Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adayı belirleme stratejisinde önderlerden farklı sesler yükselmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde UYGUN …
Millet İttifakı’nda cumhurbaşkanı adayı belirleme stratejisinde önderlerden farklı sesler yükselmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde UYGUN Parti Önderi Meral Akşener’in CHP’li İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nu Fatih’e benzetecek kadar ileriye gittiği kelamları cumhurbaşkanı adayı olarak İmamoğlu’na açık dayanak diye yorumlanırken dün CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Seçimlere birden fazla adayla çıkabiliriz” açıklaması ittifaktaki çatlağı güzelce ortaya çıkardı.
FRANSA’DAKİ MACRON MODELİ GİBİ!
Akşener’in “30 Ağustos konuşması tesadüf değil ve yeni bir ‘projenin’ işareti” diyen Sabah gazetesi müellifi Mahmut Övür işin art plandaki hesabı şu sözlerle tabir etti; İmamoğlu etrafında CHP ve İP’i de aşan yeni bir siyasi yapı oluşturmak. Hatırlarsanız bir orta, Fransa’daki Macron Modeli bizde de çok tartışıldı, Tıpkı onun üzere bir İmamoğlu modelinden kelam ediliyor. Aslında İmamoğlu’nun da buna hazırlandığını, İstanbul Büyükşehir’de CHP takımlarını dışlayan yeni bir kadrolaşmaya gittiğini herkes biliyor ve görüyor.
İşte Mahmut Övür’ün “İmamoğlu aşkı ve Yavaş nefreti” başlıklı yazısı;
GÜZEL Parti’ye neden “proje partisi” dendiğini anlamak için toplama aktörlerine bakmaya gerek yok, Meral Akşener’i izlemek kâfi. Her kelamı ve her davranışıyla kendisinde bir “lider kumaşı” olmadığını ortaya koyuyor.
Halkla ve esnafla daima arbede ediyor.
Palavra tezlerle sefalet tellallığı yapıyor. Bir gün FETÖ’cülere selam çakıyor, bir gün Demirtaş’a sahip çıkıyor, bir gün HDP’yi PKK’nın yanına konumlandırıyor. Bir öbür gün ise tıpkı HDP için “Kriminalize ediliyor” diyen danışmanı Aytun Çıray’a reaksiyon vermiyor.
Lakin hiç vazgeçmediği bir şey var: İmamoğlu’nu övmek… “Ajans” bile onun kadarını yapmıyor, yapamıyor.
Pekala, Akşener bunu neden yapıyor?
Birkaç neden sayılabilir. Birincisi kendisinden bir şey olmayacağını biliyor. Zira 2018 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olarak bunu denedi ve uzunluğunun ölçüsünü aldı. O seçimlerde partisinin bile gerisinde kaldı.
İkincisi kendisi olamıyorsa, kendisine en yakın birinin aday olmasının hesabını yapıyor. O yakın isim de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu… Bu ikili arasında “özel bir ilişki” olduğunu geçen haziran ayında ele almış ve şunları yazmıştım:
“Aralarında çok özel ve siyasi bir münasebet olduğu bilinmeyen gizli değil. Akşener’in yakın etrafına, zaman zaman ‘Ekrem benim oğlum gibidir’ dediği konuşuluyor.”
Akşener’in bir müddettir İmamoğlu ile ilgili özel bir strateji izlediği çok açık. Artık bunu bir adım ileri götürerek, onu “Fatih” ilan etti. Doğal bugün onu Fatih ilan ettiğine nazaran yarın da cumhurbaşkanı adayı ve “lider” ilan etmesi kaçınılmaz.
Akşener bu atağıyla kendisinin başaramadığı birkaç şeyi başarabileceğini umuyor. En başta da aday olma ihtimali konuşulan Kemal Kılıçdaroğlu (Çünkü onun kazanacağına inanmıyor) ile “nefret” ettiği Mansur Yavaş’ın önünü kesmek istiyor.
İşin art planında bir hesap daha var: İmamoğlu etrafında CHP ve İP’i de aşan yeni bir siyasi yapı oluşturmak. Hatırlarsanız bir orta, Fransa’daki Macron Modeli bizde de çok tartışıldı, Tıpkı onun üzere bir İmamoğlu modelinden söz ediliyor. Aslında İmamoğlu’nun da buna hazırlandığını, İstanbul Büyükşehir’de CHP takımlarını dışlayan yeni bir kadrolaşmaya gittiğini herkes biliyor ve görüyor.
Bu açıdan Akşener’in 30 Ağustos konuşması tesadüf değil ve yeni bir “projenin” işareti.
Lakin şunu da söyleyelim: Akşener, Kılıçdaroğlu’nu ekarte edip Mansur Yavaş’ı denklem dışına iterken baltayı da taşa vuruyor.
Bu da onun “lider kumaşı”na sahip olmadığının bir diğer delili.
Bakın Akşener, İmamoğlu’nu överken nasıl tarihi bir kusur yapıyor:
“Bizans’a, Avrupa’ya karşın, Haçlılara karşın ya İstanbul’u alırım ya İstanbul beni alır. İki kararlı lider ve İstanbul alındı.” Akşener’in ne dediği çok açık değil mi? Ona nazaran, arkasında Türkiye genelinde AK Parti’ye takviye veren 20 milyon seçmen “Bizans ve Haçlı” ama FETÖ’ye, PKK’ya ve global dostlara tek kelam söylemeyen İmamoğlu, Fatih Sultan Mehmed… Bu yalnızca AK Parti tabanından değil, CHP ve İP tabanından da önemli reaksiyon alır. Bu sonuca, Akşener’in İmamoğlu aşkı mı, Yavaş nefreti mi yoksa projenin “sipariş” verilmesi mi yol açtı bilemem fakat şunu biliyorum:
Bu açıklama Millet İttifakı’nda bir kırılma yaratacak ve sular durulmayacak…
