İşte Taha Dağlı’nın o yazısı; “ABD Kongresi asker kaynıyor.
Afganistan ve Irak’taki Amerikan askerinden daha fazlası Washington’a …
İşte Taha Dağlı’nın o yazısı;
“ABD Kongresi asker kaynıyor.
Afganistan ve Irak’taki Amerikan askerinden daha fazlası Washington’a konuşlanmış durumda.
Bir yerde asker varsa, düşman da vardır.
Kongre, Trump yanlılarının tehdidi altında.
Ulusal Muhafızlar ise kongreyi cepheye çevirip, müdafaaya aldı.
13 Ocak’tan itibaren ABD Kongresindeki görünüm bu formda.
Dünya için bir sürpriz.
Ancak ABD’nin seçilmiş lideri Joe Biden güya bugünü aylar öncesinden biliyordu.
Haziran ayına dönelim.
O günlerde siyahi George Floyd polis tarafından öldürülmüş, ABD sokakları yangın yerine dönmüştü.
Salgının üstüne gelen halk ayaklanması, Trump’ı bir epey zorluyordu.
11 Haziran’da Joe Biden bir TV programında çok savlı konuştu.
Seçimi kazanacağını lakin Trump’ın bunu kabullenmeyeceğini öne sürdü.
Bu durumda “Trump’ı Beyaz Saray’dan askerler zorla çıkaracak” dedi.
O kelamlar dünyada da geniş yankı uyandırdı.
Darbe söylentileri birinci kere Biden’ın o açıklamasının akabinde yayıldı.
Trump kanadı, Biden’ın darbe imalı kelamlarına reaksiyon gösterdi.
Trump’ın seçim kampanyasının irtibat sorumlusu Tim Murtaugh, Joe Biden’ın tezleri için “seçimlerimize duyulan inancı sarsmaya yönelik beyinsizce bir komplo teorisi” dedi.
Tıpkı gün yani 11 Haziran’da bir şey daha oldu.
Biden’den sonra ABD Genelkurmay Lideri Mark Milley da bir açıklama yaptı.
Milley, 1 Haziran’da sokak şovları sırasında ateşe verilen Beyaz Saray yakınındaki kiliseyi ABD Lideri Trump’la birlikte ziyaret etmişti.
10 gün sonra 11 Haziran’da tam da Biden’ın “asker Trump’ı zorla çıkarır” sözlerinin akabinde ABD Genelkurmay Lideri, “kilise ziyaretinde Trump’ın yanında olmamalıydım, ona eşlik ederek yanlış yaptım” deyip, özür diledi.
Lider adayı, aylar sonrası için Trump’ı darbe yapmakla suçluyor; bu türlü bir teşebbüs olursa, “askerle müdahale ettirip, önleriz” diyordu.
Askerin en doruğu ise Trump’la yan yana gelmemeye ihtimam gösteriyordu.
Haziran’daki görünüm böyleydi.
7 Eylül’de Trump da askerle ilgili konuştu, “Pentagon’un başındakiler beni sevmez fakat askerler beni sever” dedi. Yani “asker benim yanımda fakat onlara komuta edenler karşımda” dedi.
Ve gelinen nokta.
ABD’de siyaset ikiye bölündü, toplum ikiye bölündü, ordu da ikiye bölünmüş durumda.
Kongreye konuşlanan askerler tahminen de Trump’ı destekleyenlerden lakin onlara buyruk verenler Trump’ın karşısında.
Trump biraz daha direnirse, o askerlere “ateş” buyruğu verilecek.
Direnmezse askerin gölgesi yetmiş olacak.
Haziran’da Trump’la kilise ziyaret edince, “ordu siyasete karışmamalıydı” diyen genelkurmay lideri Biden’ın yemin merasimi öncesi muhtıra vermekten geri durmadı.
13 Ocak’taki azil oylamasında bütün dünya gördü, Amerikalı senatörler, muhtıra sonrası silahların gölgesinde, meclise girip, oylama yapabildi.
20 Ocak’tan sonra olacakları göreceğiz.
Trump’ı seven askerler mi yoksa başkaları mi ağır basacak?
Neresinden bakarsanız bakın, ABD’de bir seçim oldu ve sonucu asker tayin ediyor.”
