Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Konseyi toplantısı sonrası açıklama yaptı. Koca, “Vaka sayılarındaki artış suratı azaldı. Bundan …
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Şurası toplantısı sonrası açıklama yaptı. Bakan Koca, şunları söyledi:
Hadise sayılarındaki artış suratı azaldı. Bundan sonra kısıtlama ve önlemlere ahenkle hadise sayısı düşecek.
Bilim Heyeti’nin bugünkü haftalık toplantısında, virüsün yeni varyantları, aşı ile ilgili son gelişmeler ile birlikte, mutasyonlar ele alınmıştır. Salgın idaresi açısından değerli olan toplumla bağlantı konusu da gündem olmuştur.
Hadise sayılarının artış suratı azaldı. Gerek önlemlerin gevşemesi gerekse ve daha değerlisi süratli yayılan mutasyonlar sebebiyle hadise sayıları süratli bir tırmanışa geçmişti. İçinde bulunduğumuz hafta başından itibaren hadise artış suratı azalmaya başlamış ve gelecek günlerde düşüşe geçeceği öngörülmektedir. Hadise sayılarında hedeflenen düşüşün sağlanamaması halinde önlemlerin sıkılaştırılması değerlendirilmiştir.
Mutasyonlar hadise artış suratında tesirli, hasta etmede daha güçsüz değil. Ülkemizde en çok görülen mutasyon İngiltere varyantı olarak bilinen tiptir. Bu varyant son günlerde ne kadar süratli yayıldığını acı halde gösterdi. Bunun yanında semptom göstermeyen hadiselerin toplam hadiseler içindeki oranında bir değişiklik yoktur.
Sıhhat alt yapısının gücü büyük hasta yüklerini karşılasa da hiçbir kapasite sınırsız değildir. Yayılımı denetim altına alarak sıhhat sistemimizin üzerindeki yükü düşürmek zorundayız. Hastalar güzelleştikten sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam etmektedir. Meğer sıhhat çalışanları her gün yeni hastalarla çaba sürecine yine başlamaktadır. Bu yıpratıcı çevrimi kırmak zorundayız.
Mevcut mutasyonlar dışında yeni bir tıp daha ortaya çıktı. Hindistan varyantı olarak bilinen yeni bir çeşit mutasyon daha tespit edilmiştir. Ülkemizde şimdi bu varyant tespit edilmese de yeniden süratli bulaşan bu varyanta karşı da önlemler alınmıştır. Bu kapsamda Hindistan’dan ve Hindistan temaslı seyahatlerden ülkemize giriş yapmak isteyen bireyler belirlenen yurtlarda karantinaya alınarak 14 gün nezaret altında tutulduktan sonra ülkeye girişlerine müsaade verilmektedir.
Aşı programımız Ramazan ayında planlanan hali ile devam etmektedir. Ramazan ayının başlaması ile birlikte aşı olmayı erteleyen vatandaşlarımızın sayısı artmıştı. Fakat, iftardan sonra da aşı olunabilmesi vatandaşlarımızın aşı randevularını erkenden alarak aşı olmalarını temin etti.
Aşı tedariki ile ilgili olarak daha evvel paylaştığım bilgilerde elimizdeki en âlâ tedarik koşullarını en süratli halde milletimizin hizmetine sunma çabasındayız demiştim. İki aşı tipi şu an faal olarak kullanılmakta ve bunların sayısını artırmaya yönelik çalışmalar da devam etmektedir. Çok yakında Sputnik V aşısının da devreye gireceğini belirtmek isterim.
Yerli aşı, yerli güç ve inanç demektir. Yerli aşılarımızdan insan denemelerine birinci başlayan inaktif aşı adayımız Faz II çalışmasını tamamlamak üzere son gönüllülerin aşılanması yapılmış ve Mayıs ayı içinde son adım olan Faz III etabına geçecektir. Bu periyotta yaygın olarak aşılama yapma imkanı da olabilecektir. Bir öteki kıymetli aşı adayımız Virüs Gibisi Parçacık aşısı ise Faz I deneylerine kamu hastanemizde başlamış ve şu ana kadar sorun görülmeden muvaffakiyetle devam etmektedir.
İkinci bir inaktif aşı adayımızın daha Faz I klinik çalışması 10 gün kadar önce başlamıştır. Sevindirici halde çalışması devam eden aşı adaylarımız için aşıya bağlı olumsuz bir olay gerçekleşmemiştir. Bu günlerde üçüncü bir inaktif aşımızın daha Faz I klinik çalışması Ankara Kent Hastanemizde başlayacaktır. Bir öteki inaktif ve intranazal sprey olarak uygulanan iki yeni aşı adayımız da Faz I çalışmalarına başlama safhasındadır.
Son olarak adenövirüs temelli bir vektör aşımızın da Faz I çalışması için araştırma eseri üretim çalışmaları devam etmektedir. Türkiye 7 farklı aşı platformu ile kendi gücünü elde etme yolunda değerli adımlar atmaktadır.
Kıymetli vatandaşlarımız, salgın idaresinde toplumu gerçek bilgilendirmek ve bir ortada tutarak birlikte uğraş etmek hepimizin sorumluluğudur.
Geçtiğimiz günlerde lisana getirdiğim sorumluluğun 84 milyonda, hepimizde olduğuna dair sözlerimin yanlış anlaşılmış olabileceğini düşünerek açmak isterim. Sorumluluk, suçlama ya da hatalı bulma manasına gelmez. Sorumluluk daha yeterli şartlara ulaşmak için birlikte uğraş etmemizi, birlik ve beraberlikten ayrılmamayı, birbirimizi teşvik etmeyi, gayretlendirmeyi ve en değerlisi birbirimizi müdafaayı kapsayan kuşatıcı bir birliktelik ülküsüdür.
Salgınla gayrette sorumluluk almamış, güzel makûs hiçbir kıymetlendirme yapmadan kategorik olarak kendisine benzemeyeni eleştirme alışkanlığı olan siyasi telaffuz sahiplerini salgını sorumsuzca siyasete alet etmek yerine sorumluluk alarak toplumla birlikte bu kuvvetli uğraşa katılmaya davet ediyorum.
Buradan bir defa daha açıkça tabir edeyim: Üzerimdeki sorumluluğu siyasete materyal etmedim, edilmesine de müsaade etmeyeceğim. Birileri Bilim Heyetimizi dahi gaye alarak bilime hürmetinin olmadığını saldırganca haykırsa da bu duruma siyasi bir karşılık vererek modülü olmayacağım. Topluma örnek olması gerekenler şad olmadığı, kategorik olarak karşısında yer aldığı her şeye pervasızca saldırma hakkını kendinde görmemeli.
Bu yaklaşım hakikatle yüzleşince son bulmalıdır. Gündem ve uğraşımız yalnızca ve yalnızca vatandaşlarımızın sıhhatini, huzurunu ve refahını korumaktan ibarettir. “İnsanlar ölüyor bunlar izliyor” demek evvel bilim insanlarımıza, sıhhat çalışanlarımıza, hasta yakınlarımıza, kurallara uyarak gayrete katılan tüm vatandaşlarımıza hakaret etmektir. Muvaffakiyetle yürütülen çalışmalar kimseye siyaseten kayıp yaşatmaz. Mevcut idarenin gayrette başarılı olmak için uğraş etmesi idareye karşı siyasi hesapları olanları öfkelendirmemeli.
