Bu yeterli huylu kitleler rahmin her yerinde gelişebiliyor; rahmin iç dokusuna çok yakın olabilecekleri üzere, dış duvarına yakın olup karın …
Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özgüç Takmaz, çoğunlukla rastgele bir yakınmaya neden olmadığı için miyomların büyük bir kısmının rutin yapılan jinekolojik denetimlerde tespit edildiğini belirterek, “Bu nedenle en az yılda bir kere muayene olmayı ihmal etmemek çok değerli. Miyom tespit edildiğinde ise korkulmasın, zira çoğunlukla yalnızca ultrason muayenesi ile takip kâfi oluyor. Ömür kalitesini düşüren problemlere yol açtığında yahut anne olmayı engellediğinde ise ilaç tedavisi yahut cerrahi sistemle tedavi edilebiliyor. Günümüzde tıbbi teknolojilerde yaşanan süratli gelişimler sayesinde daha faal ve daha inançlı ameliyatlar yapılıyor, hastalar kısa müddette günlük hayatlarına dönebiliyor” dedi.
Şimdi nedeni bilinmiyor, ancak…
Miyomlar her yaşta görülse de yaş ilerledikçe saptanma ihtimali artıyor. Bunun nedeni ise miyomların kadınlık hormonu olan östrojen ile büyümeleri ve vakitle östrojene maruziyet arttığı için ultrasonda görülebilecek boyuta ulaşmaları. Miyomların tam olarak neden kaynaklandığı şimdi açıklığa kavuşmamış olsa da birtakım genlerin riski arttırdığı biliniyor. Münasebetiyle bilhassa ailesinde miyom hikayesinin bulunması değerli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Ayrıyeten hiç gebe kalmamak yahut doğum yapmamış olmak da riski artıran öbür etkenleri oluşturuyor. Yapılan birtakım çalışmalar da düşük D vitamini ve A vitamini düzeylerinin miyom oluşma ihtimalini artırdığını gösteriyor.
Miyomun belirtileri nelerdir?
Miyomların büyük çoğunluğu şikayet oluşturmuyorlar. Lakin kimi durumlarda yerleştikleri bölge yahut boyutlarına nazaran farklı yakınmalara neden olabiliyorlar. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özgüç Takmaz miyomun belirtilerini şöyle anlattı:
-Adet bozukluklarına yol açabiliyor. Adet kanamalarının ağır ve uzun vadeli olması, orta kanamalar yahut lekelenme kanamaları üzere sıkıntılar miyom belirtisi olabiliyor.
-Adet devrinde gelişen ağrı da miyomlardan kaynaklanabiliyor.
-Gebelik kesesinin rahme yerleşmesini yahut yerleşen kesenin büyümesini önleyebiliyorlar. Bunun sonucunda gebe kalmayı engelleyebiliyor ya da düşüğe yol açabiliyorlar.
-Karında şişkinlik ve gaz sorunları yapabiliyor. Bağırsaklara baskı oluşmuş ise kronik kabızlık, güç ve ağrılı dışkılama sorunu gelişebiliyor.
-Miyom mesaneye yanlışsız büyümüş ise sık idrara çıkma sorunu yaşanabiliyor.
-Ağrılı cinsel alaka de büyük miyomların sinyali olabiliyor.
İlaç yahut cerrahi yola başvuruluyor
Ultrasonda tespit edilen miyomlar boyutlarındaki değişimler ve oluşturdukları şikayetlere nazaran ya tedavi ya da takip ediliyor. Çeşitli yakınmalara neden olan, süratli büyüyen, gebe kalınmasına mani teşkil eden yahut hamilelik oluştuğunda düşüğe yol açabilecek olan miyomlarım tedavi edilmeleri gerekiyor. Menopoza sokan iğneler, rahim damarlarının anjiyo ile tıkanması, ultrason yahut MR aygıtı ile eritme teknikleri, ameliyatsız tedavi metotlarını oluşturuyor. Doç. Dr. Özgüç Takmaz, “Ancak miyomlar bu metotlarla tam olarak yok olmadıkları ve genelde tedavinin akabinde bir müddet sonra tekrar büyüdükleri için tüm dünyada hala en sık miyomektomi ameliyatı ile tedavi ediliyor” bilgisini verdi.
Kapalı cerrahi kritik kıymete sahip!
Günümüzde miyomektomi ameliyatı ile çok sayıda yahut büyük miyomlar inançlı ve faal bir formda temizlenebiliyor. Miyomektomi ameliyatları klasik açık metot, laparoskopik (kapalı) ve robotik sistem olmak üzere 3 formda uygulanabiliyor. Ayrıyeten rahim iç duvarına yakın olan miyomlar vajinal yol ile yapılan histeroskopik sistemle de çıkartılabiliyor. Hastaya hangi cerrahi formülün uygulanacağına miyomun boyutu, yerleşim yeri ve sayısı dikkate alınarak karar veriliyor. Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Özgüç Takmaz, miyomektomi ameliyatlarında en sık laparoskopik ve robotik usullerin tercih edildiğini belirterek şöyle devam etti:
“Çünkü bu tıp kapalı cerrahi tekniklerde ameliyat sırasında kanamalar daha az oluyor, hastalar ameliyat sonrasında daha az ağrı sorunu yaşıyor ve hastaneden çok daha kısa müddette taburcu olabiliyorlar. Kapalı cerrahi usuller ayrıyeten hastaların daha süratle iyileşmelerini, münasebetiyle günlük ömürlerine daha kısa müddette dönmelerini sağlıyor.”
