Çifte cinayette mahkeme “Tahrik var ama iyi hal yok” dedi

Ergani’de kendisini aldattığı gerekçesiyle eşi Songül Özer’i (27) türbanıyla boğan, teyzesinin oğlu Mehmet Türk’ü (40) de birden fazla bıçak darbesiyle öldüren Yavuz Özer’in (38) yargılanmasına Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Sanık duruşmadaki son savunmasında şunları kaydetti:

“Eşim ile kuzenimin ortalarında gönül ilgisi olduğunu öğrenince kuzenimi meskenime çağırdım. İkisine de sordum, inkâr ettiler. Birebir gün gece ben kuzenimin yanındayken eşim kuzenimi arayınca kuzenim kuşkulu hareketlerde bulunup telefonu açmadı. İkinci sefer çalınca telefonu istedim.

Ekrana baktığımda eşimin numarasını görünce ben de telefonun mikrofonunu açıp kuzenime konuşmasını söyledim. Kuzenim açtı ve lafı değiştirip eşimin konuşmasına fırsat vermeden telefonu kapattı. Mehmet’i alıp tekrar bizim konuta götürdüm ve eşimle yüzleştirdim.

Eşime evvel kuzenimi arayıp aramadığını sordum. İnkâr edince ‘Ben Mehmet’in yanındaydım dedim. Sonra tartışmaya başladık. Bana hareket edip boşanacağını söyledi. Sonra kuzenim de bana saldırınca ortamızda arbede çıktı.

Elimdeki bıçakla kuzenimi şakağından bıçaklayıp yere düşürdüm, Yere fikir sırtından bıçaklamaya devam ettim. Eşim şoka girmişti. Mahzur olmaya çalışınca eşimin boğazını sıktım, sağ elimle kuzenimi vurmaya devam ettim.

Kuzenim hareketsiz kalınca bu sefer eşimin eşarbını alıp düğüm yaparak onu boğdum. İkisi de ölünce çocuklarım korkmasın diye üzerlerini halı ve kilimle örttüm. Televizyonun sesi açıktı ve olay mutfakta olduğu için çocuklarım görmedi.

Bıçağı yıkadıktan sonra polise giderek teslim oldum. Ben diğer hatadan cezaevine girdikten sonra karımla kuzenimin cinsel bağa girdiklerini 6 yaşındaki çocuğum görmüş; onu da kimseye anlatmasın diye tehdit etmişler”

EŞİ ŞİKÂYETÇİ OLMADI

Öldürülen Mehmet Türk’ün eşi Semra Türk ise, eşiyle ortalarında şiddetli geçimsizlik yaşadıklarını belirterek, “Eve gelmiyor, başına nazaran İstanbul’a gidiyor ve çocuklara bakmıyordu. Aile büyüklerimizin ortaya girmesiyle barıştık, fakat bir mühlet sonra birebir alışkanlıklarını sürdürdü. Ben de boşanma davası açtım ve başka yaşıyorduk. Kocamı öldüren kuzeninden şikâyetçi değilim” dedi.

Mehmet Türk’ün anne ve babası ise oğullarını öldüren sanıktan şikâyetçi oldu.

6 AYDA 2677 ARAMA VE BİLDİRİ KAYDI TESPİT EDİLDİ

Mahkeme, sanığın aldatma olayını öğrendikten sonra eşi ve kuzenini yüzleştirmek isterken her ikisinin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, eşi ve kuzeninin geriye dönük telefon HTS kayıtlarına bakıldığında ikili ortasında son 6 ayda 2677 arama, aranma, bildiri alma, bildiri atma kaydının tespit edildiğine dikkat çekti.

Mahkeme, gece saatlerinde bayan ile erkeğin karşılıklı telefon aramalarının bulunduğunu, sanığın her ikisini de aldatma, hakaret ve tehditlerin meydana getirdiği şiddetli elem ve ıstırabın tesiriyle haksız tahrik altında öldürdüğünün altını çizdi.

Mahkeme, sanığın eşi ile kuzeni ortasında bir gönül bağlantı olduğu kanaatine varıldığını, lakin olayın kendisine yönelik saldırıyı bertaraf etmek için yasal savunma kapsamında olmadığını, saldırıyı ortadan kaldırmak için de mutlak öldürme zorunda olmadığını vurguladı.

TAHRİK VAR, DÜZGÜN HAL YOK

Mahkeme, sanığın kendisini aldatan eşi ve kuzenini, aldatılmanın verdiği öfke ile iki cinayeti işlediğini, eşinin kendisine karşı sadakat yükümlülüğü ile bağlı olduğu dikkate alındığında, sanık Mehmet’in hiddet ve elem tesiri altında eşini ve kuzenini öldürdüğü için haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğini belirtti.

Mahkeme, sanığı eşini taammüden öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırıp akabinde haksız tahrik uygulayarak cezayı 22 yıla düşürdü. Kuzenini öldürmekten de müebbet mahpusla cezalandırıldı, akabinde bu ceza 18 yıla indirildi. Mahkeme, sanığın geçmişteki sabıkalı oluşu nedeniyle hakkında düzgün hal indirimini düzenleyen 62. Unsurun uygulanmasına ise yer olmadığına karar verdi.