Dünyayı etkileyen Korona virüs devrinde obez olan çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Sokağa çıkma kısıtlaması devrinde dışarı çıkamayan …
Dünyayı etkileyen Korona virüs devrinde obez olan çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Sokağa çıkma kısıtlaması devrinde dışarı çıkamayan çocuklar, meskende kalırken hem hareketsiz kaldı hem de ekran başına geçirdiği vakit arttı. Çocukluğunda görülen şişmanlık, çocuğun yetişkinliğini de etkileyebilirken önemli hastalıklara da yol açabilir. Pandemi periyodunda hem uzaktan eğitim hem de vakit geçirmek için çocukların ekran başında daha fazla vakit geçirdiklerine dikkat çeken Dyt. Ayda Erken, her hangi bir durumda çocukları yemek yedirirken katiyetle telefon yahut televizyon kullanıma müsaade verilmemesi gerektiği söyledi.
YEMEK YENİLEN YERDE TV TELEFON OLMASIN
Dyt. Erken, husus ile ilgili şunları söyledi: “Pandemi devrinde alınan tedbirlerden en değerlisi toplumsal izolasyon. Bu toplumsal izolasyondan en çok etkilenen gurupta çocuklar olmuş. Çocukların konutta geçirdiği müddetler artınca yeme, içme sistemleri bozulunca ve bununla bir arada fizikî hareket kısıtlılığıyla obezite gündeme gelmiş. Çocuklar bu periyotta uzun müddet meskende kaldıklarında bilgisayar başında çok fazla geçirdiğinden, dışarı çıkamayıp fizikî aktivitenin azlığı, uyku saatlerindeki bozukluk üzere sıkıntılarla birlikte yaşanan bu tasa çocuklarda yeme bozukluğuna sebep olmuş ve obezite meydana gelmiş. Anneler, çocuklarının meskendeki hareketsizliklerinden yola çıkarak ellerine telefon vererek ve televizyon izlettirerek yemek yediren anneler var. Bu formda çocuk doyduğunu bilmediği için anneye de çocuğun alabileceği ölçü az geldiği için çocuklarına daha fazla yemek yediriyor. Bu da obeziteyi sebep olabiliyor. Hatta ben danışanlarıma, çocuklara ve yetişkinlere diyorum ki, ‘yemek yediğiniz yerde ne televizyon olsun ne de elinize telefon alın’ zira doyduğunuzu bilmeden ve üzerine daha fazla yiyerek yediğiniz her şeyin yağ olarak depolanmasına neden olabiliyorsunuz.”
BAŞKA ÇOCUKLUK DEVRİ İÇİN BAŞKA TEDBİR
Çocuk obeziteyi önlemek için en büyük misyon annelere düştüğü belirten Dyt. Erken, her çocuğun kendi yaşlarına nazaran önlem alması gerektiği belirtti. Dyt. Ayda Erken bu hususta, “Çocukluk periyodu dediğimiz 2-3 yaşından evvelki durumlarda esasen çocuğu aslında anneler yönlendiriyor. Biz çocuğun nasıl beslenmesi gerektiğini aslında anlatıyoruz fakat çocukluk çağı obezitesi daha çok ilkokul seviyesinde yeme alışkanları oluşabiliyor. 14-15 yaşından büyük çocuklar pandemi olmayan devirde zati dışarıda oynayan hareketli çocuklar. Meskende olunan devir içinde protein, karbonhidrat, lif, vitamin ve mineral konusunda istikrarlı beslenmesi gerekiyor. Her çocuk için farklılık arz edebildiği için sabah, öğlen ve akşam orta öğünler, atıştırmalıklar, meyve ve zerzevatları vaktinde ve çocuğun yiyebileceği porsiyonlar kadar verilirse çocuk obezitesinin önüne geçebiliriz. İleri yaşlarda obezite durumu biraz daha farklı. Yapılan araştırmalar okul olduğu devirlerde çocuklar hareketli olduğu için hem daha sağlıklı beslendiğini söylüyor. Çocuk kahvaltı yaparak meskenden çıkıyor, öğlen, akşam ve orta öğünlerini yiyebiliyor. Ancak pandemi periyodunda 15 yaş üzeri çocuklarda meskende oldukları için patates kızartması, hamburger, pizza üzere eserlere daha çok yönelebiliyor. Çocuğun canı sıkkın olduğu ve annede onu memnun etmek için bunlara müsaade veriyor. Bana bu halde gelen çocukların annelerini öncelikle eğitiyoruz. Diyoruz ki ‘bu çocuğun istikrarlı beslenmesi gerekiyor her istediğini vermeyin’. Çocukluk çağındaki obezite, erişkin obezitesine de yer hazırladığı için birçok kronik hastalığı da beraberinde getirebiliyor. Çocuklar konuttan ayrılıncaya kadar yani anne babalarla yaşanılan yaşlarda meskendeki mutfak tertibini ayarlayan daima anneler. O yüzde anne ve babalar rol model olması gerekiyor” diye anlattı.
