Kanal İstanbul’la ilgili merak edilen sorulara cevap

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından birinci kez 2011’de lisana getirilen Karadeniz’i Marmara Denizi’ne bağlayacak Kanal İstanbul’la ilgili Etraf ve Şehircilik Bakanlığı, kamuoyunda merak edilen soru ve mevzularla ilgili 34 başka başlıktan oluşan rapor hazırladı.

AA muhabirinin rapordan derlediği bilgilere nazaran, projeyle İstanbul’un küresel-bölgesel finans ve turizm merkezi olma kapasitesi artırılırken, etrafındaki sanayi nesillerinin global üretim ve dağıtım sistemiyle bütünleşmesi kolaylaşacak.

PROJENİN GAYELERİ TEK TEK SIRALANDI

Raporda, Kanal İstanbul Projesi’nin maksadına ait, “Kanal İstanbul Projesi’nin gayesi, İstanbul Boğazı’nın doğal ve kültürel yapısının milletlerarası deniz nakliyatının olumsuz tesirinden korunması, deniz trafiği güvenliğinin sağlanması, öbür taraftan zaman-mekan-maliyet bağlamında inançlı bir su yolu oluşturulmasıdır. İstanbul bağlamında, merkezine çevreyi koyduğumuz dünyaya örnek bir şehircilik projesi üretmek, oluşturulacak yeni kent sarsıntı rezerv alanıyla etraf ilçelerdeki sıhhatsiz konut stokunu büsbütün bitirmektir. Turizm, finans ve hizmet bölümü odaklı olarak ulusal kalkınmaya ve ekonomimize katkı sağlamak ve istihdamı artırmaktır.” değerlendirmesi yapıldı.

Dünya deniz ticaretinde yapay kanallar ve stratejik rollerine değinilen raporda, projenin gerek global iktisattan hisse alabilme rekabetinde gerekse bölgesel siyasal stratejilerde kelam sahibi olabilme açısından ulusal kalkınmaya katkı sağlayacak proje olarak değerlendirildiği belirtildi.

“TÜRKİYE’NİN DÜNYA TİCARETİNDEN ALACAĞI HİSSE DEĞERLİ ORANDA ARTACAK”

Kanal İstanbul’un dünya iktisadı ve deniz ticareti için kıymetine işaret edilen raporda, 15 trilyon dolar olan dünya ticaret hacminin yüzde 60’lık bölümünün deniz yolu nakliyatından elde edildiği aktarıldı.

Panama Kanalı’nın yıllık 3 milyar dolar, Süveyş Kanalı’nın ise 5 milyar dolar gelir getirdiği kaydedilen raporda, şu tabirlere yer verildi:

“Bu kanallardaki gemi yoğunluğu ile Türkiye boğazlarındaki gemi yoğunluğu karşılaştırılırsa, Türkiye boğazlarından 4-5 kat daha fazla gemi geçmekle birlikte, elde edilen gelir son derece düşük seviyede kalmaktadır. Kanal İstanbul Projesi’nin gerçekleşmesi durumunda, Türkiye’nin limanlar ve demir-karayolu ağları ile bütünleşen lojistik alt yapısı ile dünya ticaretinden alacağı hisse değerli oranda artacaktır. Avrupa ve Uzak Doğu ülkeleri ortasında kurulacak kesintisiz ulaşım irtibatı ile ekonomik iş birliğinin daha da gelişeceği açıktır. Öbür taraftan, Kanal İstanbul Projesi kapsamında oluşacak lojistik alt yapı bağlamında liman ve demir yolu ile hava yolu sistemlerinin kurulması, yeni sanayi ve hizmet merkezlerinin oluşmasıyla Türkiye’nin global lojistik kesiminden aldığı hissesi artıracaktır. Tekirdağ ve İstanbul limanlarının, Karadeniz, Ege Denizi ve Akdeniz’deki yabancı limanlar ortasında öne çıkacağı ve rekabet gücünün artacağı da öngörülmektedir.”

Karadeniz havzasındaki ülkelerin son yıllarda artan ticaret hacmine bağlı olarak liman ve gemi sayılarındaki artışın bilhassa İstanbul Boğazı’nın trafik yükü ve bu trafiğe bağlı can ile mal güvenliği riskini artırdığına dikkati çekilen raporda, projenin vakit, ulaşım maliyetleri ve güvenlik bakımından kıymetli avantajlar sağlayacağı, ağır deniz trafiği bağlamında risk altında olan doğal ve kültürel miras kıymetlerinin korunmasına katkı sağlayacağı kaydedildi.

HER KESİTİN KATKILARIYLA HAZIRLANAN ÇED RAPORU 16 BİN SAYFA

Kanal İstanbul’un Çevresel Tesir Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin etraf hassasiyeti en üst seviyede tutularak yürütüldüğü vurgulanan raporda, İstanbul’un havasına, suyuna, ormanlarına, toprağına, göllerine, her 2 denizine ve ekolojik istikrarına büsbütün müdafaa eksenli bir bakışla yaklaşılarak rapora son halinin verildiği belirtildi.

SARSINTI TESİRİNİ EN AZA İNDİRECEK FORMDA PLANLANDI

İstanbul’da beklenen sarsıntının mümkün tesirlerini en aza indirmek hedefiyle proje bölgesinde 32 bin 932 hektarlık alanın “Yenişehir rezerv yapı alanı” ilan edildiği aktarılan raporda, bölgedeki planlamaya ait şu bilgilere yer verildi:

“Yenişehir Rezerv Alanı toplam 7 etaptan oluşmaktadır. Öncelikle Kanal İstanbul güzergahının açılmasını sağlayacak, birinci 3 etabın planlama süreci tamamlanmıştır. Bölgedeki konut, ticaret, turizm alanı büyüklüğü 55 milyon 702 bin 630 metrekaredir. Kanal alanı, eğitim, sıhhat, kültürel tesis, yol, yeşil alan büyüklüğü 68 milyon 550 bin 957 metrekaredir. Bakanlık oluruyla onayladığımız imar planlarında, proje alanının yüzde 55’i donatı alanı olarak planlanmıştır. Yeniden Kanal İstanbul Proje alanında 2 liman, 1 yat limanı, 1 rekreasyon alanı ve 1 lojistik merkezi yapılacaktır.”

YENİ NÜFUS GELMEYECEK

Projede, akıllı kent modelini yansıtan bir kentsel tasarım ve planlama süreci yürütüldüğü belirtilen raporda, “sıfır atık” prensiplerine dayanan sürdürülebilir bir kent modeli kurgulandığı tabir edildi.

Kanal etrafına uygulanacak yeni jenerasyon şehircilik uygulaması gerçekleştirileceği belirtilen raporda, “Şehirlerdeki nüfus azamî 500 bin olacaktır. Buraya yeni nüfus gelmeyecek, kentsel alan büyük oranda zelzele dönüşüm kapsamında kullanılacaktır. Tekrar İstanbul’un nüfus yoğunluğunun fazla olduğu bölgelerdeki vatandaşlar burada ikamet edecektir.” değerlendirmesi yapıldı.

Raporda, imar planlarında lojistik merkezi olarak planlanan Yeniköy’ün ve fuar alanıyla teknoloji bölgesi olarak görülen Tayakadın ile Baklalı köylerinin imarlarının bölge halkından gelen talep doğrultusunda yine düzenlenerek diğer bölgelere kaydırıldığı bildirildi.

PROJE ALANINDA YABANCILARIN ALDIĞI ARAZİ ORANI YÜZDE 0,35

Proje alanının büyük oranda yabancı, gerçek ve hukukî şahıslara satıldığı argümanlarına da karşılık verilen raporda, “Proje alanında toplam 41 bin 586 parsel vardır. Nisan 2021 prestijiyle 294 milyon 263 bin 748 metrekarelik proje alanı içerisinde Tapu ve Kadastro Bilgi Sistemi (TAKBİS) kayıtlarına nazaran faal olarak kayıtlı bulunan gerçek kişi ve yabancı sermayeli şirketlere ait toplam 1 milyon 15 bin 772 metrekarelik ana taşınmaz alanı mevcuttur. Bu ölçü proje alanında yüzde 0,35’lik orana karşılık gelmektedir. Yani savların tamamı gerçek dışı ve asılsızdır.” denildi.

İSTİHDAMA KATKISI

Kanal İstanbul’un iktisada yalnızca su yolu geçişleriyle katkı sağlamayacağını, bunun yanı sıra limanlar, araştırma, lojistik merkezler ve endüstriyel alanlarda yüksek katma paha oluşturacağı kaydedilen raporda, “Projenin hazırlık ve inşaat etabında yaklaşık 10 bin kişi çalışacak. İşletme basamağında yeniden 10 bin kişi çalışacak. Bunun yanı sıra kurulacak yeni işletme ve tesislerde de yaklaşık 50 bin vatandaş istihdam edilecek.” değerlendirmesinde bulunuldu.

Tek taraflı işletmenin yapılacağı Kanal İstanbul’un kazalara karşı İstanbul Boğazı’ndan 13 kat daha inançlı olduğu vurgulanan raporda, acil durumlarda 2 römorkör, 2 demirleme alanı, 7 acil bağlama alanının dışında 30 römorkörün sürekli hazır bekletileceği belirtildi.

İstanbul Boğazı’ndan fiyatsız geçen firmaların Kanal İstanbul’u neden tercih edeceklerine ait soruya da karşılık verilen raporda, şunlar kaydedildi:

“Boğaz’dan fiyatsız geçiş yoktur. Geçen gemiler aldıkları kimi hizmetler nedeniyle fiyat ödüyorlar. Ama gemiler tek geçiş için 15 saat beklemektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bilgilerine nazaran birtakım tanker gemileri 30 saat, hatta 4 gün beklemektedir. 2017’de gemilerin bekleme müddetleri nedeniyle yaşadığı kayıp milyonlarca dolar olmuştur. 200 metreden uzun tankerler günlük ortalama 120 bin dolar kaybetmektedir. Tüm bu nedenlerle Kanal İstanbul firmalar için son derece hayati değer taşıyacak, büyük ekonomik avantaj sağlayacaktır.”

Kanal İstanbul’un temel atma merasimine 2 gün kala son durum havadan görüntülendi

Kanal İstanbul projesi için Cumartesi günü yapılacak temel atma merasimi öncesinde hazırlıklar aralıksız devam ediyor.

GALERİYE GİT