Melih Bulu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanmasının ardından başlayan protestolar …
Melih Bulu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanmasının ardından başlayan protestolar kapsamında çok sayıda öğrenci tutuklanmış, bazıları ise ev hapsi cezasına çarptırılmıştı.
‘Boğaziçi Dayanışması’ adlı Twitter hesabını yönettiği iddiasıyla tutuklanan ve ardından yapılan itirazla tahliye edilen Mimar Sinan Üniversite öğrencisi Beyza Buldağ hakkında iddianame hazırlandı.
Buldağ’ın, Twitter’da “Boğaziçi Dayanışması” ve “Boğaziçi Direnişi” isimli hesaplardan yapılan toplam 20 paylaşım nedeniyle “Suç İşlemeye Tahrik” ve “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik” suçlamalarından 18 aydan 8 yıla kadar hapsi isteniyor.
Buldağ ise ifadesinde, paylaşımları kendisinin yapmadığını, hesabın kendisine ait olmadığını belirtti.
SUÇLAMA KONUSU PAYLAŞIMLAR NE?
“12. Cumhurbaşkanına mektup” ilk sırada
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben bir mektup yazarak sosyal medya üzerinden paylaşmıştı. İddianamede bahsi geçen mektup 20 paylaşım arasında ilk sırada suçlamalara konu edilerek, içeriğine yer verildi.
Tutuklu öğrencilere özgürlük çağrısı
Diğer sosyal medya paylaşımları ise “Boğaziçi Dayanışması” ve “Boğaziçi Direnişi” hesaplarından, Boğaziçi protestolarına ilişkin oldu. İddianamede, tutuklu öğrenciler için yapılan paylaşımlar ve Erdoğan’ın Boğaziçi protestolarına ilişkin yaptığı “Yürekleri yetse Cumhurbaşkanı istifa etsin diyecekler” sözlerine verilen cevaplar olduğu görüldü.
O paylaşımlardan bazıları şöyle:
“Kayyum düzenine karşı Boğaziçi’yle dayanışma sesleri Yunanistan‘dan yükseliyor! Yaşasın ögrenci dayanışması! #YuregimizYetiyor”
“Bizim yüreğimiz yetiyor, senin istifa etmeye yüreğin var mi? #YüregimizYetiyor”
“ODTÜ’de akademisyenler Bogaziçi direnişi icin “Ögrencime dokunma!” diyerek açıklama yaptılar. Özerk ve demokratik üniversite talebimizde ısrarcıyız! #UzerimizeVazife”
“SOYUT SAYGISIZLIK VE REDDİN ÖTESİNDE…”
İddianamede sıklıkla “12. Cumhurbaşkanına Açık Mektup” paylaşımına yer ayrıldığı gözlenirken, mektuba ilişkin şu ifadeler kullanılıyor:
“12. Cumhurbaşkanına Açık Mektup’ başlıklı paylaşımda ‘LGBTi+’ olarak anılan bir sosyal kesime dair ve yakın tarihte gerçekleşen bir takım olaylar u¨zerinden gayri muayyen kişileri tahrik edici ibareler kullanıldığı, diğer paylaşımlarda kullanılan görseller ve yazıların, gayri muayyen kişileri aleni biçimde 2911 sayılı Kanuna Muhalefet etme suçuna teşvik edici ve halkın sosyal sınıf bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer kesimi aleyhine kin ve du¨şmanlığa alenen tahrik eder mahiyette olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığımızca bahse konu eylemler nedeniyle kamu gu¨venliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıktığı kanaatine varıldığı, paylaşımların soyut saygısızlık ve reddin ötesinde, bir halk kesimine karşı du¨şmanca tavırlar gösterilmesini sağlamaya veya bu tu¨r tavırları pekiştirmeye objektif olarak elverişli olduğu, şu¨phelinin subjektif olarak da bu amacı gu¨ttu¨ğu¨ ve halkın bir kesimini yoğun bir biçimde kin ve nefrete tahrik ettiği, şu¨phelinin adet ve şahıs olarak gayri muayyen toplum kesimi u¨zerinde kin ve nefret duygularının oluşumuna veya mevcut duyguların pekişmesine etkide bulunduğu…”
