Kumbaracı4 Sanat Galerisi Gazze’ye Yardım İçin Müzayede Düzenledi

Kumbaracı4 Sanat Galerisi kurucusu Ebubekir Mete, Gazze‘ye yardım için düzenlendiği çevrim içi müzayedelerde 17 milyon lira topladı.

Toplanan parayı yardım kuruluşları aracılığıyla Gazze‘deki mazlumlara ulaştıran Mete, fikrin nasıl ortaya çıktığını ve müzayede sürecini AA muhabirine anlattı.

Mete, Kumbaracı4 Sanat Galerisi’ni 12 yıl evvel Türkiye’nin birinci Türk ve İslam yapıtları sanat galerisi olarak kurduğunu belirterek, bunun yanı sıra koleksiyonerlere ve müzayede şirketlerine sanat danışmanlığı yaptığını söyledi.

Koleksiyoner Muhammed Hanefi Kutluoğlu’nun 35 adet hüsnühat tablosunu Gazze‘ye infak etmek istemesiyle online müzayede fikrinin ortaya çıktığını aktaran Mete, şu bilgileri verdi:

“O gün çok duygulandık. Hocamızın yaptığı bağış maddi olarak çok önemli bir bağıştı. Herkesin yapabileceği bir bağış değil. ‘Ben bu yapıtları yarın ahirete götüremeyeceğim ancak bunun hesabını ödeyemem. Bunları infak edeceğim.’ dedi. Biz de hassaslık olsun, daha fazla beşere temas edelim diye, galerimizin toplumsal medya hesabından müzayedede yapma kararı aldık. Kendi etrafımızı, sanat topluluğundaki dostlarımızı, koleksiyoner müşterilerimizi de bu işe dahil ederek birinci müzayedede 85 eser daha topladık. Bunların tamamını 7 milyon 350 bin liraya sattık. Gelen bütün bağışlar İHH İnsani Yardım Vakfının hesabına geçerek Gazze‘ye ulaştırıldı. Sonradan duyan beşerler da bir şeyler yapmak istediğini söyledi. İkinciyi yapma kararı aldık. Bu sefer de Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Mükafatı sahibi koleksiyoner Mehmet Çebi Ağabeyimiz 70 eser infak etti. O müzayedeyi de yalnızca bu yapıtlarla yaptık. Bu sefer üçüncüyü müzayede için kolları sıvadık. 84 eser topladık. Toplam 250-260 ortası eser toplayıp Gazzeli kardeşlerimizin yaralarına derman olmak için 17 milyon lira üzere bir meblağa ulaştık.”

“Bu bizim için hayır değil bir mecburiyet”

Ebubekir Mete, Gazze‘de yaşananlarla ilgili Müslümanların bir şey yapması gerektiğine dikkati çekerek, “Dünyanın her yerinde protesto şovlarını herkes yapıyor. Hristiyanlar da yapıyor. Ancak Müslümanlar olarak bizim bir artımızın olması lazım. Boykota ve protestolara devam edeceğiz ancak maddi olarak da zekat ve sadakamızdan kardeşlerimize göndermemiz lazım. Bu bizim için hayır değil bir mecburiyet.” tabirlerini kullandı.

Talep olursa dört ve beşinci müzayedeye imza atmak istediklerinin altını çizen Mete, ramazan ayında çevrim içi bir müzayede daha yapmayı arzuladıklarını lisana getirdi.

Mete, Gazze‘deki mazlumlara yardım etmenin bir mecburiyet olduğunu vurgulayarak, “Herkesi bu bahiste hassas olmaya davet ediyoruz. Beşerler bu mevzuda ne kadar hassas olursa kardeşlerimize o kadar yardım ederiz.” biçiminde konuştu.

Hattatlarla koleksiyonerlerin belirli bahislerde çok hassas olduğunun altını çizen Mete, şunları kaydetti:

“Hattatlar ellerinin, koleksiyonerler koleksiyonlarındaki malların zekatını verecek. Bunlar dünyalık işler, biz bunları ahirete götüremeyeceğiz. Bunları çok seviyoruz. Bizim için kültür olarak da manevi olarak da çok bedelli işler lakin bugün bir zulüm var. Müzayedelere başladığımızda tanımadığımız koleksiyonerlerin de bu işi sahiplendiğini görünce memnun olduk. Bu süreçte hattatlarımızı ve koleksiyonerlerimizi yorduk. 250-260 yapıtlarını sattık. Verdikleri eserler, maddi manada pahaları çok yüksek eserler. Talep olursa biz buradayız. Kendi bünyemizden de eserler verdik, vermeye devam ederiz. Husus Gazze ise bizim için hiçbir sakınma çekinme yok. Toplayacağımız yapıtların de evvelkilerden aşağı olmaması lazım.

Bu devirde kim Gazze için bir şey yapıyorsa vallahi bana nazaran dünyadaki en uygun şeyi yapıyor. Onun karşılığını Allah kat kat verecek. Buradaki günahsızların vebaline ortak olmayacağız Allah’ın müsaadesiyle. Zira biz ya Rabbi senin için, oradaki kardeşlerimiz için üç ay uğraş ettik. Elimizden gelen buydu. Bugünün kaideleriyle bunu yapabildik. Bizim için en değerlisi bu. Bunu belirtmek istiyorum.”

Hüsnühat sanatına ilginin son yıllarda biraz azaldığına vurgu yapan Mete, insanların meskenlerine, iş yerlerine ya da yeni evlenen bir çiftin mesken ziyaretine giderken ikram olarak hüsnühat yapıtı götürmesinin Türk-İslam kültüründe kıymetli bir yeri olduğunu kelamlarına ekledi.

Müzayedelere eser gönderen hattatlar ortasında Hasan Çelebi, Davut Bektaş, Seyit Ahmet Depeler, Hakan Arslan, Ahmet Bursalı, Abdurrahman Depeler, Arif Özdem, Nurullah Özdem ve İbrahim Şengül üzere çok sayıda isim yer alıyor.