İstanbul Üniversitesi’nde skandal iddia: Mezuniyette hukuk birincisine metindeki 2 detay yüzünden konuşma yaptırılmadı

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezuniyet merasiminde skandal bir tez ortaya atıldı. Hukuk kısmı birincisi olan Muhammet Emin Ay, merasimde birincilere tanınan konuşma hakkının kendisinden esirgendiğini belirtti. Öğrencinin konuşmasında 28 Şubat periyoduna ve Necmettin Erbakan’a atıflar yaptığı görülürken, okuldan ise şimdi bir açıklama gelmedi.

PLANLADIĞI KONUŞMAYI PAYLAŞTI

Öte yandan Ay, toplumsal medya hesabından yaptırılmayan konuşmasını paylaştı. Metinde şu tabirler yer aldı: “Sayın bakanım, sayın dekanım, değerli hocalarım, bedelli konuklar ve sevgili arkadaşlarım hepiniz beğenilen geldiniz. Bugün sizlerin karşısında bu konuşmayı yapmanın gururunu yaşıyor ve bu nedenle Allah’a hamd ediyorum. Bidayeti parlak olanın nihayetinin de parlak olacağı niyetiyle 4 sene evvel bismillah diyerek başladığım hukuk fakültesini sonunda da besmele ile bitirebilmek nasip oldu. Hukuk fakültesini; kendime çizdiğim yoldan sapmadan, kendi kimliğimi kaybetmeden bitirebilmek, nezdimde 4 sene boyunca almış olduğum notlardan çok daha değerlidir.

ERBAKAN’A ATIF YAPTI

Kanaatimce, hukukçular olarak göz önünde bulundurmamız gereken bir başka konuysa içinde bulunduğumuz toplumun yapı dinamikleridir. Bir hukukçu, ideolojisi ne olursa olsun hukuku içinde bulunduğu toplumun kültüründen başka olarak düşünmemelidir. Batı’nın kozmik olarak dayattığı birçok pahanın aslında kozmik olmadığı, hatta bunların bizim toplum yapımızla taban tabana zıtlıklar içerdiği yadsınamaz bir gerçektir. Prof. Dok. Necmettin Erbakan’ın da söylediği üzere bu milletin külüne üflesen altından iman çıkacaktır. İslam dini bu aziz toprakların vazgeçilemez bir modülüdür ve fakültemizin kapısındaki fetih muştusu ayetleri de bunun nişanesidir.

“ÜLKEMİZ, TOPLUM YAPISINI YOK SAYAN 28 ŞUBAT SÜRECİNE MARUZ KALDI”

Daha, yakın bir müddet önce ülkemiz, toplum yapısını yok sayan 28 Şubat sürecine maruz kaldı. Öncesi ve sonrasıyla bu devrin oluşturduğu travmaların ve bıraktığı izlerin silinmediğinin en yakın şahitlerinden olduğumu; mezuniyetin 4 ağustosta yapılacağı haberini ailemle paylaştığımda annemin mezuniyete gelip gelemeyeceğini bana sormasıyla bir kere daha derinden hissettim. 28 Şubat sürecinin bırakmış olduğu iz nedeniyle taşımasından onur ve gurur duyduğum çarşafından ötürü vaktinde atıldığı İstanbul Üniversitesine evladının mezuniyet merasimine gelemeyeceğini düşünmüştü. Annem, İstanbul Üniversitesinde Fen Fakültesi biyoloji kısmı son sınıf öğrencisiyken başörtüsü yasağı nedeniyle okulu bırakmak mecburiyetinde kaldı. Bugün ona yarım bıraktırılan İstanbul Üniversitesinin, Hukuk Fakültesini birinci olarak bitirmenin haklı gururunu yaşıyor, bu nedenle bu konuşmamı anneme atfetmek istiyorum. Hamdusenalar olsun ki isminde ikna özünde icbar olan odalar bir daha asla açılmamak üzere kapandı. Artık bu üzere hukuksuz durumların önünde durmak bizim boynumuzun borcudur.

Bizler İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunları olarak bulunduğumuz her yerde; davranışlarımızla, sözlerimizle, duruşumuzla ve halimizle etrafımızı etkilemeye ve insanlığa yararlı bir şeyler katmaya odaklanmalıyız. Allah, bize bahşedilen imkanları ve nimetleri onun isteğine uygun olarak kullanabilmemizi nasip eylesin. Bütün mezunlarımızı başarılarından dolayı kutluyor, meslek hayatımızda adaletten sapmamamızı temenni ediyorum. Sözlerimi Necip Fazıl’ın bir bendi ile bitirmek istiyorum: Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte! ölsek de sevinin, konuta dönsek de! Sapma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, şüphesiz bizim, elbette bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”