Balığın sağlıklı ve istikrarlı beslenmede son derece kıymetli bir yere sahip olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Hareket Fadıloğlu, sayısız …
Balığın sağlıklı ve istikrarlı beslenmede son derece kıymetli bir yere sahip olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Ezgi Hareket Fadıloğlu, sayısız yararına rağmen ülkemizdeki balık tüketiminin azlığına dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler Besin ve Tarım Örgütü bilgilerine nazaran ABD, İspanya, Avustralya ve Yeni Zelanda üzere ülkelerde kişi başına yılda 20 kilogramdan fazla balık tüketildiğini söz eden Dr. Fadıloğlu, dünya ortalamasının yıllık 16 kilogramken Türkiye’de 6,26 kilogram balık tüketimi olduğunu söyledi.
BEDEN DİRENCİNİ ARTIRIYOR
Balığın az oranda yağa sahip yüksek pahalı bir protein kaynağı olduğunu vurgulayan Dr. Fadıloğlu, balık etinin yüzde 15-25 ortasında protein içerdiğini ve bu proteinlerin, bedendeki dokuların korunması ve gelişmesi için gerekli olan bütün esansiyel aminoasitleri içerdiğini söyledi.
Düşük yağ içeriği sayesinde zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezlerinden biri olduğunu tabir eden Dr. Fadıloğlu, “Kilonun sağlıklı seviyelerde tutulmasına yardımcı olur. Balık; fosfor, iyot, demir, kalsiyum üzere madensel tuzlar ve A, D, K, B kümesi vitaminler bakımından da uygun bir kaynaktır. İyot, çocukların zekâ gelişiminde kıymetli bir rol oynarken A vitamini bağışıklık sisteminin ve görmenin güçlenmesine, hastalıklara karşı direncin artmasına, D vitamini kemiğin gelişmesine, içerdiği demir kan üretimine, fosfor dokuların güzelleşmesine, cildin parlak, saçların canlı olmasına yardımcı olur.” halinde konuştu.
Ülkemizde ve dünyada yaygın olarak görülen D vitamini eksikliğine karşı balık tüketiminin epey değerli olduğunu kaydeden Dr. Fadıloğlu, “D vitamini istikametinden varlıklı olan besinlerden biri de somon, uskumru, sardalye üzere yağlı balıklardır. Balıkta, başka hayvansal kaynaklı besinlerin bilakis doymuş yağ yerine, doymamış yağ asitleri mevcuttur. Omega-3, bedenin üretemediği ve en fazla balıkta bulunan son derece yararlı bir yağ asididir. Omega- 3 yağ asitleri, bağışıklık sistemini müdafaanın yanı sıra diyabete karşı ve kalp damar hastalıklarına karşı da müdafaa sağlar.” bilgisini verdi.
KILÇIKLAR, KALSİYUM SAĞLIYOR
Sağlıklı ve istikrarlı beslenmede değerli bir yere sahip balıkta birtakım çeşitlerin kılçığı ile birlikte tüketildiğinde daha faydalı olabileceğini söyleyen Dr. Fadıloğlu, “Sardalye, hamsi üzere küçük balıklar kılçıklarıyla birlikte yenildiğinde süt eserleri üzere kalsiyum almanıza yardımcı olur ve kemik gelişiminde yarar sağlar.” dedi.
Balığın kızartılmasının kanserojen hususların oluşumuna ve besin kıymetinde azalmaya neden olduğunu söz eden Dr. Fadıloğlu, mümkün olduğunca ızgara, buğulama ve haşlama sistemlerinin tercih edilmesi gerektiğini söyedi.
Çiğ ya da az pişmiş deniz eserlerinin mikrobiyal açıdan risk taşıdıkları için tercih edilmemesi gerektiğini tabir eden Dr. Fadıloülu, hamilelik ve emzirme periyodunda bebeğin olağan gelişimi ve annenin sıhhati açısından haftada en az 3-4 defa balık tüketilmesi gerektiğini kelamlarına ekledi.
TAZE BALIK NASIL GÖRÜNÜR?
Balığın satın alma, saklama, hazırlama ve pişirme kurallarına dikkat edilmediğinde çarçabuk bozularak sıhhat açısından riskli sonuçlara neden olabileceğini hatırlatan Dr. Fadıloğlu, taze balıkların oda ısısında fazla bekletilmemesi ve pulları ve içi temizlendikten sonra buzdolabında saklanması gerektiğini söyledi.
Balıkların bu biçimde buzdolabında 1-2 gün, dondurucuda ise 3-6 ay kadar saklanabileceğini belirten Dr. Fadıloğlu, “Taze balık kokusuzdur, bayatladıkça asidik koku yayılır. Balığın pullarına elinizi sürdüğünüzde kolaylıkla elinize gelmemesi, dökülmemesi gerekir. Taze balığın gözleri parlak ve dışa bombeli olur. Tazeliğini yitirdikçe gözler buğulanmaya başlar ve içeri çöker. Solungaçları canlı kırmızıdır. Balığın derisi gergin olmalı, balığa parmakla dokununca meydana gelen çukurluk anında düzelmelidir. Bayat balıkta bu iz kalır.” diyerek ikazda bulundu.
