‘This Is Teral’ blogunun kurucusu Teral Atilan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Londra’da doğup büyüyen Teral, ailesinin Kıbrıslı …
‘This Is Teral’ blogunun kurucusu Teral Atilan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Londra’da doğup büyüyen Teral, ailesinin Kıbrıslı olduğunu söylüyor. Üniversite müracaatlarını yaparken bir blog açmaya karar veren Teral, kendini bir ‘alışverişkolik’ olarak tanımlıyor. Seyahat ve tarz paylaşımları yapan ünlü blogger, kendisine ilham kaynağı olan şeyleri Elle Türkiye’ye anlattı. 2013 yılında London College of Communication’da Gazetecilik kısmını bitiren Teral, 2014 yılından beri faal bir halde toplumsal medya ve blogu üzerinde çalışıyor. Kelamı fazla uzatmadan Teral’e bırakıyoruz… Aşağıda tarz sahibi ünlü blogger ile seyahat ve tarz üzerine yaptığımız röportajı görebilirsiniz…
ELLE: Gazetecilik okuduğunuzu gördük. Kendi blogunuzu oluşturmaya nasıl karar verdiniz?
TERAL ATİLAN: Bloguma, sınıfın geri kalanından sıyrılabilmek için üniversiteye girmenin yolu olarak başladım. Bunu o kadar beğendiler ki, bana olağanüstü bir teklifte bulundular. Üniversite boyunca derslerime odaklandım ve 2013'te This Is Teral yayın hayatına başladı. Böylelikle benim tarzımı seven ve benden daha fazlasını görmek isteyenler için kendi takipçilerimi yaratmış oldum.
ELLE: Birçok kente seyahat ettin! En sevdikleriniz hangileri? Oradaki modayı nasıl karşılaştırırsın?
TERAL ATİLAN: Nereye gidersem gideyim, gittiğim kent hangisiyse ona aşık oluyorum. Dünyada mükemmel hoşluklar var ve olabildiğince çok yer görmekten çok keyif alıyorum. Ancak benim favori şehirlerim daima İtalya'da, Floransa ve Milano’yu görür görmez aşık oldum. Bu kentin insanlarının tarzları klasik ve bu biçimi taşıyan herkes kendine çok yaktırışıyor. Sade kumaşlarla, klasik lakin kolay giyinme biçimlerini çok seviyor ve çok sofistike buluyorum.
ELLE: Bir tatil için bavulunuzda olmazsa olmazlar neler? Her vakit birlikte seyahat ettiğiniz bir şey nedir?
TERAL ATİLAN: Tripodum olmadan seyahat edemiyorum, bilhassa de basın seyahatlerinde…Çok erken kalkmaya bayılıyorum, kentin sakinleri uyurken fotoğraf çekmek için plaja ya da süper bir yapıyı çekmeyi çok lakin çok seviyorum.
ELLE: Seyahat biçiminiz nedir, rahat ve rahat ya da alımlı ve modaya uygun?
TERAL ATİLAN: Seyahat usulüm her ikisine uygun diyebilirim. Uçakta her vakit üşüdüğüm için jean üzerine kalın bir kazak giyiyorum. Lakin gideceğim yere varınca ekseriyetle Levi's şort, basic bir top yahut ince tiril tiril bir elbise tercih ediyorum. Akşamları her vakit şık ve trendy olmayı tercih ediyor, gece gideceğim yerlere uygun elbiseler ve topuklu ayakkabılar giymeyi seviyorum.
ELLE: Seyahat ederken cildinize nasıl bakıyorsunuz?
TERAL ATİLAN: Seyahat ederken uçuşlarda çoklukla makyaj yapmıyorum. Cildimin bütün uçuş boyunca nemli kalmasını sağladığı için en sevdiğim yüz maskemi (Institut Esthederm Intensive Hyaluronic Mask) uyguluyorum. Şayet gideceğim yerde güneş varsa yüksek SPF li kremleri , CC kremleri kullanıyorum ve birinci gece kesinlikle yüz maskesi uyguluyorum.
ELLE TR: Daha sonra nereye seyahat etmek istersiniz?
TERAL ATİLAN: Kapadokya, Bali ve Tokyo'ya seyahat etmeyi çok istiyorum.
ELLE TR: Ferdî usulünü nasıl tanım edersin?
TERAL ATİLAN: Ferdî usulümü casual chic olarak tanımlayabilirim. Elbise giymeye bayılıyorum ancak tıpkı vakitte kot pantolonun sana verdiği sıradan görünümü de seviyorum.
ELLE: Her vakit satın aldığın bir eser nedir?
TERAL ATİLAN: Ayakkabı! Katiyetle ayakkabılara bayılıyorum. 300'den çiftten fazla ayakkabım ve çok sayıda siyah ankle bootum var. Farklı farklı mevsimlerde ankle boot giymeyi nitekim çok seviyorum.
ELLE: Hangi 2019 trendini en çok sevdiniz ve neden?
TERAL ATİLAN: Benim için bu yılın trendi saç aksesuarlarıyla ilgiliydi. İncili taçlar instagram'da bir akım yarattı ve bu akımı ben de çok sevdim. Modaya tekrar feminenliği getirdiğini düşünüyorum.
ELLE: Tarz ilhamın kim?
TERAL ATİLAN: Üslubumdaki ilham kaynağının birden fazla, Londralı kadınlardan… Covent Garden'da, Regent Caddesi'nde dolaşmayı ve günlük bayanın ne giydiğini gözlemlemeyi seviyorum. Londra'nın eklektik bir usulü olduğunu düşünüyorum ve her vakit ilham alacak beşerler bulabiliyorum.
