Bankalar, tahsili gecikmiş alacak ya da takipteki krediler gibi alacaklarını yani müşterilerinin ödemesinden umudunu kestikleri borçlarını, dönem dönem varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Hatta bu şirketlerin de ödemelerini alacaklarına yönelik …
Bankalar, tahsili gecikmiş alacak ya da takipteki krediler gibi alacaklarını yani müşterilerinin ödemesinden umudunu kestikleri borçlarını, dönem dönem varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Hatta bu şirketlerin de ödemelerini alacaklarına yönelik çalışmaları filmlere dahi konu olmuştu. Son günlerde birçok bankanın ardı ardında yaptığı satışların tutarına baktık.
Borç, kapitalist sistemin en büyük silahlarından biridir. Çünkü borçluyu sistemin içinde tutar. Para bolluğu, düşük faizler ekonomide iyileştirmeyi harcamaların artmasıyla bir yandan da tasarrufun da farklı alanlara dağılarak finansal sistemi çeşitlenmesiyle yapar.
Bizim atalarımızın da kapitalist sisteme katkısı “Borç yiğidin kamçısıdır” deyişiyle olmuş olabilir. Yalnız bazen para balyalarıyla kamçılamasa da tokatlar. Borç, sistemin bir parçası olurken yönetimi de en önemli dengelerden biridir.
Borç ödenebildiği sürece sorunlu bir yapı değildir. Borcun sorun olduğu kısım, ödenememesidir. Bunun için de borcun alındığı finansal sistemin amirali olan bankalar, kendilerini koruma yöntemleri geliştirmiştir: Varlık Yönetim Şirketleri
Varlık yönetim şirketleri, özellikle bankalardan “tahsili gecikmiş”, “sorunlu”, “takipte” olan alacaklarını ya da muhasebe defterinin öbür tarafından bakılırsa vatandaşın borçlarını satın alır. Peki sorunlu borcu neden satın alır?
Hem ödenmiyor hem de para verilip alınıyor? Varlık yönetim şirketleri, birçok çalışma yöntemleriyle belli riskleri de göze alarak bu borçların ödenebildiği kısmını almak için ‘borç’ satın alır. Bankalar da zaten sorunlu olan borçları nakde çevirmiş olur.
Gelelim son günlerde bankaların bilançolarını temizlemek için “kurtuldukları” sorunlu borçlara. Son günlerde bazı bankalara “alacaklarını” sattı. Bakalım ne kadar alacak, ne kadar etmiş?
Kamuyu Aydınlatma Platformu’ndan alınan bilgilere göre, Garanti BBVA, gecikmiş kredi kartı ve kredi alacaklarını 3 varlık şirketine sattı.
KAP açıklamasına göre, satış yaklaşık 2 Milyar tutar büyüklüğünde olurken, 3 farklı varlık şirketine satılan alacakların toplam tutarı 490 Milyon TL etti.
KAP açıklamasında satılan portföy ve satış tutarları şu şekilde görüldü:
Ortak Varlık Yönetim AŞ.’ye, 531.114.815,54 TL tutan alacaklar 210.700.000 TL’ye,
Dünya Varlık Yönetim AŞ.’ye 530.949.087,28 TL olan alacaklar 216.300.001 TL’ye,
Sümer Varlık Yönetim A.Ş.’ye de 231.284.711,40 TL olan alacaklar da 64.800.000 TL’ye satıldı.
Denizbank, “tahsili gecikmiş alacak satışı”nı KAP’a bildirdi.
Kap açıklamasında ne kadara satıldığı bilgisi bulunmazken, satılan portföy büyüklükleri şöyle oldu:
Denge Varlık Yönetim A.Ş.’ye 31.614.504 TL tutarında ticari kredi,
Emir Varlık Yönetim A.Ş.’ye 304.568.833 tutarındaki bireysel ve tarım kredi,
Birikim Varlık Yönetim A.Ş.’ye 108.788.060 TL tutarındaki işletme kredi,
Dünya Varlık Yönetim A.Ş.’ye 138.709.345 TL tutarındaki bireysel kredi,
Birleşim Varlık Yönetim A.Ş.’ye 136.974.818 TL tutarındaki bireysel kredi portföyü satıldı.
QNB Finansbank da KAP’a yapılan açıklamada 907,7 milyon TL tutarlı tahsili gecikmiş alacağını Ortak Varlık Yönetim, Dünya Varlık Yönetim ve Emir Varlık Yönetim’e sattı.
Eski banka yöneticisi Prof. Dr. Şenol Babuşcu’nun hesaplamasına göre de bankacılık sektörünün 2023 yılı 37. hafta kredi verilerine göre en yüksek takipteki kredi oranı ihtiyaç kredilerinde görülüyor.
