Başakşehir-Fenerbahçe karşılaşmasının ardından çok konuşulacak sözler: “Bu işin şakası yok, az mı prim aldınız?”

Futbolda mümkün olduğunca detaya itina göstermeye çalışırım. Dikkatimi çekti: Szalai beraberlik golünü attı, kenara koştu, elinde kırık olan kaleci Altay’ın formasını kaptı, golü O’na armağan etti.

TAKIMDAŞLIK BU TÜRLÜ Mİ OLUŞUR?

Uzaktan bir İrfan Can göründü. Gelen ikinci bir oyuncu yok. Takımdaşlık bu türlü mi olur, kadro ruhu bu türlü mi oluşur, bir ekibin duygusu, coşkusu bu türlü mi pekişir? Bu kaleci Altay sizin ekip arkadaşınız değil mi? Az mı maç kurtardı, az mı puan topladı? Altay’ın inanılmaz maçlarıyla az mı prim aldınız? Fenerbahçe’nin ekip ruhu, dayanışması buysa, buralara kadar yine âlâ geldi.

İKİ AKRABANIN MAÇI ÜZEREYDİ…

Fenerbahçe’de Emre Belözoğlu, İrfan Can… Başakşehir’de başta Aykut Hoca, Tolga, Giuliano, kaleci Volkan Babacan, Mehmet Topal… Daha grupta olmayan kaleci Mert Günok, Deniz Türünç, Hasan Ali… Say say bitmiyor. İki akrabanın maçı üzereydi.

EN YAVAŞ ATAK…

Lakin Başakşehir “can”, Fenerbahçe “mal” kaygısına fikir ortada akrabalık falan kalmadı. Maçın bir öbür özelliği de, Üstün Lig’in en yavaş atağa çıkan, en fazla yan pas yapan iki kadronun maçıydı. Enteresandır, ligin en ağır atağa çıkan grubu Başakşehir “hızlı hücumla” ve kusursuz bir Ömer Ali vuruşuyla öne geçti. Fenerbahçe savunmasının yerinde olsam; kornerlerde, yan toplarda ailece rakip ceza alanı üstüne gitmem. Dönemiyorlar… Son maçta Gaziantep’den bu türlü bir gol yediler; tıpkı golü bu kez Başakşehir’den yediler.

GOL ÖNCESİ FAUL…

Fenerbahçe gol öncesi, “faul var” diye uzun mühlet itiraz etti. Pelkas’a kalkan ayağa faul verilir miydi? Elbette verilebilirdi, çok maçta da veriliyor. Cüneyt Çakır bu konumu ısrarla olağan gördü. Ancak bu gol için hakeme yüklendiğiniz kadar kendi özleştirinizi yapmak zorundasınız. Niçin geri dönemiyorsunuz, kornerlere, yan toplara giderken niçin savunma tedbiri almıyorsunuz?

‘PENALTI CANAVARI’

Valencia- Mahmut itiş kakışında iki futbolcu da sarı kartı hak etti. Lakin zati sarı kartla oynayan Mahmut‘un bunu düşünmesi ve tahrik varsa bile kendini frenlemesi gerekirdi. Penaltıda topa uzanan Harun, topa değil, Gulbrandsen’in ayaklarına dokundu. Lakin “penaltı canavarı”, kurtarışıyla bunu telafi etti.

NASIL BU KADAR ZORLANDI

Anlamakta sahiden zorlandığım şu: Fenerbahçe son yarım saati bir eksik oynayan Başakşehir karşısında nasıl oluyor da bu kadar zorlanıyor? Harun iki metreden Chadli‘nin topunu çıkarmasa, Edin Visca‘nın penaltısını kurtarmasa, Fenerbahçe üç puanı asla kurtaramazdı. Hatırlayın; Gaziantep maçının son 20 dakikası da Fenerbahçe için büyük kahırlar içinde geçmişti.

İŞİN LATİFESİ YOK

Son dakika penaltısını bile atamayan, hala işin dramatik boyutunu anlamayan Başakşehir için işin latifesi yok. Geçen yıl şampiyon olup tarih yazdılar, bu dönem küme düşüp tersten yeni bir tarih yazabilirler. Fenerbahçe’nin bu kadar etkisiz futboluna hakikaten şaşkınım: Lakin bu dönem “kötü futbol, uygun sonuç”u alışkanlık haline getirdiler. Bu anlayışla ve bir maç ziyadesiyle önder Beşiktaş‘la ortadaki puan farkını ikiye indirdiler. Güya “yürü ya kulum” durumu var.

ERCAN İNANÇ: BİR GALİBİYETTEN DAHA FAZLASI

Başakşehir galibiyeti ortaya koydu ki, Fenerbahçe şimdi “uçmuyor” ancak “Kartal’ın” peşini bırakmaya hiç niyetli değil. Zira “can derdindeki” Başakşehir’i kendi alanında devirmek her kadronun harcı değil. “Güzel futbol” da uğraşı.

TOPA SAHİP OLMA İSTEĞİ

Alandan talepleri “muhafazakar” ile “radikal” kadar zıt kutuplarda olsa da Aykut Kocaman ve Emre Belözoğlu’nun formülü birebirdi. Her iki hoca, ayıp olmasa alandan alıp meskene götürecek kadar “topa sahip olma” dileğindeydi ve maç motamot o denli başladı. Bir ipte iki cambaz olunca maçın birinci çeyrek saati futbol yerine “şahane” geri paslar, “mükemmel” yan paslarla geçti.

İSTEKLİ OLAN BAŞAKŞEHİR

Lakin daha istekli, daha organize olan, savunması makûs, forveti uygun sayılan Başakşehirdi. Daha doğrusu Fenerbahçe’nin tıpkı şekil rakip karşısındaki sakinliği mesken sahibini üstün gösteriyordu. Belözoğlu’nun Altay ve Gökhan üzere iki zarurî değişiklik dışında kazanan grubu bozmamak için alana sürdüğü “orta saha yüklü futbolcular” makine üzere oynayan Başakşehir orta alanı Tolga/Mahmut ikilisi yüzünden ileride çoğalamadı. Valencia yalnız kaldı. Süratli Başakşehir kanatları Fenerbahçe beklerinin çıkmasına müsaade vermedi.

NE TEMPO BIRAKTI NE DE…

Topu ayağına alınca oyunu soğutan Başakşehir, Fenerbahçe’de ne tempo bıraktı ne tertip.Topu kazandığında şimşek üzere ileri çıkan Başakşehir 18. dakikadaki kontratakla Harun’u avladı. Kaleci Altay hastanede değil de Ömer Ali’nin şutunu kapattığı köşenin doksanından yiyen Harun’un yerinde olsaydı tahminen de mağlup duruma düşmezdi Fenerbahçe. Ancak o vakit da silkinip kendine gelemezdi belki!

BERABERLİK GELDİ…

Evet… Golden sonra ve bilhassa sakatlanıp çıkan Başakşehir sol beki Cemali’nin yerine Uğur’u alıp Ömer Ali ile kanat değiştirten Aykut Kocaman atağından sonra Fenerbahçe tepki vermeye başladı İrfan Can dar alandaki hünerleri, Pelkas takipçiliği, Valencia orta toplardaki süratiyle Fenerbahçe’yi ileri taşıdı. Baskı konum, durum duran top kazandırınca, beraberlik 40. dakikada kornerden geldi. Caner’in kullanıp, Ozan’ın indirip Szalai’nin ağlara yolladığı top Emre Belözoğlu devri “yeniliklerinden” biriydi.

TOPSUZ ALANDA DA OYNUYOR

Bu kadar değil tabi… Belözoğlu’nun üçlü orta alana dönüş, Gustavo’yu skor alınana kadar kulübede bekletme, çizgide değil içeri kat eden orta saha kimlikli kanatlar üzere yenilikleri de var ve işe yarıyor işte. İkinci devre Antep maçının 2-1’e kadarki sürecindeki üzereydi Fenerbahçe. Pas oyunu oynayan sahip olduğu topla konum sonlandıran, topsuz alanda da oynayan bir takım…

EN KÖTÜSÜNÜ DENEDİ VE…

Mükafatı Pelkas’ın Başakşehir golünün kopyasını atmasıyla geldi. Skor Fenerbahçe lehine 2-1 olunca Başakşehir yapabileceklerinin en kötüsünü denedi ve sonlandı. Valencia’yı yere iten Başakşehir orta alanının beyni Mahmut kırmızı kartla oyundan atılınca 60. dakikada on kişi kalan mağlup durumdaki Başakşehir’in hiç kazanma bahtı kalmadı.

GUSTAVO VAKTİ

Artık Emre Belözoğlu için Gustavo zamanıydı… Mert Hakan çıktı Gustavo girdi ve Fenerbahçe savunmasına bir düğüm de o attı. Elinden sakatlık yaşayan Caner ise yerine Novak’a bıraktı. Aykut Kocaman ise Mahmut’un boşluğunu kapatabilmek için Mehmet Topal’ı alana sürdü. Fenerbahçe Sinan Gümüş ile cevap verdi.Taktik savaşları uygun de… Bir anlık konsantrasyon eksikliği yetiyordu az daha! Emre Belözoğlu 84’de “maç bitti” değişiklerini yaparken kaleci Harun’un garanti golü kurtarmak için yaptığı penaltı ve penaltıyı bir kurtarışı var ki, Fenerbahçe için “kaderin değiştiği” andı.

GALİBİYETTEN FAZLASI…

İstediği kadar oynasın, istediği kadar üstün olsun, beraberlik bile bitirirdi Fenerbahçe’yi. 1-0 geriden başlayıp Başakşehir’den üç puan almak, “galibiyetten fazlası”… Tahminen de şampiyonluk habercisi Fenerbahçe için. İşin açıkçası, boş tribünlü bol virüslü hızlandırılmış dönemde puan cetvelinden değerli bir şey yok artık.

GÜRCAN BİLGİÇ: G.SARAY VE BEŞİKTAŞ KAYIPSIZ GEÇMELİ

Fenerbahçe farkı 2’ye indirdi, bu hafta içi ligin kırılma noktası. Galatasaray ile Beşiktaş’ın, ligin doruğundaki iki kadronun, rakiplerinin maçlarının olmadığı haftaları kayıpsız geçmesi lazım ki, oynamadığı haftada Fenerbahçe’ye ziyan verebilsinler.

“BU SKORUN MANASI ÇOK BÜYÜK”

Başakşehir maçı çok kıymetliydi, kazanamasa büyük darbe almış olacaktı. Bunu kazanınca maçsız haftada bir beklenti koyuyor ortaya. Beşiktaş, Sivas deplasmanında, Galatasaray ise Trabzonspor ile oynayacak. İki grup da puan kaybedebileceği rakiplere karşı çıkıyor, bu 2-1’in manası çok büyük.

“İSTEKLİ, AİDİYET DUYGUSU YÜKSEK”

Emre Belözoğlu’nun 4. maçı, 3 galibiyet ve 1 beraberlik, beraberlik de Malatya maçıydı. Penaltı verilse tahminen 4’te 4 ile gidecekti. Oynanan oyun kalitesine baktığımızda istekli, aidiyet duygusu yüksek bir ekip.

“BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Son 2 maça 7 yerli ile çıktı Emre Belözoğlu, sorumluğu daha çok isteyen bir ekip. Pas kalitesinde ve oyunda eskisinden çok farklı değil. Evvelden bir şeyler yapmaya çalışmıyorlardı yalnızca, artık bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.

“HARUN’UN BİR DURUŞU VAR”

Harun Tekin için 23’te 10 penaltı kurtarmak değerlidir, yalnızca bahtla anlatılamaz. Harun’un burada kıymetli bir duruşu vardır. Başakşehir kupa maçında ne oynadıysa, birebirini oynadı. Kupa maçında da korner sonrasında gol yemişti Fenerbahçe, bu maçta da yedi.

10 Bin TL’ye varan güzel geldin bonusu Misli.com’da