‘Delirten Hastalık’ olarak da bilinen bu hastalığa gelin yakından bakalım. ‘İnsanın neresi ağrırsa, canı oradadır’ derler ya hani… Hakikaten …
‘İnsanın neresi ağrırsa, canı oradadır’ derler ya hani…
Hakikaten de böyledir.
Dişiniz ağrıdığı vakitlerde çektiğiniz acılar güya en kıymetli kesiminizin o olduğunu düşünmenize neden olur. Mide için de bu böyledir, başınız için de.
O anlarda, ağrıyan yerimizdeki ağrıların dinmesi için, her şeyimizi verecek durumdayızdır adeta.
Şayet bu ağrılar bir hastalıktan kaynaklı ise, örneğin migren üzere, o hastalığı defetmek bizim hayattaki en değerli hedefimiz oluverir.
Elbette tüm hastalıklar berbattır, acı verir, canımızı yakar.
Lakin, bir hastalık var ki, neden olduğu ağrılar diğer hiçbir ağrıya benzemez, hayatı gerçek manada zehir eder.
Bu hastalığın ismi literatürde trigeminal nevralji olarak geçer ve insanın yüz bölgesinde dayanılmaz bir ağrıya sebep olur.
Hastalık, beyinden çıkan ve ‘kafa çifti’ olarak bilinen trigeminal hududun, otonom hudut sisteminin denetiminden çıkarak çok çalışmasıyla oluşur.
Yüzün sağ yahut sol yarısında, alt çene, dudak kenarı yahut göz etrafından başlar.
“Şimşek çakar” yahut “elektrik çarpar” üzere tabirlerle de tanınır ve günde onlarca defa tekrarlayan çok ağrılı ataklara sebep olur.
Bu hastalıktan muzdarip olan şahıslar, gündelik hayatlarını olağan formda sürdüremeyecekleri kadar şiddetli ağrılar çekerler.
Su içemez, yüzünü yıkayamaz, yemek yiyemez ve hatta konuşamaz hale gelirler.
Ağrıları dindirmek için alınan hiçbir ağrı kesici işe yaramaz.
Ağrılar hiçbir sebep yokken başlayabileceği üzere, yüze dokunma yahut sert bir rüzgarla da başlayabilir.
İnsanı intihara meylettirecek kadar şiddetli ağrılar yaşatan bu hastalığın sebebi ise şimdi tam olarak bilinmiyor.
Beyinde gerçekleşen istenmedik bir yüklenme ya da şimdi fark edilmemiş gömülü bir diş bu hastalığın başlama sebebi olabilir.
Hastalık çok yaygın olmadığı ve bilinmediği için de hastalar doktora gitse de, hastalığın teşhisi hayli zordur.
Tabipler, ağrılar sebebiyle kendilerine gelen hastalarından gerilimden uzak durmalarını ve bu ‘anlaşılamayan’ ağrılara gerilimin sebep olabileceğini söylerler.
Bilmedikleri ise yaşadığınız bu fizikî ağrının, yalnızca gerilimle oluşamayacak kadar şiddetli olduğudur.
Size önerilen bu tedavi formülüne gülmek istersiniz, ama güldüğünüz anda yüzünüzde o denli şiddetli bir ağrı olur ki, güldüğünüze de pişman olursunuz…
