Millet bahçesi yapılmak istenen Atatürk Havalimanı’nın yıkım kararına ilişkin tepkiler sürüyor. Dün akşam İYİ Partililerin protesto gösterisi …
Millet bahçesi yapılmak istenen Atatürk Havalimanı’nın yıkım kararına ilişkin tepkiler sürüyor. Dün akşam İYİ Partililerin protesto gösterisi düzenlediği havalimanın önünde bu sabah da CHP’liler ve vatandaşlar toplandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu burada yaptığı açıklamada “Atatürk Havalimanı’na zarar verenlerden hesap soracağız. Yasa dışı ve hukuksuz bir şekilde buraya giren iş makinesinden hesap soracağız” dedi.
Peki millet bahçesi kararı neye dayanıyor?
“Plansız bir projeyle karşı karşıyayız”
TMMOB Şehir Plancıları Odası, süreç şeffaf yürütülmediği için yapım kararının hangi gerekçelere dayandığının belirsiz olduğuna dikkat çekiyor.
DW Türkçe’ye konuşan TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, millet bahçesi yapım kararının şehir imar planlarında yer almadığını söylüyor. Giritlioğlu, “İstanbul’un 2009 onanlı ve Kent Anayasası dediğimiz üst ölçekli planlarında ve bir bölü 5 bin ölçekli Nazım İmar planlarında ve dolayısıyla da bir bölü bin ölçekli uygulama imar planlarında Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesi olacağına dair bir plan kararı henüz yok. Buna ilişkin bir plan revizyonu yapılmış değil ve plansız bir şekilde hayata geçirilecek bir projeyle karşı karşıyayız” diyor.
İhale kamuoyuna açıklanmadı
Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine çevrilmesi için 2,1 milyar liralık ihale yapıldığını geçen hafta gazeteci Çiğdem Toker duyurmuştu.
Buna göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı TOKİ’nin pazarlık usulüyle yaptığı ihaleye davet edilen altı firmadan üçü, İstanbul Havalimanı’nı yapan müteahhitlik şirketleriydi. En uygun teklif ise Yapı&Yapı firmasından gelmişti.
İhalenin detayları kamuya açık kaynaklarda yer almıyor. Sürecin şeffaf yürütülmediğini vurgulayan Giritlioğlu, “Müthiş kapalı kapılar ardında yapılan bir ihaleyle karşı karşıyayız. Şimdi planı olmayan bir yer düşünün. Hukuken zaten planı olmayan bir yerin ihalesi olamaz. Çünkü o ihalede bu iş tanımının olması gerekiyor. E planı yoksa burada yapılacak işin ne olduğunu nereden biliyoruz, bu belli değil” diye konuşuyor.
İhalenin Kamu İhale Kanunu’nun 21-B maddesine dayandırıldığını ifade eden Giritlioğlu, “Bu madde, doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen durumlarda ya da can ve mal güvenliği açısından ivedilikle yapılması gerektiği idarece tespit edilen durumlarda başvurulması gereken bir yöntem. Ancak burada böyle bir durum da söz konusu değil. Yani ihalenin gerekçesi, dayanağı da hatalı” diyor.
“İstanbul Havalimanı için görüşmeler var”
Şehir imar planlarında yer almadan ihalesi yapılan proje kamuoyuyla paylaşılmadan iş makineleri Atatürk Havalimanı’na girdi. Görüntüleri İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İYİ Partili Meclis Üyesi Ali Kıdık cumartesi günü paylaştı. Ali Kıdık yıkım kararının İstanbul Havalimanı işletmesinin satışına ilişkin görüşmelerle ilişkili olduğunu iddia etti.
Kıdık, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, en ciddi alıcı olduğunu öne sürdüğü Abu Dabi Havalimanı işleticisi AUF firmasının Avrupa yakasında başka bir havalimanı istemediği için bu kararın alındığını yazdı.
Üç havalimanı aynı anda kullanılabilir mi?
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ise bugün bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, İstanbul’un üçüncü bir havalimanına ihtiyacı olmadığını belirterek “İstanbul ve Atatürk Havalimanı aynı anda kullanılamaz” dedi.
Peki Atatürk Havalimanı’na gerçekten ihtiyaç yok mu? İstanbul’da bulunan üç havalimanı da aynı anda kullanılamaz mı?
DW Türkçe’ye konuşan emekli pilot ve sivil havacılık uzmanı Bahadır Altan, Bakan Ersoy’un açıklamalarının bir itiraf niteliğinde olduğunu düşünüyor. Altan, “Üçüncü bir havalimanına ihtiyaç yoksa bu kadar milyarlar akıtarak, doğaya, çevreye büyük zararlar vererek, İstanbul’un su havzalarını yok ederek, yüzlerce işçinin iş cinayetinde can kaybına izin vererek neden İstanbul Havalimanı’nı yaptınız?” diye soruyor.
İstanbul Havalimanı, temellerinin atıldığı Haziran 2014’ten bu yana çevreye verdiği zarar, İstanbul’a getirdiği yük ve inşaat alanındaki işçi ölümleri nedeni ile yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.
“Niyet, Atatürk Havalimanı’nı kapatmak”
Altan’a göre İstanbul Havalimanının yeri yanlış seçilse de planlama yapılarak üç havalimanı da birlikte kullanılabilir.
Bahadır Altan, “Şöyle ki kalktıktan sonra Atatürk Havalimanından kesişme istikametinde kuzeye doğru bir kalkış olduğunda dahi, bin fit alındığında, emniyet irtifası altında alındığında, ki Batı’da bunun örnekleri var. Radar kontrolünde uçaklar hemen 90 derece dönüş yapabilir ve bu kesişme o olumsuzluğu ortadan kaldırabilir. Bu şekliyle bile kullanılabilir. Ama niyet bu değil. Niyet, Atatürk Havalimanı’nı kapatmak” diye konuşuyor.
Atatürk Havalimanı’nın konumu itibarıyla kullanıma ve toplu taşımaya çok elverişli olduğunu, içine kadar gelen bir metro ağı olduğunu hatırlatan Altan, “Bunlar üçüncü havalimanını yaparak aslında bir cinayet işlediler. Atatürk Havalimanı’nı öldürdüler. Şimdi cesedi ortadan kaldırmak zorundalar” ifadelerini kullanıyor.
Şehir Plancıları Odası dava açacak
Şehir Plancıları Odası ise süreçle ilgili dava açma hazırlığında. Dava için hazırlıklarını sürdürdüklerini ifade eden Pelin Pınar Giritlioğlu, ortada milyonlarca dolarlık kamu zararı olduğuna dikkat çekiyor.
Halkı bu kadar zarara uğratan bir yatırımın neden burada yapılacağının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Giritlioğlu “Neden kamunun bütün arazileri arka arkaya satıldı? Bir karış açık alan bırakılmadı. Son kalan araziler haraç mezat satılıyor da mevcut bir kamu yatırımı, büyük bir kamu yatırımı millet bahçesine dönüştürülüyor? Bunu Bakanlığın ve TOKİ’nin açıklaması gerekiyor” diyor.
Türkiye’de yaşanan pahalılığa ve ekonomik sıkıntılara dikkat çeken Giritlioğlu, “Yapılan zamların sebepleri de bunlardır. Biz bütün bu maliyetlerin parasını hepimiz cebimizden ödüyoruz. İstanbul da ödüyor, Diyarbakır da ödüyor, Trabzon da ödüyor, Antalya da ödüyor” diye ekliyor.
Millet bahçelerinin diğer yeşil alanlardan farklı olarak millet kıraathaneleri, camiler, külliyeler, sergi salonları, kütüphaneler, kafeler gibi yapılaşmalara konu olabildiğine işaret eden Giritlioğlu, bu alanların millet bahçeleri adı altında birçok inşaat firmasına yeni bir rant kapısı olarak sunulduğunu vurguluyor. Giritlioğlu, buradaki yapılaşma da dikkate alındığında afet toplanma alanı olarak planlanmasının da mümkün olmadığını ifade ediyor.
Bakan Kurum: İmara açılmayacak
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum bugün yaptığı açıklamada, yapılacak millet bahçesine 132 bin 500 fidan dikileceğini, alanın hiçbir şekilde imara açılmayacağını söyledi.
Kurum, Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin müjdesini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiğini, burada bir pistin acil durumlar için kullanılacağını, afet zamanlarında ise vatandaşa hizmet vereceğini belirtti.
Bakan Kurum, kararın gerekçesine ve ihalenin detaylarına ilişkin bilgi ise vermedi.
Atatürk Havalimanı 7 Nisan 2019’da ticari yolcu taşımacılığına kapatıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı filosu, özel firmalara ait kargo uçakları, iş jetleri ve özel jetler tarafından kullanılmaya devam etti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kasım 2021’de CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın soru önergesine verdiği yanıtta, Atatürk Havalimanı’nın ticari yolcu taşımacılığına kapatıldığı 7 Nisan 2019 tarihinden 30 Eylül 2021 tarihine kadar havalimanına 90 bin 693 adet uçak trafiğinin gerçekleştiğini bildirmişti.
Ulaştırma Bakanı: Tamamen kapatmıyoruz
Adil Karaismailoğlu, Atatürk Havalimanı’nın yıkım kararına ilişkin ise Berlin’de açıklamalarda bulundu. Havalimanının tamamen kapatılmayacağını söyleyen Karaismailoğlu, “Burada Doğu-Batı açık kalacak ve acil durumlar için kullanılacak” dedi.
Atatürk Havalimanı’nın yerleşim yerinin ortasında kaldığını ve kapasitesinin dolmuş olduğunu savunan Karaismailoğlu, “İhtiyacı karşılamayan bir havalimanı oldu. Tabii ki burada bir değişim ve yeni yatırım yapmak gerekiyordu” ifadelerini kullandı.
Yıkıma karşı tepki gösterenleri de eleştiren Bakan Karaismailoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu da hedef alarak, “Bakıyorsunuz bir yanda bir tane İETT otobüsünü işletemeyen bir zihniyet gelip, şehre yapılacak bir yeşil alana karşı çıkması yaptıkları saçmalıktan ya da muhalefet ettiklerini zannettiklerinden başka bir şey değil” dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 28 Mart’ta yaptığı açıklamada, “Eninde sonunda Atatürk Havalimanı’nın da heba olmasına izin vermeyeceğiz. 2023 sonrasında İstanbul’un hayatına tekrar dahil edeceğiz” demişti.
İmamoğlu’nun bu açıklamasının ardından iktidar tarafından Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine çevrilmesi kararının hızlandırıldığı da iddia ediliyor. İYİ Partili Ali Kıdık, İmamoğlu’nun sözlerinin ardından sözlü olarak “yıkın” talimatı geldiğini öne sürdü. Bakan Karaismailoğlu, nisan ayı başında katıldığı bir iftarda İmamoğlu’nun sözlerine karşılık verdiği demeçte, “Atatürk Havalimanı hikayesi kapandı gitti. Oranın şimdi kuzey-güney pistine ‘Millet Bahçesi’ olarak işe başlanıyor” demişti. Millet bahçesi için kapalı kapılar ardında yapılan ihale ise 29 Nisan’da gerçekleşti.
Ekrem İmamoğlu’ndan tepki
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da Atatürk Havalimanı’ndaki yıkım çalışmalarına çok sert tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı: “1912’de kurulan, Osmanlı’dan miras alınan, dünyanın ilk 10 havaalanından birini yıkıyorsunuz. İnsan babasının malını bile yıkacak olsa kardeşine, akrabasına, eşine, dostuna danışır. Siz bu milletin servetini yıkarken kime danıştınız? Seçilmiş belediye başkanına sormadınız, siyasetçilerine sormadınız, akademisyenine sormadınız, sivil toplumuna sormadınız. 16 milyona sormadınız. Kime sordunuz?”
İstanbul Havalimanı için 3 Mayıs 2013’te yapılan ihaleyi İGA yatırımcılarının oluşturduğu Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubu (OGG) 22,1 milyar euroluk bir bedelle almıştı. Mart sonuna göre İGA’da Kalyon Grubu’nun yüzde 55, Cengiz Grubu’nun yüzde 45 hissesi bulunuyor.
Ekim 2018’de İstanbul Havalimanı’nın ilk etabının açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nın aynı isimle hizmet vermeyi sürdüreceğini belirterek “Atatürk Havalimanımız burası tam kapasiteyle hizmete girdiğinde ticari seferlere kapanacak olmakla birlikte havalimanı vasfını koruyacak” demişti.
Atatürk Havalimanı’nda yıkımın başlamasıyla ise gözler millet bahçesi ihalesini alan Yapı&Yapı şirketine çevrildi. Zafer Yıldırım’ın sahibi olduğu Yapı&Yapı şirketinin 21-B maddesi üzerinden çok sayıda kamu ihalesi aldığı görülüyor. Firmaya 2019, 2020 ve 2021 yıllarında verilen kamu ihalelerinin toplamı 16 milyar 192 milyon lirayı buluyor. Ankara AKM ve Millet Bahçesi projesini de üstlenen şirketin aldığı ihaleler arasında İstanbul Finans Merkezi’ndeki SPK binası ve özel proje alanı, Kanal İstanbul ile bağlantılı olan Halkalı-Ispartakule arası demiryolu projesi, Marmara Üniversitesi Başıbüyük Sağlık Yerleşkesi, Maltepe Sahili Spor ve Rekreasyon Alanları gibi büyük projeler bulunuyor.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün partisinin grup toplantısında, millet bahçesi ihalesini kazanan ve Atatürk Havalimanı’na iş makineleriyle giren Yapı&Yapı şirketine seslendi. “O makinelerin müteahhiti, sana ise özel ilgi göstereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu, “O müteahhite sesleniyorum o makinelerini çekeceksin oradan. Geliyoruz. Adalet, hak, hukuk, felaketleri önlemek için geliyoruz. Makineleri çek, pistlere dokunma” dedi.