Bilim Konseyi Üyesi İlhan uyardı: “Bir mühlet daha bu artış trendi yaşanacak üzere gözüküyor” “Aşı olmasaydı, şuan da hadiselerin çok daha …
Bilim Konseyi Üyesi İlhan uyardı: “Bir mühlet daha bu artış trendi yaşanacak üzere gözüküyor”
“Aşı olmasaydı, şuan da hadiselerin çok daha yüksek olabileceğini öngörmek hiç de yanlış olmayacaktır açıkçası”
“Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nde yer alan vilayetlerimizde aşılama oranlarının daha düşük olduğuna şahit oluyoruz”
“Aşılama oranının düşük olduğu vilayetlere baktığımızda bu bölgelerde genç nüfusun da fazla olduğunu görüyoruz”
ANKARA – Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Maalesef bir modül ahenk sorunu yaşadığımız için olayların arttığına şahit oluyoruz. Çünkü baktığımız vakit bu ayın başında 4 bin 900’lere kadar düşen olaylar dün akşam itibariyle 11 bin civarını bulmuş durumda. Bir mühlet daha bu artış trendi yaşanacak üzere gözüküyor” dedi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Kurban Bayramı’nda yaşanan toplumsal hareketliliğin tedirginlik oluşturduğunun söyledi. Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. İlhan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Koronavirüs hadiselerinin ortaya çıkmasında hepimiz biliyoruz ki, kalabalıkta bir ortaya gelme, bilhassa havasız yerlerde bir ortaya gelme ve nüfusun ağırlaşması en büyük etken. Artık bunu bir buçuk yıldır tüm dünya öğrendi. Ama Kurban Bayramı’nda maalesef kimi vatandaşlarımızın memleketlerine gittiklerinde, tatil beldelerine gittiklerinde yahut seyahat sırasında kalabalıklarda bir ortaya gelmeme şartlarına çok uymadıklarına şahit olduk. Elbette bayramlaşma yapalım fakat bilhassa fiziki temastan kaçınmak yanlışsız bir yaklaşım olacak. Tekrar bir ortaya geliyorsak olabildiğince bahçe, balkon üzere yerlerde bir ortaya gelebiliriz. Bu türlü yerlerde bir ortaya gelebilme üzere bir imkan yoksa vatandaşların çok kısa müddetli süratli bir ziyaret yapıp çıkmaları ve ortamların havalandırılması yanlışsız bir yaklaşım olacaktır. Ama maalesef bir modül ahenk sorunu yaşadığımız için olayların arttığına şahit oluyoruz. Çünkü baktığımız vakit bu ayın başında 4 bin 900’lere kadar düşen hadiseler dün akşam itibariyle 11 bin civarını bulmuş durumda. Bir mühlet daha bu artış trendi yaşanacak üzere gözüküyor” tabirlerini kullandı.
“Aşı olmasaydı, şuan da hadiselerin çok daha yüksek olabileceğini öngörmek hiç de yanlış olmayacaktır açıkçası”
Olay artışlarının şayet aşılama olmasaydı daha yüksek olabileceğine dikkat çeken Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Bu sürece baktığımızda, geçen sene ile bu vakti kıyasladığımızda aslında artış daha da yüksek olabilirdi. Fakat bu artışın önündeki en büyük mahzurun mevcutta iki doz aşılanmış vatandaşlarımızın olduğunu düşünüyorum. Hali hazırda baktığımızda iki doz aşısını olan vatandaşlarımız yüzde 35 civarında yani amaç nüfusun üçte birinden daha fazlası iki doz aşısını olmuş. Bunun süratli bir biçimde artması gerekiyor. Geçen sene ile bu seneyi kıyasladığımızda elimizde çok güçlü bir silah var, aşılama. Bu nedenle aşısını olmayan vatandaşlarımız varsa, ister tek doz, ister ikinci dozunu olmayanlar, hatta 50 yaş üzeri olanlardan üçüncü dozunu olmayanlar bir an evvel aşılarını olmaları gerekiyor. Şuan geldiğimiz noktada bizim her vakit söylediğimiz, fizikî aralığa uyma, maske kullanımı, ortamın havalandırılması ve aşı dışında elimizde açıkçası geçen yıldan farklı bir uğraş aracımız yok. Ancak aşının gücünü kullanmamız gerekiyor. Bakın aşı olmasaydı, şuan da hadiselerin çok daha yüksek olabileceğini öngörmek hiç de yanlış olmayacaktır açıkçası” diye konuştu.
“Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan vilayetlerimizde aşılama oranlarının daha düşük olduğuna şahit oluyoruz”
Aşılama oranının düşük olduğu yerlerde, bu orana paralel bir formda olay artış suratının daha yüksek olduğuna dikkat çeken Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. İlhan, “Türkiye’de baktığınız vakit daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan vilayetlerimizde aşılama oranlarının daha düşük olduğuna şahit oluyoruz. Fakat öbür bir durum da var, bu vilayetlerimizde birebir vakitte olay artış suratı da daha yüksek. O vakit aşı ile olay artışındaki bu bağlantıyı düşündüğümüzde bu bölgedeki vatandaşlarımıza bir an evvel aşılama daveti yapmamız gerekiyor. Daha lokal bazda, daha mahalle bazında aşıya teşvik sağlamak daha kolay olacaktır. Lokal bazda da baktığımız vakit açıkçası, o bölgenin aile tabibi, o bölgenin okulunun müdürü ve öğretmenleri, o bölgenin cami hocası, o bölgenin karakol jandarma üzere güvenlik merkezlerindeki amirler, muhtarlar o bölge içerisindeki teşviki sağlarsa vatandaşların daha tesirli bir biçimde aşılamaya geleceğine inanıyorum. Çünkü baktığımız vakit yerelde muhtardan başlayarak, muhtarın, okul müdürünün, aile tabibinin tesiri çok fazla. Herkes tanıdığı için onlara çok daha fazla güveniyorlar açıkçası. Bu türlü bir strateji de benimsenebilir belki” biçiminde konuştu.
“Aşılama oranının düşük olduğu vilayetlere baktığımızda bu bölgelerde genç nüfusun da fazla olduğunu görüyoruz”
Aşılama oranının düşük olduğu birtakım kentlerde de genç nüfusun yüklü olduğuna dikkat çeken Bilim Heyeti Üyesi İlhan şunları kaydetti:
“Aşılama oranının düşük olduğu vilayetlere baktığımızda bu bölgelerde genç nüfusun da fazla olduğunu görüyoruz. Genç nüfus ortasında da aşı olmama konusunda bir yaklaşım kelam konusu. Pek aşı olmak istemiyor genç nüfus. Burada da aslında hem arkadaş etrafından edilen yanlış bilgiler hem toplumsal medyadan edilen yanlış bilgiler ve maalesef aşı zıtlığı yapan birtakım doktor arkadaşlarımızın görüşleri burada tesirli oluyor. Fakat baktığımız vakit, 20’nci yüzyıl ile 21’inci yüzyılı kıyasladığımızda insan ömrünün 40’lardan 70’lere, 80’lere gelmesinde en kıymetli iki tane etken var ve bunlardan bir tanesi yaygın aşılama. Hem de pak suyun sağlanması. Su ve aşılama açıkçası insanın ömrünü 100 yılda 40’lardan 80’lere getirdi. Bu nedenle gençlerimizi bunlara ikna etmek gerekiyor. Genelde kulaktan dolma ve kent efsanesi argümanlar kelam konusu. Lakin bakıldığı vakit tezler ile bir kaynak ve yayınlanmış makale kelam konusu değil.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Utku Şimşek
