Hande Ataizi, sunuculuğunu Tara De Vries’in yaptığı, Kanal D’de hafta içi her gün canlı yayınla ekrana gelen programı ‘Magazin D Yaz’a konuk oldu …
“CANA’YI HERKES SEVİYOR”
Sokakta ve toplumsal medyada canlandırdığınız karakter ile ilgili yorumları nasıl karşılıyorsunuz?
Aslında karakterle daha çok özleştirilip farklı yansılar olabilir diye düşünmüştüm lakin mesela arkadaşımın oğlu 11 yaşında Camdaki Kızı izliyormuş. ‘Cana’ karakterine reaksiyonu olumlu oldu. Artık herkes karakteri canlandırdığımı bildiği için yansılar pek olumsuz değil. Çok makbul bir karakter değil ama benim bu vakte kadar oynadığım dizilerdeki karakterler ortasında en dışa vuran kötülük Cana karakteri oldu. Lakin bu rol bana geldiğinde hepimizin içinde güzel var hepimizin içinde berbat var. Çocukluk devrimizde sevgisiz büyüyen çocuklar çok fazla kendini söz etmeyi beceremiyorlar ve negatif tarafa gidebiliyor o yüzden ben her berbatın ardında bir neden olduğunu düşünüyorum. Yıldız Kenter benim hocamdı ve şu ifadeyi kullanırdı ‘ Oynadığınız en makus karakteri bile sevdirmek zorundasınız’. Şu ana kadar çok makus bir yorum almadım. Cana’nın bir karakter olarak çok makul bir çocukluk yaşamadığını düşünüyorum.
“CANA’YI KENDİME BENZETİYORUM”
Canlandırdığınız karakter hakkında kanılarınız nelerdir?
Bir bayan hiçbir vakit vurdum duymaz olamaz. Ben şunu savunuyorum bayanlar erkeklerden çok daha farklı ve duygusal… Bayan her vakit o telefonu bekler. Biz hislerimizle hareket ettiğimiz için Cana karakterinde de o hissin farklı bir halde aktarıldığını düşünüyorum. Kırılmamak ve üzülmemek ismine biraz defansif davranabiliyor. Cana’yı o hususta kendime benzetiyorum. Bende üzülmemek için hislerimi göstermeden tam bilakis hareket ettim. Bu da Cana’nın duygusal ve kırılgan bir bayan olduğunu gösteriyor. Her ilginin kendine nazaran dinamiği var.
“LEON İÇİN TATİLE ERKEN ÇIKTIK”
Ağır bir dönem geçirdiniz, tatile geldiniz ne hissediyorsunuz?
Çok hoş gidiyor, oğlumun hatırına biraz daha erken geldik. Pandemi aşı vs. hoş bir tatil olsun. Bütün dallar için hoş olur umarım.
Sizin için hoş bir dönem oldu ne düşünüyorsunuz?
Evet çok hoş ve keyifli bir proje ile dönemi tamamladık. Dönem finalimizi ‘Cana’ ile yaptık. Yeterli dileklerimiz ile de Bodrum’a geldik.(gülüyor)
“ASLA İKİNCİ BAYAN OLMAM”
Hayatınıza ikinci bir bayan olarak devam etmek ister miydiniz?
Asla kabul etmezdim, sevdiğim insanı asla kimseyle paylaşamam. Ancak çok kabul eden var. Gerçek sevgi var ise bir bayan hiçbir vakit ikinci bir bayan olmayı istemez.
“HİÇBİR SEVGİLİMİ ALDATMADIM”
Hayatınızda birini aldattınız mı?
Benim o denli bir zorunluluğum olmadı, hiçbir vakit yanlış yapmadım. Şayet öteki birisine bir şeyler hissediliyorsa bir alakayı bitirip yeni bir sayfa açmak daha güzeldir.
“ALDATILDIĞIMI SANMIYORUM”
Hiç aldatıldınız mı?
Bildiğim kadarıyla hiç aldatılmadım. Ben dünyanın en hoş bayanı değilim. Tahminen de ben fark etmedim.
“CANA SAÇININ ÇEKİLMESİNİ HAK ETTİ”
Oynadığınız karakterde saç çekme sahnesinde ne hissettiniz?
Hiç yakıştıramadım Cana’ya (gülüyor). Bir nevi hak etti diye düşünüyorum. Seyirci de hak vermiştir diye düşünüyorum. (gülüyor) Sahneyi çektiğimizde birbirimize çok samimi davrandık. (gülüyor). Rövanşı olur diye düşünüyorum (gülüyor).
Senaristlerinize karakter ile ilgili merak edip soru soruyor musunuz ?
Evet soruyoruz ancak hiçbir yanıt alamıyoruz (gülüyor) Cana’nın nereye hakikat gideceği sürpriz. Aldatabiliriz (gülüyor) Kimseyi eleştirip kınamamak lazım lakin tabiki doğrusu memnun olan bir insanın yapacağı hareketler değil. Ben Cana’nın mutsuz olduğunu düşünüyorum, Cana aslında üzücü bir karakter.
“BAŞIMDAN İKİ EVLİLİK GEÇTİ! EVLİLİK BENİ ÇOK KORKUTUYOR”
Geçen sene yaptığımız röportajda düğün olacağı söylenmişti?
Evlenme teklifi ettiğinde düşünmeden kabul ettim. Çok müddet geçti ve bir evladımız var. Çekirdek bir aileyiz. Beni evlilik çok korkutuyor, başımdan iki evlilik ve deneyim geçti. Çok gerçek seçim olup olmadığını bilmiyorum fakat etrafımdaki bağlara baktığımda ruhsal olarak monotonlaşıyor. Yüzük parmağa takıldığı andan itibaren hoş hisler bitiyormuş üzere geliyor ve buda beni çok düşündürüyor. Ortamızda yaş farkı da var. Fizikî olarak çöküşe geçtiğimizde onun yanında nasıl duracağım, yeterli hissedecek miyim bu vücutta? Bütün bunların bir karmaşası olduğu için, dehşetlerim bu istikamette olduğu için şimdilik bu türlü devam etmeyi düşünüyoruz. Şayet bu durumları aşarsak neden olmasın. Tabi ki olması gerekiyorsa olabilir.
“ÇOCUK YAPMAKTAN VAZGEÇTİK”
Evvelki röportajlarımızda ‘çocuk istiyoruz’ demiştiniz, vazgeçme kelam konusu mu?
Çocuk yapmaktan vazgeçtik. Bu çok güç bir süreç. Bir oğlum var uygun ki var. O süreci tekrar yaşamak istemiyorum.
