Bayram, Türkiye’de TEHAD tarafından ikinci sefer düzenlenecek Elektrikli ve Hibrit Sürüş Haftası kapsamındaki etkinliklere ve Türkiye elektrikli …
Kelam konusu aktifliğin 11-12 Eylül tarihlerinde herkesin iştirakine açık ve fiyatsız olarak, İstanbul Tuzla’daki AutoDrom pist alanında gerçekleştirileceğini aktaran Bayram, 2019 yılında yapılan birinci aktifliğe kıyasla daha geniş bir program hazırladıklarını lisana getirdi.
2019 yılında düzenlenen aktiflikte 5 markanın yer aldığını lakin şu an gelinen noktada 12 markanın yaklaşık 16 modeliyle bu yılki aktifliğe iştirak sağlayacağını belirten Bayram, “Bunun yanında Türkiye’de distribütörü olmayıp da tekrar de ülkemizde giriş yapan, Tesla üzere öteki elektrikli markalar da etkinliğimizde yer alacak.” diye konuştu.
Büsbütün elektrikli ve hibrit arabalara olan farkındalığı artırmaya odaklı bir aktiflik organize ettiklerini vurgulayan Bayram, “Burada aslında mottomuz şuydu; ‘Duymak yetmez. Denemek lazım.’ Zira ben en azından 10 yıldır bu araçları anlatıyorum lakin bu araçları deneyimlemedikten sonra, kullanmadıktan sonra çok da bir mana söz etmiyor karşı taraf için.” diye konuştu.
Bu yılki aktifliğe yaklaşık 3 bin ziyaretçinin katılmasını beklediklerini bildiren Bayram, iştirakçilerin tüm araçları şahsen deneyebileceklerini ve test edebileceklerini söz etti.
“1-2 yıl içerisinde işin rengi biraz daha değişecek”
Türkiye’nin elektrikli arabayla birinci defa 2011 yılında tanıştığını aktaran Bayram, Türkiye’de elektrikli arabalara olan ilginin yüksek olduğunu lakin satışların Avrupa’ya kıyasla düşük düzeylerde seyrettiğini söyledi.
Markaların elektrikli mobilite konusunda birbiriyle rekabet içerisinde olduğunu lisana getiren Bayram, “Ülkemizde de biliyorsunuz yerli araba projemiz de devam ediyor.
Bu manada bu rekabete biz de ortak olacağız. İnşallah yani önümüzdeki 1-2 yıl içerisinde bunun ayak seslerini duymaya başlayacağız ve hakikaten de o vakit işin rengi biraz daha değişecek diye bekliyoruz.” sözlerini kullandı.
“TOGG’un lansmanından sonra inanılmaz bir olumlu reaksiyon aldık”
Berkan Bayram, TOGG’un elektrikli olarak üretilmesinin Türkiye’deki elektrikli arabaya olan ilgiye ve farkındalığına yaptığı tesire de değindi.
TOGG’un Türkiye’de elektrikli arabaya olan ilgiyi ve farkındalığı artırdığını vurgulayan Bayram, şunları kaydetti: “Şöyle söyleyeyim, biz bu mevzuyu nihayetinde kendi çapımızdaki bir kamuoyuna iletebiliyorduk.
Elektrikli araçlarda bu türlü bir teknoloji olduğunu, bu türlü bir bahsin artık gündeminize geleceğini kendi çapımızda bunu anlatabiliyorduk. Ama ne vakit ki TOGG’un lansmanı yapıldı, fabrika temeli atıldı, Cumhurbaşkanımız çıktı TOGG kullandı, bu bahisleri lisana getirdi, elektrikli araba kavramından bahsetmeye başladık, o vakit ülkenin tüm ücra köşelerine kadar bu kavram konuşulmaya başlandı. Bu en büyük avantajıydı.
Natürel ki ve inanılmaz bir olumlu reaksiyon aldık. Beşerler elektrikli arabası sormaya, sorgulamaya başladılar. Her alanda da elektrikli araçla ilgili artık beyanları görmeye başladık. Bu olağan ki sevindirici bir durum. Nihayetinde bu ülkemizde başlayan bu yerli elektrikli araba projesinin en büyük etkisiydi, yani hızlandırıcı tesiri bu tarafta oldu.”
“Neredeyse bir elektrikli arabayla iki tane şarj ünitesi düşüyor”
Bölümde Türkiye’deki altyapının geliştirilmesi, şarj istasyonlarının talebi karşılayacak noktaya ulaşması istikametindeki beklentinin de gerçekleştiğini anlatan Bayram, “Bu beklenti artık gerçekleşti. O yüzden marka modellerimiz de elektrikli araçlarını getirmeye başladılar. Örneğin, 2011’de yalnızca 15 tane şarj ünitemiz vardı, 4 kentte. Geldiğiniz noktada şu an seksen bir ilin hepsinde şarj istasyonumuz var. 4 bin 500 sokete kadar ulaşan bir şarj ünitesi sayısına ulaştık. Bunlar kritik sayılar. Neredeyse bir elektrikli arabayla iki tane şarj ünitesi düşüyor, onun üzere bir şey oldu.” dedi.
“Yıl sonuna kadar 2 bin 500 adetleri yakalayacağız”
Elektrikli araba satışlarına da değinen Bayram, kelamlarını şöyle tamamladı: “Zaten birinci çeyrekte artışı çok rahat hissetmiştik. Zira geçen sene daha az modelimiz vardı ancak model sayısı artınca bu sefer rekabet ve çeşitlilik artıyor. Tüketicinin önündeki natürel ki alım noktasında, karar verme sürecinde yelpaze daha da genişliyor.
Hasebiyle adetlere çok süratli yansıyor. Bu yılın birinci yarısı çok hoş geçti. Muhtemelen yıl sonuna kadar da çok rahat söyleyebiliriz. Yani 2 bin 500 adetleri yakalayacağız. Ancak yeniden de bu sayılar dediğim üzere Avrupa’yla dünyayla maalesef ölçüşemeyecek kadar düşük sayılar.”
