Akciğer kanserinde erken tanı hayat kurtarıyor

Akciğer Sıhhati ve Ağır Bakım Derneği’nce (ASYOD) Antalya Belek’te düzenlenen Memleketler arası iştirakli Ulusal Akciğer Sıhhati Kongresi (UASK 2022), Türkiye ve dünyadan çok sayıda göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi uzmanlarının iştirakleriyle gerçekleştirildi.

Kongrede göğüs hastalıkları tarafından takip ve tedavisi yapılan hastalıklar ile ilgili şimdiki bilgiler, yeni teşhis ve tedavi teknikleri, karşılaşılan farklı olgular ve alandaki doktorların karşılaştığı klinik sorunlar tartışıldı.

Kıyık, akciğer kanserinin dünyada ve Türkiye’de kanser cinsleri içinde en fazla görülen ve en fazla mevte neden olan durumunun olduğunu kaydetti.

“11 YAŞINDAN İTİBAREN ÇOCUKLARDA SİGARA İÇME ORANLARININ ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ”

“Akciğer kanseri giderek artıyor mu?” sorusunun karşılığına ait Kıyık, şu tabirleri kullandı:

“Şöyle cevaplayabiliriz. Sigara içimi sanki artıyor mu? Evet maalesef sigara içimi artıyor. 11 yaşından itibaren çocuklarda sigara içme oranlarının arttığını görüyoruz. Her şeyden evvel kansere yakalanmamak lazım. Nasıl bir yola çıktığımızda sürat yaptığınızda kaza riskinin artıyorsa, akciğer kanserine de sigara içersek, kansere sebep olabilecek kimi iş kollarında çalıştığımızda, hami önlemler alınmadığı vakit akciğer kanserine yakalanma riski artacaktır. Kanser olduktan sonra dileğimiz şu, akciğer kanserini erken evrede yakalayabilmek.”

“AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİNDE HARİKA GELİŞMELER VAR”

Kanseri önlenemiyorsa, erken evrede yakalamanın kıymetini işaret eden Uzman Dr. Murat Kıyık, “Dünyada tarama çalışmaları var. Düşük doz akciğer tomografisiyle daha erken evrede yakalayıp, kanseri erken evrede halletmek, tedavisini yapmak için. Tedaviyi yapmak için bir kadro teşebbüsler var. Şu an akciğer kanseri tedavisinde fevkalâde gelişmeler var. Bundan 10 yıl evvel akciğer kanserinde sağ kalma, hastalıktan kurtulma oranları yüzde 12-15 düzeyindeydi, bugün yüzde 25’ler civarına yükseldi. Olağan ki bu oranlarda az ancak biz gelişmelerin devam edeceğini umut ediyoruz. Akciğer kanseri tedavisinde erken evrede aslında tümörün cerrahi olarak çıkarılması gündemde olduğu için burada çok fazla evvelce beri değişen bir şey yok.” diye konuştu.

“TEDAVİDE UMUT VERİCİ GELİŞMELER”

Hastaların kendilerine daha çok ileri evrede gediğinin altını çizen Kıyık,

“İmminoterapi, maksada yönelik tedaviler, nokta atışı denilen radyo terapi uygulamaları sayesinde akciğer kanserine tedavi edici bir hastalık haline getirme yahut kronik bir hastalığa çevirme yolundayız şu anda. Gayeye yönelik tedavilerle günde alacağımız birkaç hapla hastalık bir kronik hale gelebiliyor. Bunlar çok uzun vadeli tedaviler olduğu için maliyeti yüksek olmakla birlikte hastalığı önleyici tedavi edici durumda oldukları için uzun yıllar hastalanıp 10-15 yıldır tedavi ettiğimiz hastalarımızın olması bizleri sevindiriyor. İmmünoterapi beden bağışıklığını güçlendirerek onları kansere karşı savaşan hücreler durumuna çeviren tedaviler bunlar. Bunlarda umut verici. Akciğer kanserinde olduğu üzere öbür kanserler içinde umut verici lakin değerli tedavilerdir. Bunların gelişmesi daha ileride kombinasyon tedavilerinin olması yeni yapılan çalışmaların süratli biçimde devam etmesi de kanser tedavisinde umut veriyor.” dedi.

“BOCALAMA, HASTALIĞI REDDETME, DAHA SONRA KABULLENME ÜZERE DURUMLARI GÖRÜYORUZ”

Akciğer kanseri olan bir hastayla karşılaştıklarında yaşanılanları anlatan Kıyık, “Ailenin nasıl yıkıldığını, hastanın kendini sorgulamaya başladığını görüyoruz. Hasta bir kez depresyona giriyor, ondan sonraki ömrü büsbütün değişiyor. Hayatında yesyeni bir sayfa açılıyor. Evvel bir bocalama, hastalığı reddetme, daha sonra kabullenme üzere durumları görüyoruz. Bu durumlara düşmeden aslında keşke sigara bırakılabilse, gözetici önlemlere uyabilsek.” değerlendirmelerinde bulundu.