Özyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onkologlar olarak bu süreçte en büyük tasanın kansere bağlı ölümlerin ve ilerlemiş kanser olaylarının …
Özyiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onkologlar olarak bu süreçte en büyük tasanın kansere bağlı ölümlerin ve ilerlemiş kanser olaylarının gelecek yıllarda önemli artışlar göstermesi olduğunu söyledi.
Kanserin yaş arttıkça toplumda görülme sıklığı yükselen bir hastalık kümesi olduğunun altını çizen Özyiğit, “Zorunlu kısıtlamalar nedeniyle 65 yaş üstü vatandaşlarımızın kanser tedavisi üzere özellikli sıhhat hizmetlerine ulaşımında problemler yaşadığını biliyoruz.” diye konuştu.
Özyiğit, bu süreçte Avrupa’da görülen sıhhat sistemindeki kilitlenmelerin Türkiye’de olmadığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ama kimi hastalarımız Kovid-19 kaygısından, şikayetleri olsa bile hastanelere başvurmaktan çekindi. Bunun sonucunda geciken kanser teşhisleri nedeniyle ilerlemiş evreler ve tedavilerimizde önemli zorluklar yaşıyoruz.
Dernek olarak yaptığımız bir araştırmada, pandeminin birinci aylarında bilhassa büyük kentlerimizdeki radyoterapi merkezlerinde hasta sayılarının önemli oranlarda düştüğünü saptamıştık. Bu durumun yansımaları ilerleyen süreçte netleşecektir.”
“EĞER TEREDDÜT ETSEYDİK, BU AŞILARI YAPTIRIR MIYDIK?”
Türkiye’de radyasyon onkolojisi alanında çalışanların salgın sürecini şu ana kadar başarılı biçimde yürüttüğünü vurgulayan Özyiğit, “Tedavilerimizin değerli bir kısmı ertelenebilecek kümede olmadığı için radyoterapi hizmetlerimiz bu süreçte yurt çapında kesintisiz devam etti.” dedi.
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği olarak salgın boyunca Sıhhat Bakanlığı yetkilileriyle daima irtibat ve işbirliği içinde olduklarını belirten Özyiğit, şunları kaydetti:
“Tüm hayati tekliflerimiz ilgili konseylerde olumlu karşılanıp, kılavuzlara alındı. Son olarak Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ile birlikte ortak bir müracaat yapmıştık. Bu müracaatımız ile kanser hastalarımız aşılama sırasında öncelikli küme oldu. Bu vesile ile tüm kanser hastalarımızı aşılarını yaptırmaya çağırıyoruz. Zira Kovid-19 ve kanser nitekim çok tehlikeli bir ikili.
Biz onkologlar evvelce yalnızca kanserle uğraş ediyorduk. Pandemi sırasında ise kanserle çabanın yanına bir de hastalarımızı Kovid-19’dan korumak için harcadığımız ek gayretler eklendi. Münasebetiyle bu ortak gayrette hastalarımızın biz onkoloji çalışanlarına yardımcı olmaları ve aşılarını yaptırmaları kıymetli. Tereddüt eden vatandaşlarımız için şu hatırlatmayı yapmak isterim. Biz sıhhat çalışanları olarak Çin aşılarımızı yaptırdık. Şayet tereddüt etseydik, bu aşıları yaptırır mıydık? Bu açıdan vatandaşlarımız rahat olsunlar. Toplumsal medya hesaplarımızı takip ederek aşıyla ilgili tüm merak ettikleri yanıtları bulabilirler.”
