DUA EDİN – ŞANSAL BÜYÜKA (MİLLİYET) Futbol ismine üstün heyecanlı, futbol kültürü ismine “rezalet-utanç tablosu” bir başlangıç oldu. Daha birinci …
Futbol ismine üstün heyecanlı, futbol kültürü ismine “rezalet-utanç tablosu” bir başlangıç oldu. Daha birinci dakika dolmadan, orta alanda bir faul durumu için bir dakika itiraz izledik. Daha ikinci dakikada bir korner atışında alana yağmur üzere yabancı husus yağınca, o korner lakin iki dakika sonra atılabildi. Oyun akmadı, daima durdu. Bu öfke, bu hudut, bu yabancı unsur yağmuru, bu küfür, her konuma itiraz, bu gerginlik hayra alamet değil… Fakat ne ekersen onu biçiyorsun… Binlerce kişinin alana girdiği, futbolcuları darp ettiği maç için gerekli cezayı vermezsen, bir hafta sonra bu yakışıksız imgeleri izlersin. TFF yapıtıyla iftihar etsin, nasıl olsa utanacak halleri yok…
‘HER MUKADDERAT DAKİKASINDA NOVAK VARDI’
Ayrıyeten derbi dışında gazozuna bir maç sonuçta… Oynasanıza, birbirinizle horoz döğüşü yapacağınıza, her durumda yere yatacağınıza, her karara itiraz edeceğinize biraz oynasanıza… Bu türlü bir imajda maçın her mukadderat dakikasında Novak vardı. Başlangıçta golü attı. 30 saniye sonra Larin’le girdiği konumda penaltı yaptı. Batshuayi kaçırdı… Novak suratını alamadı, 30. dakikada bu kere Kenan Karaman’a penaltı yaptı. Bu kere Ghezzal’ın vuruşundan gol geldi. İsmail Kartal’ın tahminen de bugüne kadar yaptığı en büyük kusur, Gustavo varken, Tisserand‘ın yanına ikinci stoper olarak Novak’ı koymasıydı. Hakikaten attığı gole karşın Novak kusurları maça ve sonuca damgasını vurdu.
‘WELINTON DUA ETSİN VAR DAVET ETMEDİ’
Beşiktaş hamleye çıkarken, bilhassa Emirhan savunmanın ardına çok düzgün toplar attı. Evvel Larin, boş kaleye gol vuruşunu yapmaya hazırlanırken, Ferdi‘den büyülü bir dokunuş geldi. Bir diğer durumda Batshuayi golle burun buruna gelmişken, Fenerbahçe’nin imdadına bu sefer Nazım Sangare yetişti. İlk yarım saat biterken, Welinton’un, Serdar Dursun’un bileğiyle buluşan tabanı, sarı karttan, kırmızı karta hakikat bir seyahate çıkabilirdi. Beşiktaş ve Welinton dua etsin, bu durumda VAR, hakemi durumu izlemeye davet etmedi.
Larin’in birinci vuruşunda topu kaleci Altay karşılamasa, Larin’in ikinci vuruşunda, yani baş şutunda top direkten dönmese, Beşiktaş ikinci yarıya iki golle başlayacaktı. Fenerbahçe bu tehlikeleri atlattıktan sonra dengeyi kurdu hatta istatistiklerde öne bile geçti. Lakin buna karşın ikinci yarıda tek konum yaratamadı. Beşiktaş’ın en yeterlisi Emirhan’dı. Rakip kale için en ölümcül topları daima Emirhan attı. Genç stoper Serdar uygun gayret etti. Valerien İsmael‘in bu sert çabada iki “çıtkırıldım” oyuncu Pjaniç ile Alex Teixeria‘yı dışarda tutması son derece doğruydu.
‘RESMEN BELEŞÇİ ÜZERE BEKLİYOR, BİRAZ VİCDANIN SIZLASIN’
Fenerbahçe’de Ferdi’ye üzülmedim, acıdım. 70 metreyi tek başına oynuyor. Hem savunma yapıyor, hem atak geliştiriyor. Önündeki Rossi resmen “beleşci” üzere bekliyor. Biraz vicdanın sızlasın… Geriye gitsene, Ferdi’ye yardım etsene… Nazım Sangare‘nin de hakkını verelim. Son derece kritik üç zıt kademeye girerek, muhtemel golleri önledi. Çirkinliklerin hoşluklara fark attığı bir derbi daha geride kaldı. Göreceksiniz kimse kusuru kendinde aramayacak, bugünden başlayarak karşısındakini suçlayacak. Felaket habercisi değilim lakin görünen köy kılavuz istemez. Bu alanlara su şişesi, bozuk para, çakmak derken, bomba atılması yakındır. Bu futbol ailesi, doruktan tırnağa tamamı; düzgün hiçbir şeyi hak etmiyor…
DİNAMİT ÜZERE DERBİ – ERCAN İNANÇ (MİLLİYET)
“Tüm derbi ezberleri dışında, tribünden alana kadar sertlik içinde, birinci dokuz dakikaya bir gol, bir kaçan penaltı, iki konum sığacak hızda, kartlar havada uçuşan, amaca kilitlenmiş gözü kara kamikazelerin maçıydı derbi. Oyunsuz, kalitesiz, fakat dehşetli bir mücadele… Zira, kısıtlı materyalle şiddetli şartlara “direnç” göstererek hayatını sürdürmeye çalışan ekran fenomenlerinin belgeselleri üzereydi her iki teknik adam açısından… Beşiktaş ve Fenerbahçe grubuna gelince… İki büyük marka yarıştaydı lakin art lastikler patlaktı, tek deva motoru zorlamaktı. Eksikler de o denli az buz değildi. Her biri deve dişi üzere adamlardı… Beşiktaş’ın Montero, Vida, Rossier’i, Fenerbahçe’nin Arda, Serdar, Crespo ve Kim’i alanda olmayınca maç tam manasıyla bir bilinmeze sürüklenmişti. Esasen oynaması sıkıntı 3’lü defans formatındaki eksikler ve Beşiktaş’ın geride boşluk bırakma alışkanlığı ile Valerien Ismael’in işi bir tık daha zordu. Bir yandan Rossi’yi durdurmak, Zajc’ı kilitlemek, öte taraftan Batshuayi-Larin baskısıyla rakibin zayıflamış defansını yanlışa zorlamak ve bu ortada güçlü Fenerbahçe orta alanına üstün gelmek kolay değildi.
‘TOPU KAP, DİREKT DURUM YARAT’
Kestirmeden gitti Beşiktaş. Tora… Tora… Tora… Topu kap, direkt git durum yarat. İsmail Kartal ise oyunu enine uzunluğuna genişleterek çok bilinmeyenli denklemi pratik bir yoldan çözmeye çalıştı ancak yalnızca çaba ile kazanılan topu rakip kaleye taşımaya dayanan alandaki gerçeğe teslim olmak zorunda kaldı. Altay’ın uzun topları, her maçta sağ kanadı kullanan Fenerbahçe’nin bu defa sol kanattan medet umması, daima bu sebeptendi.
Novak resmen rol çaldı derbiden. Tek devrede bir gol attı iki penaltı yaptı. Berabere biten devreden sonra ikinci yarı birebir takımlarla bıraktığı yerden başladı her iki ekip da…. Şimdi dakika dolmadan Altay’ın mahzur olduğu Larin’in bir beklenen golü vardı. Beş dakika sonrası Larin’in direkten dönen kafası…
Zira Fenerbahçe’nin yoktan var edilmiş defansı tam Larin’e göreydi. Birebir baskıyı Fenerbahçe yapsa, Beşiktaş’ın da müsait bir savunması vardı lakin basan, bastıran Beşiktaş’tı. İkinci yarının çok kritik on dakikasını atlatan ve Altay sayesinde baskılara teslim olmayan Fenerbahçe, Beşiktaş Batshuayi ile Nkoudou’yu değiştirip hamleye derinlik katmaya çalışsa da tekrar sahanın işvereni oldu. Bunda Ghezzal’ın performansını yarıya düşüren Gustavo’nun büyük hissesi var.
‘TEK AKSAYAN İRFAN CAN’DI’
Fenerbahçe, çılgın üzere saldıran rakip yoruldukça bildiği ezberlediği pas oyunu ile sonuç aldığı sağdan atağa döndü. Tek aksayan İrfan Can’dı, o da yerini Osayi’ye bıraktı, maçın başından beri Beşiktaş savunması ortasında kaybolan Serdar Dursun’un yerine giren Valencia ile birlikte. Valerien Ismael’in atılımı İnanç, Necip ve Can’dı… Manası önde sürat, geride güvenlikti ve doğruydu. Hızı düşen Beşiktaş’ın Fenerbahçe’ye mahkum olacağını hissetmişti hoca. Ki, beş dakika sonra Altay’ın kurtardığı bir Can durumu oldu. Lakin vakit ilerledikçe maçın tansiyonu ile birlikte temposu da düştü, birinci düdükle birlikte ateşlenen dinamitin fitili yavaş yavaş söndü, beraberlik hiç yoktan güzel geldi her iki ekibe da. Derbiden sonra yeni döneme ait hiçbir şey değişmedi iki ekibin yeni dönem planlarında. Ne Çebi Valerien Ismael’i kolay kolay yollayabilir, ne de Ali Koç İsmail Kartal’ı. Beşiktaş eksiklerine karşın oyun sisteminden ödün vermeden gerçek bir uğraş verdi, Fenerbahçe gergin deplasmandan puan almasını bildi. Böylesine eksikler varken daha ne yapsın hocalar?”
90 DAKİKAMIZI GERİ VERİN – MESUT AYDIN KALE (SKORER)
Şampiyonun ve küme düşenlerin aşikâr olduğu, yalnızca iki grubunun isimlerinin büyüklüğü nedeniyle kıymet niteliği taşıyan derbi, futbolseverlerin hayatından 90 dakika çaldı. İki kadro da defans çizgisinde büyük eksiklerle başladı. Serdar Aziz, Kim Min Jae ve Szalai’nin eksikliğinde stoper sınırını Novak ve Tisserand ile kurdu İsmail Kartal. Konut sahibi grupta ise Montero, Vida ve Rosier’in yokluğunda Valerien Ismael, sağda Kenan Karaman, stoperde ise Serdar Saatçı’yı kullandı. Dönemin son derbisi, ligin sıralaması açısından bu kadar iddiasızken çok gergin başladı. Tribünlerden atılan yabancı unsurlar, Fenerbahçe’ye karşı önemli sertlikle maça başlayan Beşiktaş… Anlaşılmaz bir tansiyon vardı. Buna karşın Fenerbahçe maçın şimdi 6. dakikasında Novak’ın ayağında 1-0 öne geçti. Golün santrası yapılıp saniyeler sonra bu defa de Beşiktaş penaltı kazandı fakat bu dönemin en çok eleştirilen ismi Michy Batshuayi, bu bahtı değerlendiremedi.
‘ORTA ALANDA KÖR DÖVÜŞÜ’
Orta alanda kör dövüş formunda geçen müsabakada birinci yarıda Serdar Dursun’un kaleye vurup, yanında duran İrfan Can’a atmaması, Fenerbahçe ismine tahminen de maçı koparacak gol fırsatının kaçmasıydı. Bu konumdan dakikalar sonra Beşiktaş ismine 2. penaltı çalındı ve bu defa Ghezzal, 1-1 eşitliği sağladı. Maçın birinci yarısındaki gerginlik, soyunma odasına gidene kadar devam etti. Beşiktaş’tan 4 isim Fenerbahçe’den 2 isim sarı kart ile soyunma odasının yolunu tuttu. Beşiktaş ikinci yarıya daha tesirli başlayan taraf oldu. Daha birinci saniyelerinde Larin’in % 100’lük gol konumuna Altay Bayındır müsaade vermedi. Bu durumdan dakikalar sonra bu sefer Larin’in baş vuruşu direkte patladı ve gol olmadı. İkinci yarı, birinci devreye nazaran daha sakin geçiyordu. İki grubun teknik yöneticisi, oyuncu değişikliği atılımları yaptı fakat güya beraberlik iki tarafa da yetecek üzere bir imaj vardı.
‘GUSTAVO ADETA EL FRENİ’
Son haftaların en berbat topunu oynayan Fenerbahçe’de eksikler inanılmaz derecede hissedildi. Kim Min Jae, Szalai, Serdar Aziz ve Crespo’nun yokluğunda stoper çizgisinden çok, Fenerbahçe’yi bozan Gustavo oldu. Sarı-lacivertliler ismine adeta bir el freni… Ne rakibi karşılarken direnç gösterdi ne de atağa çıkarken süratli davrandı. Varsa yoksa yan pas-geri pas… Fenerbahçe’nin son haftalarda oynadığı oyuna leke sürdü. Alt yapıdan bir oyuncu koysak, daha berbatı olamazdı. İsmail Kartal’ın oyuna müdahalelerine gelince, birtakım oyuncular vardır, 90 dakikada alanda kalmalı. Fenerbahçe’de de o isim İrfan Can Kahveci… Valencia, Osayi oyuna girdi, 2-3 pas yapacak kimseyi bulamadı. Atak planı büsbütün dağıldı. Osayi, Nazım’ın yerine girse daha tesirli olurdu.
‘BATSHuAYİ BAŞINDA BİTİRMİŞ’
Beşiktaş tarafında ise, Batshuayi artık bu kadrosu başında bitirmiş. “Kiralık mukavelem bitse de gitsem” ruh hali alana yansıyor. Birebir halde taraftar da onu net bir biçimde istemiyor. 14 gol atmış bir isme, Belçika Ulusal Kadrosu’nun golcüsüne biraz daha hürmet duymak gerekir bence… Siyah-beyazlılarda Emirhan, 10 yıldır derbi oynuyormuş üzere alanda misyonunu yaptı. Kalede Ersin topu atacak isim ararken, daima sorumluluk alıp oyunu kuran, daha 17 yaşında birinci derbisini oynayan Emirhan’dı. Ve bu çocuk, büyük umutlarla Barça’dan gelen Pjanic’in yerine tercih edilip birinci 11’e yazıldı. Sizin üzere isimlerle Türk futbolu eski günlerine dönecek, milyon eurolar alan 30 yaş üstü futbolcularla değil…
‘F.BAHÇE, 2-3 NET TRANSFER İLE ŞAMPİYONLUĞUN EN BÜYÜK ADAYI OLUR’
Finalde; iki ekip da bu kadar eksiğine karşın yenilgi almadı ve savsız, tatsız derbi beraberlikle sonuçlandı. Beşiktaş’ta Valerien Ismael’in dokunuşları ekipte gün geçtikçe tesirini hissettiriyor. Âlâ golcü ve stoper sınırı transferiyle, gelecek dönem argümanlı bir hale gelebilirler. Fenerbahçe’de ise kaliteli takım, başarılı bir Türk teknik adam var. Lakin gelecek dönem için teknik yönetici konusu hala netleşmiş değil. Ali Koç ve idarenin işi çok sıkıntı. İsmail Kartal bir derbiden daha kayıpsız çıktı. Gelecek dönem ister Jesus, ister İsmail Kartal ekibin başında olsun, yapılacak 2-3 net transfer ile Fenerbahçe şampiyonluğun en büyük adayı olur.
