22 avukat hakim karşısına çıkıyor: “Üretilmiş delillerle mahkumiyet isteniyor”

Kanun Kararında Kararname (KHK) ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Lideri Selçuk Kozağaçlı’nın da ortalarında olduğu 22 avukatın yargılanmasına bugün Silivri’de devam edilecek. “Örgüt yöneticiliği” suçlamasıyla yargılanan avukatlar Selçuk Kozağaçlı ve avukat Barkın Timtik, 2017’den bu yana tutuklu bulunuyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Ofisi avukatlarının yargılanma süreci, dokuz sene evvel gerçekleşen polis operasyonuna uzanıyor. Ocak 2013’te, ÇHD İstanbul Şubesi Ofisi ve Halkın Hukuk Ofisi’ne yönelik operasyonda 15 avukat gözaltına alındı. Örgüt üyeliği ile suçlanan avukatlar farklı tarihlerde tahliye edildi. Tutuklu avukatın kalmadığı bu dava sürerken, bir diğer soruşturma başlatıldı. 2017 yılında Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Ofisi’ne yönelik bir operasyon daha yapıldı. Eylül ayındaki operasyonda tutuklanan avukatlar bir yıl sonra hakim karşısına çıktıkları birinci duruşmada tahliye edildi lakin hür bırakılmalarının çabucak sonrasında savcının yaptığı itiraz üzerine haklarında yakalama kararı çıkarıldı. Operasyonun akabinde açılan davada, 2’si tutuklu 22 avukat yargılanıyor. Dava belgesinde, Hollanda ve Belçika’dan elde edildiği tez edilen lakin hala evraka sunulmayan kimi dokümanlar, itirafçı ve zımnî şahit sözleri kanıt olarak yer alıyor.

56 yıla kadar mahpus cezası talebi

Savcı, 16 Kasım 2021 tarihinde görülen duruşmada mütaalasını açıkladı. Selçuk Kozağaçlı’nın “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” cürümlerinden 16,5 yıldan 30 yıla, Barkın Timtik’in ise 15 yıldan 53,5 yıla kadar mahpusu istendi. Mütalaada hakkında en fazla mahpus cezası talep edilen avukat, Taylan Tanay oldu. 56 yıla kadar cezası talep edilen Tanay’a yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Avukatlar Güray Dağ, Efkan Bolaç, Serhan Arıkanoğlu, Mümin Özgür Sarfiyat, Metin Narin, Sevgi Özer Sönmez, Alper Tunga Saral, Rahim Yılmaz ve Selda Kaya Yılmaz için ise “örgüte üye olmak” kabahatinden 7,5 yıldan 15 yıla kadar mahpus cezası talep edildi. Mütalaada, sanıkların “Terör örgütü DHKP/C’nin üst idaresinin talimatlarıyla kurulan ve faaliyet yürüten bu nedenle örgüt içerisinde ‘sporcular’ olarak anılan Halkın Hukuk Ofisi’nde faaliyette bulundukları, örgütün üst idaresi ile örgütsel yazışmalar yaptıkları, yakalanan örgüt mensuplarına örgütün talimatlarını ilettikleri” kaydedildi.

Bugün Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde görülmeye başlanacak duruşma üç gün sürecek. Duruşmaya, baro liderlerinin yanı sıra ve Türkiye Barolar Birliği’nin de iştirak göstermesi bekleniyor. ÇHD, yaptığı yazılı açıklamada, kelam konusu yargılamanın adil yargılanma hakkı ihlalleri ile tarihte yerini aldığını savunarak, “Genel liderimiz avukat Selçuk Kozağaçlı ve üyemiz avukat Barkın Timtik, 5 yılı aşan tutukluluklarına karşın tutuklu yargılanmaya devam ediliyorlar. Sizi bu duruşma şahit olmaya davet ediyoruz. Gelin ve arkadaşlarımızın nasıl yargılandığını görün” diyerek davette bulundu. Dava kapsamında tutuklu yargılanan avukat Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle başlattığı mevt orucu nedeniyle 27 Ağustos 2020’de hayatını kaybetmişti.

“Dosyada rastgele bir evrak aslını görmüyoruz”

Metin Lokumcu davası, Soma davası, Berkin Elvan davası üzere Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran birçok davada avukatlık yapan, işlerine geri dönebilmek için açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın da avukatlığını üstlenen Selçuk Kozağaçlı, baro liderlerini Eylül ayındaki duruşmaya davet etmek üzere Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektupta, yargılamanın temel konusunun siyasi ceza davası avukatlığı olduğunu belirterek, “Hukuksuz yargılanıyoruz ve dayanaksız kapatıldık” demiş, üstlendikleri siyasi davalar üzerinden yargılandıklarını savunmuştu.

DW Türkçe’ye konuşan ÇHD İstanbul Şube Lideri Çiğdem Akbulut, evraktaki suçlamaların bir desteğinin, akıl sıhhatinin yerinde olmadığına dair raporları bulunan ve 11 yaşından bu yana istihbarat elemanı olarak çeşitli örgütlerde çalıştığını tez eden bir itirafçı beyanı olduğunu söylüyor. “Mahkeme heyeti Kasım ayında görülen duruşmada, suçlamaların desteği olan şahide dair araştırma taleplerimizi kabul ederek evrakların ilgili yerlerden getirilmelerini istemişti. Bugün prestiji ile belgede tekrar rastgele bir evrak aslını görmüyoruz” diyor.

“ÇHD’nin avukatlık pratiğine yönelik bir saldırı”

Avukatlar hakkındaki suçlamaların yurtdışından getirildiği sav edilen lakin asılları dava belgesine hiç girmemiş dokümanlara dayandırıldığını söyleyen Çiğdem Akbulut, “Polis operasyonunu yürüten siyasi şube polislerinin tamamı ile soruşturma savcısı, haklarında ya FETÖ üyeliğinden mahkumiyet kararları olan ya da firari şahıslar. Bu bireyler, misyonda oldukları müddet boyunca ‘delil üretme’ konusunda muvaffakiyetleri ile tanınıyorlar” diyor. Kozağaçlı ve Timtik’in tahliyesini ve yargılanan meslektaşlarının beraatine karar verilmesini talep ettiklerini lisana getirerek, “Bu belgenin, esasen ÇHD’nin avukatlık pratiğine yönelik bir hücum olduğu aşikardır. Üretilmiş kanıtlar ile arkadaşlarımız mahkum edilmek isteniyor” diye konuşuyor.

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe