Tunceli’de kaldığı yurttan 5 Ocak 2020 tarihinden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi …
‘İLK EVREDEN BERİ DAİMA ELEŞTİRMİŞTİK’
Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimat yazısı ile birinci sefer 5 Ocak 2020 gününden sonra talimat mahallinde buluntu bayan cesedi aramaya başlanmasının kıymetli bir gelişme olduğunu kaydetti. Bunun kıymetli bir gelişme olduğunu vurgulayan Çimen, şunları söyledi:
“Biliyorsunuz Gülistan, Uzunçayır Baraj Gölü’nde aranıyordu ve burada intihar ettiği varsayılıyordu. Bunu birinci basamaktan beri daima eleştirmiştik. Bunun insan öldürme formunda düşünülmesi gerektiğini ve Gülistan’ın karada aranması gerektiğini belirtmiştik. Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı, yazdığı talimat yazısı ile birinci sefer 5 Ocak 2020 gününden sonra talimat mahallinde buluntu bayan cesedi aranmaya başlandı. Bu şu manası tabir ediyor; Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı da artık Gülistan’ın intihar etmediğini ve bunun bir insan öldürme biçiminde olabileceğinin kıymetlendirilerek cumhuriyet başsavcılıklarına, vilayet jandarma komutanlıklarına ve emniyet müdürlüklerine yazılar yazarak sahipsiz bayan buluntu cesedi var mı, yok mu, rastgele bir şikayet var mı, bunları araştırmaya başladı. Bu çok kıymetlidir; çok pahalıdır. Başından beri bunun bu türlü olması gerektiğini, insan öldürme halinde kıymetlendirilmesi gerektiğini belirtmiştik.”
‘KRİMİNAL OFİSİN RAPORUYLA İNTİHAR TEZİ ÇÖKMÜŞTÜ’
Soruşturma belgesinin, 4 Ocak 2020 gecesi bir vatandaşın Gülistan’ın bir araca zorla bindirilmeye çalışıldığı tarafında yaptığı ihbarıyla açıldığını hatırlatan Çimen, yanlış bir tutanak yüzünden Gülistan’ın 300 gün boyunca baraj gölünde arandığını söz ederek, “Biliyorsunuz Gülistan Doku soruşturması evrakına 4 Ocak 2020 gecesi bir vatandaşın 155’i araması sonrasında başlanmıştı. Oraya gelen polis memurları, Gülistan’ın araca zorla bindirildiğine ait bir soruşturma başlatmışlardı. Bir gün sonrasında saat 12.21 sıralarında Gülistan’ın Sarı Saltuk Viyadüğü’nde telefonunun sinyal bilgileri kesilmişti. Viyadüğü gören Munzur Üniversitesi’nin güvenlik kameraları var. Güvenlik kameralarını inceleyen takımlar, saat 12.25 sıralarında suya düşen bir obje olduğunu, bu objenin de Gülistan olabileceğini değerlendirmişti ve 300 gün boyunca Gülistan suda aranmıştı. O etapta da söylemiştik, objenin o olmadığını. Daha sonra belgemiz ulusal kriminal ofise gitti. Ulusal kriminal ofisin raporunda, saat 12.25 sıralarında tutulan tutanağın yanlışsız olmadığı, suya düşenin bir obje değil; atafaktın olduğu belirtilmişti. O periyotta aslında intihar tezi çökmüştü. Ulusal kriminal ofise 8 dakikalık manzara gönderilmiş ve güzelleştirmişti. Bu uygunlaştırma olduktan sonra imajların tamamının gönderilmesini ve güzelleştirilmesini Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan talep ettik. Başsavcılık talebimizi kabul etti lakin imgeleri Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gönderdi. Emniyet Genel Müdürlüğü de bunu yapamayacağı ile bir yanıt yazısını belgemize gönderdi.”
‘DOSYAYLA İLGİLİ TEMELLİ TALEPLERİMİZ VAR’
İnsan öldürme formunda karadan çalışmalara dikkati çeken Çimen, “Şimdi soruşturma belgesinde madem insan öldürme formunda karada çalışmalar başlayacaksa, temelli taleplerimiz var. Şüphelilerin malzemeleri üzerinde yapılan incelemeler şimdi tamamlanamadı. Cep telefonuna ait kontrole elverişli bir rapor şimdi evrakımıza girmedi. Biliyorsunuz baz istasyonu dataları vardı. Mağdur ile şüphelinin baz istasyonu dataları tıpkı saatte birebir baz istasyonunda verilmişti, bunun neden kaynaklı olduğunu, bunun lakin frekans uzmanı tarafından değerlendirilebileceğini belirtmiştik ve buna ait talepte bulunduk. Emniyet bir rapor hazırladı lakin ilgisiz bir rapor geldi. Belge frekans uzmanına verilmemişti ve yorumdan ibaret geldi. Buna da itiraz ettik. Bizim bekleyen taleplerimiz var; bugün Gülistan’ın 600’üncü günü ve günler artıyor, bininci, iki bininci günü kimse kaldıramaz. Aile ismine Gülistan’ın evrakının tesirli bir formda yürütülmesini talep ediyoruz” sözlerini kullandı.
?
