Güneşlenmenin faydalı olabileceği cilt hastalıkları

Güneşe maruz kalma, melanom ve öteki cilt kanserleri için ana risk faktörlerinden biridir ve ayrıyeten yanıklara ve cildin erken yaşlanmasına neden olabilir. Lakin sedef hastalığı yahut atopik dermatit üzere birtakım cilt hastalıkları, dermatolog tarafından güvenlik yönergelerine uyulması ve önerilmesi kuralıyla orta derecede güneş ışınlarından yararlanabilir. Her durumda, gerçek tedaviyi sağlamak ve risklerden kaçınmak için bir uzman ziyareti kuraldır.

Güneş ışınları, bilhassa yaz aylarında birçok farklı yarar sağlayabilir. Antiinflamatuar tesiri sayesinde birtakım dermatolojik hastalıklarda terapötik tesir oluşturabilir. Ayrıyeten sirkülasyonun destekleyicisidir. Bedenin D vitamini üretmesine yardımcı olur. Deri ultraviyole ışınlarını aldığında D vitamini üretir, bu böbreklerde metabolize edilerek etkin formuna dönüştürülür ve bu sayede kemiklerde kalsiyum emilimine ve birikmesine katkıda bulunur. Ayrıyeten D vitamini, güçlü bir bağışıklık sistemi için gereklidir.

Ultraviyole ışınları ayrıyeten, uyku döngülerini tanımlamaya yardımcı olan bir hormon olan melatonin üretimini düzenler. Memnunluk hormonu olarak bilinen serotonin sentezini tetiklediği ettiği için ruh halimize yarar sağlar.

İşte güneşin dermatolojik hastalıklar üzerindeki tesiri.

SEDEF HASTALIĞI

Sedef hastalığı, her yaşta görülebilmesine karşın, datalara nazaran sedef hastalarının yüzde 75’i 40 yaşın üzerindedir. Bayanları ve erkekleri eşit olarak etkileyen bu kronik iltihabi hastalık, yüzeyde biriken ve ekseriyetle üzeri pullarla kaplı eritemli (kırmızı) lezyonlara yol açan deri hücrelerinin çok süratli çoğalmasından kaynaklanır. Dirsekler, dizler, alt sırt ve baş derisi üzerinde sıkça görülür.

Hafif semptomlar gösteren çeşitten, çok ağır ve geçmeyen semptom gösteren sedef hastalıklarına kadar çok çeşitlidir. Genetik, immünolojik, çevresel ve ruhsal olabilen nedenleri vardır ve en yaygın tetikleyicilerinden biri gerilimdir.

Sedef hastaları ekseriyetle yaz aylarında cildin daha nemli kalmasını sağlayan artan nem ve güneşe maruz kalma nedeniyle semptomlardan kurtulur yahut semptomlar hafifler. Helyoterapi (güneşlenme) aslında sedef hastalığının ek tedavilerinden biridir, fakat gerekli tedbirler alınıp, dermatolog tavsiyelerine uyulması kaidedir.

Sedef hastalığı olan hastalarda helyoterapi yahut güneş banyosu ek tedavi olarak kullanılabilir.

EGZAMA

Atopik dermatit (egzama), neredeyse her 5 bireyden 1’ini etkileyen bir sıhhat sıkıntısıdır. Bu kronik inflamatuar hastalık, çocukluk çağında en sık görülen cilt patolojisidir, lakin ergenlik ve yetişkinlik periyodunda de ortaya çıkar.

Atopik dermatit ciltte kızarıklığa ve kaşıntıya neden olur ve bundan muzdarip hastalar, terin pH’ındaki değişikliklerden, daha yüksek alkaliniteden ve hasebiyle ısı ve terleme ile artabilen ikincil viral ve bakteriyel enfeksiyonlar geliştirme riski altındadır. Bakteriyel büyüme, tahriş yahut kaşıntıya neden olur.

Bununla birlikte, UV ışınları semptomları azaltmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle, orta derecede güneşe maruz kalma, egzamanın ortaya çıkardığı çeşitli tahriş ve kaşıntılar için uygun olabilir. Lakin her vakit azamî UV ışınlarının yayıldığı saatlerinden kaçınmak ve beden ısısında ve terlemede bir artış olmadan güneşlenmek gerekir.

AKNE

Bilhassa 12 ila 18 yaş ortasındaki çocukların yüzde 80’ine yakını bu cilt hastalığını yaşar ve birçok durumda bilhassa bayanlarda bu durum yetişkinliğe kadar sürer. Yüzde, göğüste ve sırtta yer alan, yağlı sivilceler formunda çok sayıda faktörün neden olduğu saç ve yağ bezlerinin kırılıp enfeksiyon kapabilen iltihaplanma sürecidir.

Güneşlenme, ekseriyetle ekne oluşumunda bir güzelleşme ile ilişkilendirilse de, olayların bir kısmını kötüleşebileceğini unutmamak ve tabip tavsiyesi ile hareket etmek değerlidir.

GÜNEŞİN MUHTEMEL ZİYANLI TESİRLERİ

Hepimiz farklı insanlarız ve cildimiz de bizim kadar farklı, bu nedenle bir kişi için yeterli olan şey, bir diğeri için âlâ olmayabilir. Güneşin cildine uygun geldiğini söyleyen birisi için her vakit tam aykırısını söyleyecek bir oburu olacaktır. Bunu açıklayan birkaç ve muhtemel neden var:

• Güneş cildin susuz kalmasına neden olur ve hatta yağlı ciltler (akneye meyilli ciltlerde çok yağ üretimi tipiktir) nemlendirilmeye muhtaçlık duyar. Güneşe çok maruz kalmak cildi kuruttuğunda, sebum üreten, cildin gereksinim duyduğu yağları sağlayan yağ bezleri çok üretilir ve üretilen bu çok sebum, bilhassa akne oluşumunun en kıymetli basamaklarından biridir.

• Cildin kurumasının bir öbür sonucu da cilt yüzeyindeki hücrelerin sertleşmesidir. Bu, meyyit cilt hücrelerinin döküldüğü doğal sürece müdahale eder ve sebumun gözeneklerden atılmasını maniler. Sonuç, çeşitli cilt rahatsızlıklarının oluşmasıdır.

• Sıcak mevsimde ter üretimi ve cilt yüzeyinin bozulma suratı artar. Bu, sivilce ile alakalı bakteri olan P. acnes’in gelişip yayılabileceği bir ortam yaratır.

• Güneş ışığı ayrıyeten muhakkak sivilce çeşitlerini de tetikleyebilir. Bu, UVA ışınları muhakkak güneş kremi ve cilt bakım eserlerinde bulunan kimyasallarla birleşerek alerjik tepkisi tetiklediğinde ortaya çıkar.

• Çok güneşe maruz kalma yahut yetersiz güneş müdafaası da pigmentasyon problemlerine neden olabilen faktörlerdir ve cilt hastalıkları olan şahıslar hiperpigmentasyona daha yatkındır.

• Ve hepimizin bildiği üzere güneş, yalnızca cilt hastalıklarına meyilli ciltler için değil, tüm cilt tipleri için diğer riskler de oluşturur. Güneş yanığı, güneş alerjileri ve erken yaşlanma üzere riskler oluşabilir.

• Uzun yıllar boyunca ultraviyole ışınlarına sık ve uzun vadeli maruz kalma, hafife alınmaması gereken cilt kanserinin önde gelen nedenidir. Kuşkulu tümörlerin gelişimi yahut mevcut bir cilt lezyonundan kaynaklanan değişiklikler için cildinizi periyodik olarak inceleyin. Cilt kanserinin tedavi oranlarını artırmak için erken teşhis ve vaktinde tedavi kuraldır. Sabah 10.00 ile 14.00 ortasında güneşte geçirilen süreyi kısıtlamaya çalışın.