Tüm dünyayı saran koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında dünya genelinde milyonlarca çocuk yüz yüze eğitimden geri kaldı. Aksamaların …
Tüm dünyayı saran koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında dünya genelinde milyonlarca çocuk yüz yüze eğitimden geri kaldı.
Aksamaların yaşandığı eğitim alanında çocukların sağlıklı bir halde eğitim görebilmeleri için aşı yapılmasına yönelik tartışmalar da arttı.
Türkiye’de de 6 Eylül’de okulların açılabilmesi için birtakım adımlar atmaya hazırlanıyor.
OKULLARIN AÇILMASI İÇİN YENİ ADIMLAR ATILIYOR
Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Konseyi Üyesi ve Ankara Kent Hastanesi Ağır Bakım Uzmanı Prof. Dr. Sema Turan da bu hazırlık ve planlara ait bilgi verdi. En değerlisinin Eylül ayından sonra çocukların eğitim hakkının devam etmesi gerektiğine dikkat çeken Turan, “Online süreçte elimizden geldiğince eğitim desteklense de yüz yüze de olduğu kadar tesirli bir eğitim yapmak çok mümkün değil. Birinci gayemiz okulları açabilmek için gerekli takviyesi sağlamak. Bu nedenle bu istikamette konuşmalarımız devam ediyor. Gayemiz bu okulları açmak olağan ki.” dedi.
BİRİNCİ ETAPTA 15 YAŞ AŞILANACAK
Prof. Dr. Turan, aşı yaşının okulların açılması öncesinde daha da aşağı çekilmesi konusunun, Bilim Kurulu’nun gündemine geldiğini belirtip, Sıhhat Bakanlığı’nın amacına ait şu bilgileri verdi:
“Dünyada aşı trendine bakacak olursanız pek çok ülkede aşı trendinde aşı yaşını 15 hatta 12 yaşa kadar indiren ülkeler var. Biz birinci etapta 15 yaşa kadar indirip, 12-15 yaş ortasında da yüksek riskli hastalık sahibi, hastalığı olan çocuklar için aşılama konusunu konuşuyoruz. Bu mevzuda net bir karar alınacak yakın vakitte. Okulların açılmasından evvel olması tabi ki maksadımız. Öncelikle okullar açılmadan bu işi yapmak, çocukların kâfi immünizasyonunu sağlamak için düşünülmekte. Birinci etapta 15 yaşa kadar 12-15 yaş ortasında da yüksek riskli kümesi aşılama planı var.”
“KISITLAMAK ZORUNDAYIZ”
Prof. Dr. Turan, iki doz aşısını olmuş bireylerin aşı şemasında göründüğünü, bunun da aşı kartını oluşturduğunu söyleyerek, aşı olan bireylerin topluma karşı sorumluluklarını almış bireyler olduğunu vurgulayarak, “Bu nedenle hem kendilerini hem etrafını hem de ülkesini korumuş olmakta. Aşılanmadıkları vakit beşerler hastalığın devam etmesine, hastalığın varyantlarının ortaya çıkışının suratını artırıyorlar. O nedenle birtakım kararlar almak zorundayız. Kalabalık yerlere bireylerin girişini bir halde kısıtlamak ve sınırlamak durumundayız. Bu mevzuda da konuşmalar devam etmekte. Aşılı değilseniz de PCR gerekliliğine vurgu yapıyoruz. İki doz aşısını olmuş bireyler aşı şemasını tamamlamış gözüküyor aslında. Şu evrede biz aşı şemasında tıpkı aşıdan iki defa aşılanmış olmayı ya da iki doz aşı sonrası üçüncü dozu önemsiyoruz. Şayet bu formda aşılanma gerçekleşirse bu bireylerin korunmuş olacağını düşünüyoruz.” dedi.
DSÖ’NÜN 18 YAŞ ALTI ÇOCUKLARIN AŞILANMASINA YÖNELİK DEĞERLENDİRMESİ
Dünya Sıhhat Örgütü’nün (DSÖ) geçen günlerde düzenlediği bir bilgilendirmede açıklama yapan DSÖ Kovid Uzman Komitesi üyesi Dr. Katherine O’Brien, okulların açık kalması gerektiğine dikkat çekmiş ve “Gençlerin yahut çocukların okula devam etmeleri için aşı olma mecburiliği yoktur. Bu durum onların okula gitmelerine pürüz olmamalı. Aşı, sahiden daha fazla hastalık riski taşıyan etraflarındaki yetişkinlerin korunmasıyla ilgili.” değerlendirmesi yapmıştı. DSÖ ayrıyeten şimdiye kadarki datalara dayanarak, 18 yaşın altındaki çocukların bugüne kadar bildirilen hadiselerin yüzde 8.5’ini oluşturduğunu bildirmişti.
