ayrıyeten haklarında isimli soruşturma da başlatıldı.
DW Türkçe’nin ulaştığı bilgilere nazaran, CİMER’e yapılan şikâyet dilekçelerinde askerler yaşadıklarını anlattı. Argümana nazaran, Yarbay rütbesindeki bir kumandan, içtima sırasında askerlere, “Siz aldığınız parayı hak etmiyorsunuz, bu TSK ne generaller yedi, siz hiçbir şeysiniz. Beni istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz, 9 sene Hukuk Şube’de çalıştım. Sizi meslekten atmam 5 dakika. Dışarıda sizin yerinizde olmak isteyen binlerce kişi var” diyerek meslekten atmakla tehdit etti. Üsteğmen rütbesindeki bölük kumandanı ise, “Size burayı dar etmezsem bu rütbeyi sökerim, size burada kan kusturacağım, sizi kıyıda carettalar üzere süründüreceğim” dedi.
“Bu durum temsil ettiğimiz TSK’yı ayaklar altına almaktır”
Hastayken bile kendilerine spor yaptırıldığını belirten uzman çavuşlar, kumandanlarının kendilerine Libyalı askerlerin çöplerini toplattığını da öne sürdü. Şikâyet dilekçesinde, Libyalı askerlerin kendilerine bu sırada küçümseyici ve alaycı gözlerle baktığını belirten askerler, “Bu durum temsil ettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ayaklar altına almaktır” dedi. Yaşadıkları nedeniyle meslekten soğuduklarını tabir eden askerler, “Severek başladığım ve devam ettiğim, ölürsek şehit, kalırsak gazi anlayışıyla hiçbir vakit yılmayıp vazifemin gerektirdiği halde mesleğimi sürdürmüş bulunmaktayım. Burada gördüğüm fizikî ve ruhsal baskılar beni mesleğimden soğutmaktadır” görüşünü kaydetti.
Askerlerin şikâyet dilekçeleri, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na iletildi. Kumandanları hakkında soruşturma açılmasını bekleyen askerler, aykırısı bir durumla karşılaştı. Askerlerin Libya’da görevlendirilmeleri buyruğu sonlandırıldı, 56 uzman çavuş Türkiye’ye gönderildi. Haklarında idari soruşturma başlatılan askerlerin tümünün mukaveleleri 9 Aralık’ta feshedildi.
İdari tahkikat raporunda, askerler “koordineli ve işbirliği içerisinde tıpkı metni kullanarak, CİMER’e şikayette bulunmak, amirlerini sindirmeye yönelik tavır ve davranışlar sergilemek, birlik içinde disiplini bozmak ve askeri atmosferin oluşmasını engellemekle” suçlandılar. Raporda, askerlerin kusurlu oldukları belirtilerek, tazminatlarının da ödenmeyeceği vurgulandı.
İsimli soruşturma da başlatıldı
Öte yandan askerler hakkında Ulusal Savunma Bakanlığı’nın müsaadesi üzerine Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet etmekten isimli soruşturma da açıldı. Birlikte şikâyette bulunmakla suçlanan askerler üç yıla kadar mahpus istemiyle soruşturulacak.
37 askerin davasını üstlenen Avukat Murat Altay, kontratların feshedilmesi kararına karşı dava açtıklarını tabir etti. Mahkemeden adil bir karar beklediklerini belirten Altay, “Bu hukuksuzluğa son vermek niyetiyle arkadaşlarımıza verilmiş olan soruşturma müsaadelerine bölge yönetim mahkemesinde itiraz ettik. 37 arkadaşımızın kontratı fesih davaları da geçen hafta tamamlandı. Uzman çavuş arkadaşlarımız için Edirne ve Hatay Yönetim Mahkemelerinde davalar açtık. Umarım en kısa müddette bu hukuksuzluk son bularak, adalet tecelli eder” dedi.
Askeri ceza hukuku hekimi olan Avukat Mehmet Erkan Akkuş, mukavelelerin feshedilmesi kararıyla “Komutan her vakit haklıdır” iletisi verilmek istendiğini söyledi. Akkuş, şunları kaydetti:
“Burada sorun, 56 tane uzman çavuş arkadaşımızın tıpkı anda CİMER’e müracaat yapması değil. Burada sorun 56 tane uzman çavuş arkadaşımızın CİMER’e müracaat yapmak zorunda bırakılmasıdır. Amirler ve üstler hakkında tarzına uygun soruşturulmuş olsa, adabına uygun sürece konulmuş olsa, hukuk devleti prensibi gereği adil yargılanmış olsalardı, bu çocuklar da CİMER’e müracaat yapmak zorunda bırakılmayacaktı. Mesleksel bahtı bir amirin imzasına bırakılan uzman çavuş arkadaşlarımızın yeri geldiğinde mevte gönderiliyor olmasındaki vicdanı adaletsizliği de kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.”
Alican Uludağ
© Deutsche Welle Türkçe
